Önemli olan diyalog

“Büyükşehir proje üretsin, destek olalım...”
Siyaset adına beni umutlandıran açıklamalardan biri...
15 Temmuz sonrası siyasetin yumuşamasından gayet memnunum.
Gerçi İzmir’i ayrı tutmak da gerekir.
Hatırlatayım.
AK Parti Olağanüstü Kongre’ye giderken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu “Benim adayım Binali Yıldırım” demişti.
O günleri düşünün.
Meydanlarda sert rüzgarların estiği, siyasetin dilinin ve üslubunun tartışıldığı bir dönemde CHP’li bir başkan çıkıp AK Parti kongresinde hangi adayın başbakan olmasını istediğini açıklamıştı.
CHP içinde belki de bu yorum çok tartışılmıştır.
Ama bana göre Kocaoğlu adına cesaretli bir açıklamaydı.
Eleştirileceğini bile bile, hem de rakibi olmuş bir siyasetçinin başbakanlık koltuğuna oturmasını istemişti.
Binali Yıldırım; ilk İzmir ziyaretinde Başkan Kocaoğlu’na teşekkür etti ve projelerin takipçisi olacağını söyledi.
Aziz Başkan Ankara’ya gitti; bürokrasi çevrelerine derdini anlattı, bazılarının çözümünde de önemli gelişmeler olduğunu biliyoruz.

***

Atilla Kaya’nın açıklamalarını da olumlu bulduğumu söylemeliyim.
Bir diğer İzmir milletvekili Hamza Dağ da; geçenlerde benzer açıklamalar yaptı.
Aslında Türkiye’ye örnek gösterebileceğimiz bir model var İzmir’de...
O da İZBAN...
İZBAN yakın bir gelecekte Bergama’dan Selçuk’a kadar uzanacak.
Düşünebiliyor musunuz; Bergama’da binecek yüz küsur kilometre sonra Selçuk’ta ineceksiniz.
Ve bu merkezi hükümetle yerel yönetimin örnek işbirliğiyle oldu.
Diyorum ki...
Çevre yolu İzmir’e yetmiyor. Bir kere alternatif yol süratle planlanmalı...
İkincisi Konak Tüneli başarılı bir proje oldu.
Kent içi trafiğini rahatlatacak yeni tünel geçişler de hayata geçirilmeli.
Üçüncüsü Körfez Tüp Geçiş projesi...
Atilla Kaya’nın açıklamalarından anlıyorum ki; projenin ön hazırlıkları bitmek üzere ve 2017’nin içinde ihaleye çıkacakmış gibi bir çalışma yürütülüyor.
Körfezin yeniden taranması sürecinde Büyükşehir bir ada yapmayı düşünüyor ve denizin tünelle geçilmesini öneriyor.
Belki de bu projeler birleştirilebilir ve yeniden konuşulabilir.
Bazen küçük rötuşlar bile kentte çok şey değiştiriyor.
Önemli olan bu diyalog sürecini devam ettirmek...

Veda ederken

Uğur Mumcu’nun cenazesi böyleydi.
Türkan Saylan’ı çok büyük bir kalabalık uğurladı.
Ahmet Piriştina için sadece İzmirliler ağlamadı.
Mustafa Koç için de öyle; bütün Türkiye sanki o cenazedeydi.
Pazar günü Tarık Akan da; milyonların gözyaşı ve dualarıyla sonsuzluğa uğurlandı.
Bazı veda törenleri kendiliğinden olur.
Tanımasan da, hiç konuşmamış olsan da o kalabalığın içinde olmak istersin.
Farklı düşüncede olsan da, hayata farklı baksan da o insana saygı duyarsın ve ona veda etmeyi arzu edersin.
Tarık Akan için gelen on binler vardı ama emin olun yüz binler de olduğu yerde, evinde, yaşadığı kentte o törene eşlik etti.
Yakışıklı dünyaya geldi, yakışıklı bir veda oldu Tarık Akan’a...
Nurlar içinde yatsın...

Çok yaşa Ayşe Madya

İzmir Soroptimist Kulübü, derneğin kurucuları arasında olan Ayşe Mayda’nın yaşgününü kutluyor. Mayda bugün dalya diyecek ve 100 yaşına girecek. Ayşe Mayda, Türkiye’nin ilk ortodontistidir.
Yaşamını bilim ve insanlık adına çalışarak geçirdi. Dünya Ortodontistler Rehberi’ne adı yazılan ilk Türk oldu. PTT onun için posta pulu bastı. Çok sayıda derneğin kurucusu oldu. Inner Wheel Kulübü Margarette Golding ödülüne layık görüldü. Yaşadığı sokağa ismi verildi. Yaptırdığı okul, spor ve kültür salonu ve fen laboratuvarıyla eğitimi destekledi. Ve birçok sivil toplum örgütünde görevler aldı. Çok yaşa Ayşe Madya...