Paylaş
Hazır bu konu tartışılırken birkaç şey de söylemek isterim. Turizmin vazgeçilmezi olan bu yerleri yönetmek gerçekten zor. Çünkü istenilenleri yapmak için devasa bütçelere ihtiyaç var. Oysa buraları kış nüfusuna göre İller Bankası’ndan destek alıyor, bütçelerini de buna göre yapıyorlar. 50 binlik bir Çeşme’nin yazın 500 binden fazla kişiye hizmet verebilmesi için büyük özveri gerekiyor. Ya da büyükşehirlerin bu yükü üstlenmesi isteniyor. Örneğin Bodrum her kuvvetli yağmurdan sonra berbat oluyor; altyapı kaldırmıyor. Yaz aylarında Bodrum trafiği İstanbul gibi oluyor. Geçen yaz Turgutreis’ten havalimanına bir buçuk saatte gittiğimi biliyorum. Tek bir ana cadde üzerinden Bodrum’un trafiğini yönetmek artık imkansız gibi... Turizm bölgelerine özel bütçeler gerekir, bu şart... İkincisi altyapı sorununu yerel yönetimle hükümetin ortak çözümler üreterek projelendirmesi gerekir. Üçüncüsü her yeri bir Bodrum’a, Kuşadası’na çevirmemek lazım. Çeşme projesine destek olmakla birlikte bölgenin hassasiyetlerini de düşünmemiz gerekiyor. Bugünün dünyası doğallığı arıyor ve buralara gidiyor. “Çeşme Cannes gibi olsun” fikrine o yüzden itirazım yok. Çünkü Cannes korunuyor. Korunduktan sonra elbette iyi şeyler olsun.
İKLİM DEĞİŞTİ
KABUL etsek de etmesek de; bir şeylerin değiştiğini yaşayarak görüyoruz. Kurak kışlar, yazın bile yağan dolular bunun habercileri... Daha fazla şey de olur mu; olabilir.İklim değişikliğiyle ilgili bir şeyler yapmak gerekiyor. Bakın dünyanın en zengin insanı olan Amazon’un kurucusu ve CEO’su Jeff Bezos, iklim değişikliği ile mücadele için 10 milyar dolar bağışlamış. Instagram’da kendisini takip ediyorum. Bezos, “Bezos Dünya Fonu’ kuruyoruz. İklim değişikliği gezegen için en büyük tehdit... Kurduğumuz inisiyatifin bilim insanlarını, aktivistleri, sivil toplum örgütlerini destekleyeceğiz. Dünyayı kurtarabiliriz” diye de bir not düşmüş. Ben de beğen tuşuna bu sefer basmaktan çekinmedim.
Elif ve Adil sayesinde
eskrimi çok sevdim
SPORA meraklıyım ama en az bildiğim spor dalı eskrim galiba... Eskrimi de arkadaşlarım Fatih ve Didem Dalan sayesinde öğreniyorum. Çünkü oğulları Adil ve kızları Elif küçük yaşlardan itibaren eskrim yapıyor. Onları takip ettikçe bu spora ilginin hiç de az olmadığını öğreniyorum. Aslında gençlerimizin alternatif spor dallarına ilgi göstermesini bekliyoruz ama onlara yeterli fiziki şartları veremiyoruz. Atatürk stadının altındaki salonlarda gençler çalışıyor genellikle... Birkaç kere o salonlara gittim. Çok aralıklarla tadilatlar yapılsa da fiziki koşullar hiç uygun değil. İzmir’in salon açığı devam ediyor. Neyse... Elif Dalan geçenlerde ortaokullar İzmir şampiyonu oldu. Bu onun ilk altınıydı. Karataraklı Koleji öğrencisi Elif aynı zamanda Göztepe’nin lisanslı sporcusu... Elif, Bulgaristan’da düzenlenen Uluslararası Sofya Eskrim Turnuvası’nda da U12’de üçüncü oldu ve bronz madalyayı kazandı. Adil de yedinci oldu. Bu iki genci takip ederek eskrimden haberdar oluyorum. Sizin de haberiniz olsun istedim.
Paylaş