Onlar sahipleniyor biz sokağa bırakıyoruz

FINANCIAL Times’taki bir haber ilgimi çekti. Pandemi sürecinde İngiltere’de bütün sahipsiz hayvanlar sahiplendirilmiş. Evde çalışmak zorunda kalan milyonlarca kişi barınaklara gidip kendine dost olacak köpekler edinmiş.

Haberin Devamı

 


Bunda yasaklar döneminde bile evcil hayvanları olanlara kısıtlı izinlerin etkisi olduğu düşünülüyor.
Örneğin İngiltere’de çok fazla rağbet gören Fransız buldoğu kalmamış, fiyatları ikiye, üçe katlanmış.
İngiltere bir evcil hayvan edinmek bizdeki kadar kolay değil.
Adınızı yazdırıyorsunuz, listeye ekleniyorsunuz, bazı araştırmalardan sonra ancak bir köpek sahibi olabiliyorsunuz.
Haberi okuduktan sonra Türkiye’yi düşündüm.
Bizde bir köpek edinmek o kadar kolay ki...
Karar verip alıyorsunuz; ne bir sorgulama var, ne bir listeleme…
Canınız sıkıldığında da o hayvanları sokağa bırakabiliyorsunuz.
Ben bir hayvansever olarak gerçekten üzülüyorum.
Yüz binlerce hayvanımız sokaklarda...
Bazıları cins ve çok özel köpekler; onları bile sıkıldığımız, bakamadığımız için sokaklara bırakıyoruz.
Hiç mi vicdanımız sızlamıyor, hiç mi üzülmüyoruz.
Ama bu soruna artık köklü çözümler getirmek zorundayız.
Türkiye bu meselenin üzerine gitmelidir ve yasalarla da disipline almalıdır.
Bu kadar sokak köpeğiyle nasıl başa çıkacağız, onların bakımını nasıl yapacağız, onların karnını nasıl doyuracağız?
Bakın pandemi sürecinde dünyanın her yerinde benzer haberler vardı.
Evlerimize kapandığımız, yalnızlığımızı birileriyle paylaşmak istediğimiz bu dönemde evcil hayvan satışları artarken bizde ise sokaklara bırakılan hayvanların sayısı arttı.
Neden?

Haberin Devamı

 
Bu kadar sokak hayvanı olmaz

KORONA salgını sürecinde yazmıştım, yine tekrarlamak istiyorum.
Sokağa çıkma yasaklarının olduğu günlerde belediyeler sokak hayvanlarına mama dağıttı.
Bizler de “Başkanlar sokak hayvanlarını unutmadı” diye haberler yaptık.
Ben dünyanın hiçbir gazetesinde, televizyonunda böyle bir haberle karşılaşmadım.
Çünkü dünyanın hiçbir yerinde sokak hayvanı yoktur.
Bizde binler diyemiyorum, yüz binlerce, milyonlarca hayvanımız sokaklarda...
Hepsi de zor koşullarda yaşıyorlar.
Buna izin veremeyiz artık...
Bu yasa Türkiye’nin gerçeklerine uygun bir yasa değildir.
Bir hayvan sahibi olmak sorumluluk ister, bu sorumluluğu alamayanlara bu izin verilmemelidir.
Alıp bakamayacaklar da takip edilmelidir; bu hayvanlar yeniden sahiplendirilmelidir.
Sokaktaki dostlarımız için daha radikal ve hızlı çözümler üretmeliyiz.
Belki büyük barınaklar ya da sahiplendirilme yöntemi uygulanmalıdır.
Ama çözüm şarttır.

Haberin Devamı

 
Bizdekileri almayı
düşünmezler mi?

FINANCIAL Times’ın bu haberini bazı hayvan dostlarıma yolladım. İlk tepkileri “Bizim hayvanları almayı düşünmezler mi?” oldu.
Ben de aynı şeyi düşünüyorum.
Niye olmasın?
Böyle organizasyonlar olduğunu biliyorum.
Ama bunlar bireysel ve bazı derneklerin yaptığı girişimler sonucu olabiliyor.
Bunu daha geniş çaplı bir organizasyonla yapmak mümkün olamaz mı?

 
1 Haziran bir milat
değil sürecin devamı

DÜNYANIN her yerinde normalleşme fotoğrafları geliyor. Kalabalıklaşan çarşılar, açılan plajlar, spor yapan insanlar...
Valla özlediğimizi söylemeliyim.
Yine de bu görüntülerde maskelilerin, mesafeyi koruyanların sayısı bir hayli fazla. Yani bizim eski normale dönüş galiba biraz zaman alacak.
Diyorum ki;
Fotoğraflara, görüntülere değil, biz yine söylenen tedbirlere bakalım.
1 Haziran’dan itibaren şehirlerarası yollar açılıyor.
Asıl en fazla dikkat etmemiz gereken bir döneme giriyoruz.
Pazartesi bir milat değil; sürecin devamıdır, unutmayın.

Haberin Devamı

 
Alaçatı fabrika
ayarlarına dönmeli

ALAÇATI gibi mesafelerin çoktan kalktığı yerde salgın bir fırsat oldu.
Yani Alaçatı’nın fabrika ayarlarına geri dönebilmesi için bu dönem bir şanstır.
Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran’ın zaten yapmak istediği bu kurallar bütünü pandemiyle birlikte bir manifestoya dönüşmüştür.
Ve çok da iyi olmuştur.

Yazarın Tüm Yazıları