Paylaş
Kurultayda en fazla tartışılan Parti Meclisi listelerinde kimin ağırlığının olduğuydu.
Kimisi Genel Sekreter Önder Sav’ın, kimisi İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in listesi olduğunu ifade etti.
Kemal Kılıçdaroğlu da, “Bir denge kurmaya çalıştım” diyerek partideki her kesime bir mesaj yolladı.
Genel merkezde kimin ağırlığını koyduğunu tartışıla dursun; ben size listede en “fazla sözü dinlenen” kişilerden birinin kim olduğunu söyleyeyim.
Aziz Kocaoğlu...
Kocaoğlu, büyükşehir belediye başkanlığına getirilmesinde çok önemli rol oynayan Alaattin Yüksel’in Parti Meclisi’ne girmesini sağladı. Yüksel, siyasetten kopmamıştı, ama o da küskünler kadrosundaydı. İki yol arkadaşının İzmir siyasetinin şekillenmesinde bundan böyle daha aktif olacakları kesin.
Yine, Eşrefpaşa Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Hülya Güven’in parti üst yönetimine girmesi de Aziz Kocaoğlu’nun sayesindedir.
CHP kartlar yeniden dağıtılıyor, bu kesin...
Gerçek olan şu ki...
İzmir Büyükşehir koltuğu, CHP’de bundan böyle karar süreçlerinde çok daha fazla sözü dinlenen bir yer haline gelmiştir.
Siyaset küskünlerine Nalbantoğlu örneği
KURULTAYLA birlikte yeniden siyaset vitrinine çıkanlar da oldu. Genel merkezde Umut Oran, Hurşit Güneş, Haluk Koç gibi isimlerin yeniden parti yönetiminde görev alması olumlu karşılandı.
Görüyorum ki; aynı olumlu yorumlar İzmir için de yapılıyor.
Örneğin; Rıfat Nalbantoğlu...
Yeniden adaylık için ilçe turuna çıktığı sırada CHP Genel Başkanı Deniz Baykal kendisini telefonda arayıp vazgeçmesini istemişti.
Nalbantoğlu, Baykal’ın bu isteğine karşı çıkmamış ve adaylığını koymamıştı. Bir anlamda parti içinde huzursuzluk çıkmasını istememişti.
Oysa, son yerel seçimlerde Nalbantoğlu’nun direksiyonunda CHP, İzmir’de büyük bir zafer kazanmıştı.
Çoğu kişi Nalbantoğlu’na yapılanın bir haksızlık olduğunu düşünüyordu.
Belki de bu jest Nalbantoğlu için de büyük bir moral oldu.
Elbette, bir başka mesajı daha var. O da siyasetin uzun bir koşu olduğu...
Türkiye gibi ülkelerde siyasette dengeler değiştikçe, rüzgarlar farklı estikçe çok değişik fotoğraflar ortaya çıkabiliyor.
Siyasetin küskünlerine bir başka örnek de Rıfat Nalbantoğlu...
Susam’ın hakkını teslim etmek gerekir
BAZEN dengeleri kurmak çok zor oluyor. Kılıçdaroğlu, “denge kurdum” dese de, bana göre “ince ayar” da yapılabilirdi. Merkez Yönetim Kurulu’nda Mehmet Ali Susam’a görev verilmemesi gibi...
Parti yönetiminin hareketsiz, cansız, biraz kaderci, biraz da işi akışına bıraktığı bir dönemde; Susam İzmir’i hareketlendiren isim oldu.
Esnaf teşkilatındaki ağırlığının etkisiyle de ilçe ilçe dolaştı, parti örgütünün moralinin yükselmesinde en önemli isimlerden biri oldu.
Mehmet Ali Susam, İzmir siyaseti için önemli bir isimdir.
Ben Kılıçdaroğlu’nun Kurultay sonrasında bu dengeleri yeniden gözden geçireceğini düşünüyorum.
Eski yüzler mi yeni kadrolar mı?
CHP’de sayıları oldukça fazla bir küskünler ordusu var. Siyasetin bu deneyimli isimleri, şimdi yeniden görev bekliyor ya da bazı taleplerde bulunuyor.
Ama bir de...
Siyasete hiç bulaşmamış; ortam bulamamış isimler de var.
Kemal Kılıçdaroğlu, bir şeye karar vermeli.
Çünkü, izleyeceği strateji iktidar yolunun önünü de açacak.
“Eski yüzlerden” oluşan bir parti vitrini mi, yoksa Türkiye’nin özlediği yepyeni bir hareket mi? Ya da iyi, kıvamında, halkın onay verebileceği bir liste karışımı mı?
Deneyimi göz ardı etmiyorum, ama yeni isimleri de bulup çıkarmak Kılıçdaroğlu’nun liderliğini kuvvetlendirecek en önemli ayrıntı olduğunu düşünüyorum.
Rüzgar esince
KABUL edelim ki...
Kurultay CHP’de büyük bir heyecan yarattı. Uzun yıllardır ilk defa “iktidar olma” olasılığı konuşulmaya başlandı.
Kabul edelim ki...
Kılıçdaroğlu rüzgarı siyasette “alternatif arayışı” tartışmalarına son verdirdi. Böyle düşünenler için adres belli olmuş oldu.
Kabul edelim ki...
Adalet ve Kalkınma Partisi bir hafta öncesine göre o kadar da rahat değil.
Paylaş