Paylaş
İzmir Barosu’nun Şakran Çocuk ve Gençlik Ceza İnfaz Kurumu’nda yaşanan olaylarla ilgili raporu epeyce uzun...
Ancak merak edip bakman isteyenler http://www.izmirbarosu.org.tr/IzmirBaro/pdf/cocukhaklari/%C4%B0ZM%C4%B0R_%C3%87OCUK_ve_GEN%C3%87L%C4%B0K_KAPALI_CEZA_%C4%B0NFAZ_KURUMU_RAPO%20R_ESAS.pdf adresinden bu rapora ulaşabilirler.
Bazı iddialar var.
Bunun üzerine İzmir Barosu üyeleri ve bilirkişilerden oluşan bir heyet Şakran’a gidip incelemelerde bulunmuş; buradaki gençlerle de konuşmuş.
Raporda; hortumla dövülen, yarasına tuz basılan, müşahedenin iki ayını yataksız geçiren, tecridin yanı sıra dayakla da eğitilen, mavi süngerlerle kaplı olduğu için adı ‘mavi oda’ olan ceza odalarıyla korkutulan çocukların olduğu söyleniyor.
Gidip görmedim; cezaevi şartlarını bilmiyorum.
Ama Mayıs ayından bu yana gündeme getirilen iddiaların arkası kesilmiyor.
Tutuklu ve hükümlü çocuklara uyku ilacı yerine şizofren, manik depresif, majör depresyon gibi ağır ruh sağlığı tedavilerinde kullanılan çok etkili bir ilaçların içirildiği söyleniyor.
Adalet Bakanlığı “İşkence yok” demişti.
İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Baş ise “İddialar asılsız” diyor ve Şakran’ın 365 gün 24 saat düzenli olarak izlendiğini söylüyor.
Dilerim öyledir.
Çünkü İzmir Barosu’nun raporunu okuyunca insan ne yapacağını şaşırıyor.
Çocuklarımızdan ve gençlerimizden daha önemli bir şey yok bizler için...
Işık hocadan yeni öneriler
Işık Tarakçıoğlu hocamızı çok uzun yıllardır takip ederim.
Ege Üniversitesi’nin tekstil bölümünde harikalar yaratmıştır; sektöre çok insan kazandırmıştır. Daha da önemlisi hep yeniliklere imza atmıştır.
Basit ama hayatımızı kolaylaştıran öneriler getiriyor Işık hoca...
Kendisini büyük bir ilgiyle takip ediyorum.
Sonuncu önerisi yazlıkların başındaki en büyük sıkıntılardan biri nemle ilgili...
Ege Bölgesi yazlık cenneti; çoğu zaman üç ay kullanılıyor, sonrasında da bir sonraki yaza kadar evler kapatılıp gidiliyor.
Her dönüş ayrı bir uğraş demek...
Nemle birlikte yenilenen neredeyse her yıl boya yenilenir, kaçak başlayıp giderek büyüyen ev içi tamiratlar devam eder.
Işık hoca; neme yine kumaşlı bir çözüm öneriyor.
Hem ısınma problemine, hem de insanları ürküten bu tamirat konusuna çözüm getiriyor.
Hocamızı izlemeye devam ediyoruz.
Ne siyasetmiş
Aylar öncesinde bir yazı yazmıştım; “Hangisi daha iyi” diye...
Hatırlatayım.
AK Parti’de aday adayı olmak için bile önce il başkanlığından sonra Genel Merkez’den izin almanız gerekiyor. Bu iki aşamayı geçemeyen aday adaylığını açıklayamıyor. CHP’de ise dosyayı veren aday adayı olabiliyor. Sınırlama yok... Böyle olunca; Ege Bölgesi’nin tamamında yüzlerce aday adayı sıraya girdi. Demokratik mi, demokratik... Bir yarış var mı; var... AK Parti’de “Parti içi disiplin var” dendiği içi kimse ağzını açamıyor. Oysa AK Parti koridorları kaynıyor. CHP’de ise herkes konuşuyor. Öyle çok konuşuyor ki; kim ne diyor anlaşılamıyor. Herkes “Genel Merkez’de şununla görüştüm, işim tamam” diye İzmir’e dönüyor. Bir liste yapsanız; Buca’ya 11 başkan, Karşıyaka’ya beş başkan, Konak’a ise 15 başkan seçmeniz lazım. Sonuçta bir kişi aday olacak ve seçimlere o isimle gidilecek. Gelin görün ki; tam bir kaos var. Hangisi doğru inanın hala karar veremedim.
ÖNCE LİSTELER
İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş, CHP Konak Belediye Başkan aday adaylığı için görevinden istifa etmiş. Pekdaş’a teklif mi geldi, kendi isteğiyle mi istifasını verdi; kulislerde çok çeşitli bilgi var. Öncelikle hayırlısı olsun. Ama siyasette herşey var. Son karar veren hep Genel Merkezler oluyor. Şunu söylemeye çalışıyorum. Konak’tan aday adayı olursun; listede bir başka yerde olursun, ya da olmazsın. Önemli olan niyeti göstermektir. Her partiden daha çok kadın adayın olması istenilen birşey… Önce listeleri görelim bakalım...
Paylaş