Paylaş
Ve dedi ki...
“İzmir’e kurulacak yeni üniversitenin ismi mutlaka Mustafa Necati olmalı. Çünkü, Mustafa Necati ismini yeterince Türk toplumuna anlatamadık. Oysa, Atatürk’ün en yakın çalışma arkadaşlarından biriydi ve yeni Cumhuriyeti’nin en önemli değişimlerine imza atan kişiydi. Harf devriminin hayatımızdaki etkilerini bugün daha iyi anlıyoruz. Bunu gerçekleştiren Mustafa Necati’ydi. Adliye Bakanlığı döneminde, koşullara göre ilerici bir Anayasa yaptı. 1924 Anayasa’sı Türkiye’nin yaptığı en iyi Anayasa’ydı. Bugün bile günümüz koşullarına uygun bir Anayasa’nın olmadığını düşünüyor ve savunuyoruz. İşte Mustafa Necati bunu yapan kişiydi. Üstelik Kurtuluş Savaşı’nın en kritik sürecinde ve Ege Bölgesi’nin kurtuluşunda fikir önderliği yapan insanlardan biriydi. Büyük sıkıntılara ve yoksunluklara rağmen Mustafa Necati’nin başını çektiği bir grup aydının önderliğiyle Ege Bölgesi’nin kurtuluş günleri hızlanmıştır. Bu konuda toplum tarafından az bilinen bir ayrıntıdır. Daha da önemlisi Atatürk’ün en güçlü olduğu dönemde bile doğru bildiklerini paylaşan, Atatürk’ü ikna eden önemli bir vatanseverdi. Bütün bunlardan dolayı yeni kurulacak üniversitenin ismi Mustafa Necati olmalıdır...”
***
Geçen hafta bir iki yazı yazınca bu konuyla ilgili tartışma alevlendi.
Aslında olması gereken de buydu.
Düşünmeden, konuşmadan, tartışmadan böylesine önemli bir projeye ad konur mu?
Yine söylüyorum.
“Katip Çelebi” ismi olabilir. Ancak bunun için kentin genelinde bir konsensusun olması gerekiyor.
Görüyorum ki, böyle bir uzlaşma zemini yok.
Işın Çelebi’nin sözlerinin altına ben de imza atıyorum.
İzmirlilerin “Mustafa Necati”ye vefa borçlarının olduğunu düşünüyorum.
DP ekibi seçim varmış gibi çalışıyor
DEMOKRAT Parti’nin İzmir İl yönetimi, kentin en iyi siyasi kadrolarından birine sahip. Dinamik, genç, ama tecrübeli... Siyasetten kişisel beklentileri olmayan, Türkiye’nin geleceğine talip, dünyayı iyi okuyabilen ve en önemlisi toplumun beklentilerini iyi analiz eden bir kadro...
Anavatan’la birleşme sürecinde bazı sıkıntılar olsa da ben zaman içinde bunların aşılacağını da düşünüyorum.
Demokrat Parti’nin İzmir İl Başkanı Fatih Dalan, yazın hemen sonrasında siyasette önemli gelişmelerin olacağını düşünüyor.
Referandum sonrası Türkiye’nin artık seçime hazırlanacağını söyleyen Dalan, “Üç aylık bu süreçte biz partimizdeki organizasyonumuzu güçlendirir, sonrasında da dinamik kadromuzla birlikte tüm Türkiye’yi karış karış dolaşırız” diyor.
Bu arada, Dalan ve ekibi İzmir’in ilçelerinde bu çalışmaları çoktan başlatmışlar.
Haftanın birkaç günü köyler, kasabalar dolaşılıyor, teşkilat diri tutulmaya çalışılıyor.
Elbette, bunlar siyasetin önemli ayrıntıları...
Herkes bilmeli ki...
Ankara’dan esen rüzgar Demokrat Parti’nin lehine eserse en fazla etki İzmir ve çevresinde görülür.
Çünkü bu ekip, koşullar ne olursa olsun ve yarın seçim varmış gibi çalışıyor.
Bu kadro Türkiye’yi yönetir
BATI Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (BASİFED), geçenlerde kendine bir Danışma Kurulu oluşturdu ve Başkanlığı’na da oy birliğiyle ESİAD Başkan Vekili Moris Bencuya’yı seçti. Bir kere Bencuya’yı tebrik ediyorum. Bencuya, sadece İzmir’in değil, Türkiye’nin de iyi tanıdığı bir isim... Deneyimiyle büyük katkı koyacağına gönülden katılıyorum.
Kurul listesine baktık ve dedim ki...
Temsil ettikleri kurumlar ve isimler nedeniyle bu kadro Türkiye’ye yön verir. Enis Özsaruhan (1. Dönem Başkanı), Deniz Taner (2. Dönem Başkanı), Hüseyin Porsuk (Yönetim Kurulu Başkanı), Oğuz Tatış (EGİAD), Şule Öztürkeri (EGİKAD), Mustafa Peray (IGSİAD), Mevlüt Görücü (ALSİAD), Turan Gürbüz (BASİAD), Nasih Demir (BESİAD), Jak Galiko (EGEDERİDER), Sait Cemal Türek (MOSBSANDER), Serdar Yavaşoğlu (EGSD), Alaattin Yüksel (İZSİAD), İsmail Kazcıoğlu (EGOD), Cenk Hasan Karace (ASAD), Mehmet Hacıarifoğlu (ANSİAD), Cem Bakioğlu (TÜSİAD), Sevinç Eyilik (ANTİKAD), Muammer Türker (AFSİAD).
Paylaş