Özgür müzik özgün müzik yarattı

KOVİD 19, giderek artan salgın haberleri, Türkiye’nin ağır dış politikası, iç siyasetin kısır çekişmelerini önümüzdeki haftaya bırakalım...

Haberin Devamı

 

Bugün biraz sanattan, müzikten bahsedelim...
Streaming çağı müzikte müthiş bir değişimi beraberinde getirdi. Yani canlı yayın akışı... Bunu da dijital platformlar üzerinden yapıyorsunuz. Bu dönemin çağının öncesinde müzik, orta ve orta sınıfın üstünün elindeydi. Fiziksel olarak CD satın alabilen belirli bir kitlenin alım gücüne göre şekilleniyordu. Şimdi öyle mi? Çalma listeleri artık büyük kitlelerin elinde daha organik bir biçimde dağılma şansı yakalıyor. Ve binlerce niş müzik üreticisi, müzik dinleyicisi ile buluşabiliyor veya keşfedilme şansı yakalıyor. Streaming çağı öncesinde bir sanatçının listeye girme şansı yokken, şimdi aylık milyonlarca dinlenme sayısıyla kitlesine rahatça erişebiliyor.
Dijital yayın platformları müzik yapma stillerini de etkiledi. Pek çok parça intro kısmı olmaksızın piyasaya sürülüyor. Albümlerde şarkı sınırlaması da yok artık... İster 10 parçayla bir çıkış yapın, isterse 20 parça...
İsterseniz de single’larla...
Bir şarkıyı isterseniz farklı yöntemlerle, farklı versiyonlarla da çıkarabilirsiniz.
Counterpoint Research’ın geçen yıl verilerine göre müzik servislerine abone olanların sayısında yüzde 32 oranında bir artış var. 358 milyon kullanıcı telefonu veya bilgisayarı üzerinden müzik servislerinden birini kullanıyor. Bu yılın abone sayısının 450 milyonu geçtiği söyleniyor.
Ben bu gelişmelerden çok mutluyum.
Streaming çağı müzikte özgürleşmeyi sağladı.
Özgürleşen ortamlar müzikte özgün olmayı da beraberinde getirir.

Haberin Devamı

 
Bu aralar fonda
Beyefendi çalıyor

YAZARKEN, okurken, sohbet ederken, konuşurken, bir şeyle uğraşırken arka fonda müzik olmasına çok alışığım…
Galiba olmadığında garipsiyorum.
Müziğin gürültüye dönüşmüş halini ise hiç sevmiyorum.
Bazen birkaç şarkıya takılıyorum.
Ve gün içinde defalarca dinliyorum.
Eminim size de oluyordur.
Bu aralar Gökçe Türk’ün Beyefendi’sini dinliyorum örneğin...
Ben yazarken o arka fonda çalıyor.
“Kimsesiz bir haldeyim, yerim yok yurdum yok... Her zaman övündüğüm gururum yok, huzurum yok... Başımızda bir gamlı baykuş, uçuşurken işimiz gücümüz rast gider mi? İçimiz baygın sanki mayhoş; bu gidişat canıma kast eder mi? Şimdi kalbim hep kendini saklıyor; sevemez senden başka hiç kimseyi... Duyuyor musun beyefendi, yokluğun bıçak kesiği...”
İşte böyle mırıldanıyorum.
Söz ve beste; Emre Olgun’un...
Düzenleme İlker Bayraktar ve Ayda Tunç Boyacı...
Ayda; Onno Tunç’un kızı...
Ve güzel bir ayrıntı; şarkının Sezen Aksu’nun stüdyosunda kaydedilmiş olması.
Sezen’in enerjisi sanki şarkıya değmiş gibi...

 
Sıra kendi şarkılarında

Haberin Devamı

SON dönemde çok parlak sanatçılar dikkatimi çekiyor.
Gökçe Türk de onlardan biri...
Müthiş bir sesi var.
8 yaşından beri müziğin içinde...
Samsun’da Kültür Bakanlığı’nın çocuk korosunda başlamış. Samsun Devlet Konservatuarı’na bağlı; Samsun Belediyesi’nin çok sesli çocuk korosuna seçilmiş.
Çocuk korosundan icra heyetine; ardından şan ve keman derslerine devam etmiş.
İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde iletişim okurken de müzik hep devam etmiş.
İntercity İstanbul Park’ta Akademi Satış Pazarlama’nın başındayken de aklı hep müzikteymiş.
Artık sadece müzik yapıyor.
İyi de yapıyor.
Gökçe’nin pop tarzını seviyorum.
Bence artık kendi bestelerini de okumalı.
O da zaten bunu istiyor.
Konuştuğumuzda dedi ki;
“Kendi şarkılarımı söylemek istiyorum. Bunun için çalışıyorum. Konserler vermeyi, herkesten hür ve bağımsız olmayı seviyorum. Pop ve pop alaturka okuyorum. Ama Türk Sanat Müziği mezunuyum. Bu yüzden kendime oldukça güveniyorum. Yakın zamanda YouTube kanalı açmayı planlıyoruz. Dijitalde daha çok olup sonra ikinci single çalışmamızı çıkartacağız.”
Streaming çağı bize hem yeni insanları tanıtıyor, hem de onlara yeni imkanlar sağlıyor.

Haberin Devamı

 
Herkes Sezen’i özlemiş

TÜRKİYE’de Sezen Aksu’yu sevmeyen var mıdır? Zannetmiyorum. Kiminle konuşsam; “Sezen konser yapsa da gitsek” diyor.
Şu pandemi döneminde biraz zor belki ama ben gerçekten bir Sezen konserine gitmeyi çok özledim.

 
Sanat dünyası çok etkilendi

Covid 19 salgını hepimizin hayat şeklini değiştirdi. Evde kaldığımız günlerde akşamları birçok sanatçı sosyal medya üzerinden konserler verdi. Bir çoğunu takip ettim. Ve o zor günler biraz daha eğlenceli geçti. Artan vaka sayıları eğer dikkat etmez, önlem almaz, tedbirlere uymazsak yeni yasakların geleceğini gösteriyor. Mart’taki gibi çok sert mi olur bilemiyorum. Ama kısıtlamaların geleceği kesin. Şimdiden açıkhavada da olsa konserlerin yasaklandığını biliyoruz. Bu demektir ki; birçok sektör yine sıkıntılı günler yaşayacak. Bence müzik, film endüstrisi de bundan etkilenen sektörlerin başında geliyor. Bence devletler sanatçılar için yeni çözümler düşünmeliler. Aşı bulunmadığı takdirde önümüzdeki 1 yıl içinde bu durumu değiştirecek yeni bir gelişme de beklemiyorum.

Yazarın Tüm Yazıları