Planlı büyümeden niye korkayım

Örneğin “Kuşadası, Bodrum bitti, şimdi sırada Çeşme var” diyenler de var.
“Bu kadar büyük bir projeyle Çeşme ilçe değil, şehir haline gelir” diyenler de...
Ben de tam bu yüzden bu projelere destek veriyorum.
Planlı olması, çok farklı çevrelerin katılımıyla projelerin şekillenmesinden dolayı...
Bodrum ve Kuşadası gibi yerlerde yanlışlar yaptığımız çok ortada...
Peki söyler misiniz; Türkiye’de beğendiğimiz, korumayı başardığımız bir yer gösterebilir misiniz?
İnanın bir elin parmakları kadardır ancak...
O yüzden ben Alaçatı’yı iyi bir örnek olarak gösteriyorum.
Alaçatı Türkiye’nin gururla anlatabileceği, gösterebileceği ender örneklerden biridir.
Çeşme’nin geçmiş bütün başkanlarını o yüzden kutluyorum.
Yeniyi eskisi gibi yaptırdılar, yeniler eskileri kadar güzel oldular ve Alaçatı’da yürürken birkaç kötü yapı dışında bir ahenk olduğunu görürsünüz.
Planlı olandan çekinmiyorum beni asıl düşündüren plansız büyüyen kentlerdir.
İki aya sıkışmış bir turizmle Ege kıyıları istediği payı alamaz.
Madem bu bir Çeşme değil, İzmir projesi o zaman herkesin katkı yapması gerekir.
Masada güzel ve doğru bir örnek var; Alaçatı...
Alaçatı gibi olacaksa, yoğunluk Çeşme’nin dengelerini bozmayacaksa, tematik bir kümelenme yapılacaksa ben bu projeyi desteklerim.

 
Fonksiyonel tıp projenin
içinde mutlaka olmalı

ÇEŞME’nin pandemiden sonra mutlaka sağlıklı yaşam, fonksiyonel tıp gibi temalara yönelmesi gerekir.
Turizm Bakanı Mehmet Ersoy mutlaka böyle bir komiteyi de hayata geçirmeli.
Ve bu komitenin içinde İzmir’in sağlık kuruluşlarının temsilcileri mutlaka olmalı.
Elbette bir devlet hastanesi projede yer alabilir.
Ama sağlıkta artık yeni bir anlayışa doğru gidiliyor.
Ve fonksiyonel tıp bana göre bu projenin en önemli avantajlarından biri olur.

 
Cezanın faturası 3150
maske zorunlu olmalı

MASKE takılması zorunlu olan illerde yasağı çiğneyenlere 3 bin 150 TL para cezası kesiliyor. Rakam büyük...
Ama bilelim ki, Kovid 19 tehlikesi de büyük...
Bana göre maske uzun bir süre için zorunlu olmalı.
Bizde böyledir; zorunlu olmadıkça kimse tam uymaz.
Yasaklara uyma konusundaki hassasiyetimiz ne yazık ki yok.
3 bin 150 lirayı bu dönemde kimse ödemek istemez.

 
Arada durmayı da öğrendim

BİZİM gibi gecesi gündüzü olmayan meslekler için pandemi gerçekten de önemli derslerle doluydu.
Gazetecilerin gündüz mesaisi ayrıdır, gece mesaisi ayrı...
Gündüz gazete yaparız, akşamları da işin temsil kısmı, haber koşuşturmacası devam eder.
Pandemi döneminde gece yemekleri kalkınca, akşam toplantıları da iptal olunca zaman bize, kendimize, ailemize, hobilerimize kaldı.
Hiç de fena olmadı aslında...
O koşuşturmacayı özlesem de; arada durmayı da öğrenmek iyi oldu.
Gerçekten de arada durmak, dinlenmek, düşünmek, kendimize ve ailemize vakit ayırmak gerekir.
Bu duraklama bana iyi geldi.
Bakıyorum birçok insana da iyi gelmiş.
Çalışalım, üretelim arada duralım.
İyi oluyor.

 
Buluşmadan olmaz ki

AMA şunu da biliyorum.
İlişkiler Zoom’lu toplantılarla değil; karşılıklı oturmalar, buluşmalarla olgunlaşıyor.
Kim ne derse desin ben yüz yüze iletişimi seviyorum.
Bu beni zenginleştiriyor, çoğaltıyor, bana iyi geliyor.
Zoom’layım, Teams’leyelim ama buluşmaktan, konuşmaktan vazgeçmeyelim.
Çünkü olmuyor, bana yeterli gelmiyor.

 
Antikor kazansak bile
tedbirleri bırakmayalım

HERKES antikor testi yaptırmak istiyor. İmkanı olan yaptırsın. Ama galiba Kovid 19 ile ilgili bilmediğimiz çok detay var. Antikor kazanmış olmamız elbette bizi biraz rahatlatır. Ama virüsün seyri konusunda hala birçok soru işareti bulunuyor. O yüzden doğal bağışıklık kazanmış olsak da biz tedbirlere uymaya, maske takmaya, mesafeyi korumaya devam edelim.