Paylaş
1998’de başladığında İstanbul’daki Akmerkez henüz inşaat aşamasındaydı. Akmerkez çok başarılı oldu. Türkiye’nin ilk AVM’si olduğu gibi birçok sanat etkinliğine de evsahipliği yaptı. İstanbullular kadar bütün Anadolu da buraya gitmeyi bir prestij olarak gördü. 2000’li yıllar Türk ekonomisinin kriz sonrası büyüdüğü, özellikle de gayrimenkulde hamleler yaptığı bir dönemdi. Yeni AVM’ler açıldıkça Akmerkez eski çekim gücünü belki kaybetti ama son dönemde yaptığı atakla yine konuşulan bir adres olmaya devam ediyor. Biz ne yaptık? Yani İzmir’de... Aynı döneme denk gelen Dünya Ticaret Merkezi projesi önce büyük bir heyecan uyandırdı. Kentin merkezinde ama biraz da unutulmuş bir bölgesine canlılık getireceği için proje önce destek gördü, sonra yüklenicileri başlarını mahkemelerden alamadı.
Evet; Akmerkez eskidi, yenilenmeye gitti ama bizim Dünya Ticaret Merkezi yapılamadığı gibi bir “Basmane Çukuru” na dönüştü. Öyle bir çukur ki; içindeki ağaçlar maşallah bir apartman boyutunu çoktan geçmişti. Folkart TMSF’den ihaleyi alınca zemini iyileştirdi, bölgeyi temizledi, çökme tehlikesinde olan duvarları sağlamlaştırdı. Ve biliyorum. Ünlü mimarlar arasında bir iç yarışma yapılarak buraya bir proje çizdirildi. Bugün, yarın derken inşaat başlamadı. Sonunda Folkart önceki gün bir açıklama yaparak arsayı TMSF’ye iade ettiğini açıkladı. Ve dendi ki... “Basmane’deki arsayı, tamamen hukukun üstünlüğü ilkesine saygıyla, ihale şartnamesi sonrası imzalanan sözleşmeye sadık kalarak, TMSF’ye iade ettik. Sözleşme süremiz sona erdiği için, projemiz iade edilmiştir. Şirketimize sözleşme hükümlerinde tanımlanan işe başlama süresi, açılan davalar nedeniyle, bugüne dek bir türlü gerçekleştirilememiştir. Sonuçta dava, projemiz lehine sonuçlanmıştır. Ancak bu kapsamda ihale süresi sona erdiği için, inşaata başlanamamış, sadece üzerinde çok ciddi emek verilen mimari proje çalışması tamamlanabilmiştir.
98’den bu yana bitmeyen bir dava bu... Kısmetsiz bir yer... Ama söyleyeyim; kaybeden İzmir’dir.
Çok ortaklı modeller bu projeyle çöktü
BAKIN Güçbirliği, EGS için tezler yazıldı. ABD’nin ünlü üniversiteleri gelip incelemeler yaptılar. Ama EGS Bank’ın kaderi 2001’deki bankacılık kriziyle değişince ortakları büyük zararlar gördü. Başarılı bir model olan ve İzmir için önemli gördüğüm işbirliği modeli sorgulanır oldu. Tekstilde çok daha iyi ve güçlü markalar yaratacağımız bir dönemde şirketlerimiz zorda kaldı. Aynı şekilde Güçbirliği Holding de... Alaçatı’ya dikilen ilk pervaneler yenilenebilir enerjideki ilk yatırımlardan biriydi. Güçbirliği ve EGS Basmane’de ortaktılar. Ve o çukur ne yazık ki; Güçbirliği’ni de, EGS’yi de yuttu. İzmir için doğru olan bu model,; ne yazık ki uzun süre bir daha denenmemek üzere rafa kaldırıldı.
Ya yapılır ya da yapılmaz
2000 başında ne yazdıysam, yine tekrarlıyorum. Bir proje ya yapılır ya da yapılamaz. Yapılacaksa önünü açmak lazım. Yapılmıyorsa da bu defteri açılmamak üzere kapatmak lazım. Bilirkişi raporları her seferinde farklı yazılan; bir yapılıp bir yapılmayan Türkiye’de herhalde başka bir proje olmamıştır. Yazık olmuştur.
BÜYÜKŞEHİR TAŞINACAKTI
BASMANE’deki bu projede İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de yüzde 33’lük bir payı var. Nereden bakarsanız bakın; 700 milyon liralık bir değerden bahsediyorum. Bugünün ekonomik şartlarında büyükşehir için de bu büyük bir kayıpA
Paylaş