Paylaş
Karşılıklı jestleri, iyi sözleri inanın unuttuk.
Aslında bu bize özgü de değil.
Avrupa Parlamentosu’nda da çok sert tartışmalar yaşanıyor.
Demokrasinin beşiği diye geçen Amerika’da konuşulan konulara bazen hayret ediyorum.
Ve özellikle suçlamalar, kullanılan diyaloglar giderek artıyor, sertleşiyor.
Oysa bu tartışmaları yapanların bir araya geldiklerinde, karşılaştıklarında hiçbir şey yokmuş gibi davrandıklarına da şahit oluyorum.
Sosyal medyanın faydalı çok özelliği var ama siyasetin sertleşmesine de çok katkı sağladığını düşünüyorum.
Siyasetçiler ve danışmanları bilgisayarın başına geçip tuşlara bastığında çok acımasız olabiliyorlar.
Aynı fikirleri çok daha yumuşak söylemek varken; bilgisayardan çok daha sivri sözler dökülmeye başlıyor.
Eskiden yani sosyal medyanın bu kadar yaygın olmadığı dönemlerde politikacılar köy köy, kahve kahve dolaşıp söyleyeceklerini söyler, vatandaşın da derdini dinlerdi.
Şimdi gezecek ne zaman var, ne de siyasetçinin o kadar sabrı...
Sonuçta basın bülteni siyaseti giderek yaygınlaşıyor.
Söze söz, yoruma yorum katılarak servis edilen bültenler sosyal medyada da, gazetelerde de yer alıyor.
Sonuç...
Hep söylüyorum.
Koşullar, alternatifler değişse de siyaset sokakta yapılır.
Dört duvar arasında değil, bilgisayara yazılan mesajlarla değil, sosyal medyaya konulan fotoğraflarla değil sokakta, halkın içinde yapılır.
Bir demokrasi sınavı
14 Mayıs sadece Türkiye’nin seçimi değil gibi...
Aslında bu yorumları dünya medyası da yapıyor.
New York Times seçimle ilgili gelişmeleri çok yakından takip ediyor.
“2023’ün en önemli olaylarından birisi” diye yorumlayan gazete; “Kimin seçileceği; Türkiye’nin NATO ittifakındaki rolünü, ABD, AB ve Rusya ile ilişkileri, göç politikası;,Ankara’nın Ukrayna’daki savaşta oynadığı rol ve Doğu Akdeniz’deki gerilimleri nasıl ele aldığını belirleyecek” diye yazdı.
Ben her seçimi önemli bulurum.
Sonuçta bir demokrasi sınavıdır.
İlgisi giderek artan dünya medyasının yorumlarını okuyunca ben de de o his öne çıkmaya başladı.
14 Mayıs ve sonuçları büyük bir coğrafyayı etkisi altına alacak.
Konut satışları da
seçimleri bekliyor
PANDEMİ ve depremle birlikte konut fiyatlarında hızlı artışlar oldu. Sadece üç büyük şehirde değil; Türkiye’nin tamamında fiyatlar üçe, dörde katlandı.
Özellikle depremle birlikte kiralardaki zıplama da dikkat çekti.
Aylardır devam eden bu yükseliş şubatta biraz hız kesti.
Bunda yabancılara yapılan konut satışı sayısındaki düşüşün de etkisi var.
Yüzde 18’lik daralmada faiz oranları kadar krediye ulaşmada yaşanan sıkıntılar da öne çıktı.
Geçen gün yazdım.
Benzer tartışmalar Fransa’da da yaşanıyor.
Fransızlar bankaların kredi musluklarını kısmasından şikayetçilerdi.
Depremle birlikte herkes oturduğu konutu sorgulamaya başladı.
Bütün veriler gösteriyor ki; Türkiye’deki konut stoğunun yarısından fazlasında sorunlar var.
Bir yandan kentsel dönüşümü yapmak, bir yandan da yeni konutlar üretmek için kaynak yaratmak bir hayli zor.
Ama şu bir gerçek; Bu düşüşün devam edip etmeyeceğini bilemiyorum ama konut fiyatlarında bir düşüşün zor olduğunu da uzmanlar söylüyor.
Emlak piyasasındaki durgunluğun en önemli nedeni de herkesin seçime göre karar verecek olması.
14 Mayıs’ı siyasetçiler kadar gayrimenkul piyasası da bekliyor.
Karşıyaka başka yerde olmalı
KARŞIYAKA futbolda bir ileri bir geri...
“Kesin kazanır” dediğim maçta mağlubiyetle sahadan dönüyor.
Bir Play Off’a yaklaşıyor, bir uzaklaşıyor.
Bu ligin zor olduğunu ben de biliyorum.
Başkan Turgay Büyükkarcı’nın ne çok gayret gösterdiğini yakından görüyorum.
Ligi, takımları küçümsemiyorum.
Ama tarihi bir kulübün futbolda daha iddialı olması gerektiğine inanıyorum.
Sokak röportajları
hakkında düşüncem
BİRÇOK yerde sokak röportajları yayınlanıyor. Elbette herkesin görüşüne saygım var. Ama yine de konuşulanları, söylenenleri ihtiyatlı karşılıyorum. Onun yerine kamerasız konuşmaları daha çok önemsiyorum.
Paylaş