Paylaş
ÇED yani Çevre Etki Değerlendirmesi...
Zor bir konu ve üstelik teknik bir mesele...
Ben teknik biri değilim ama ÇED ile ilgili tartışmaları yakından takip eden biriyim.
Baştan söylemeliyim.
ÇED’e karşı değilim.
Yeni bir proje yapılırken; çevreye olabilecek etkilerini herkes gibi ben de önceden bilmek, tartışmak isterim.
Bu yeni adımın sosyal sonuçları var mıdır, alternatif çözümler geliştirilebilir mi bunları da görmek gerekir.
ÇED’in isteniyor olmasına, her yeni projenin sorgulanıyor olmasına çevresini seven kimsenin karşı çıkacağını da zannetmiyorum.
Çünkü geçmişte bizi üzen kötü ve yanlış örnekler var.
Örneğin Yatağan Termik Satrali...
Yurtdışında birçok santral gezdim. Tamamı ya denizin ya da büyük göllerin hemen yanındaydı.
Ama hiçbiri Yatağan’ın çevreye verdiği zararı vermemişti.
Yıllarca yazdık, çizdik.
Bugün o etki yok ama geçmişin izleri var.
Ve bu kötü örneklerden dolayı da; benzer projelere daha en başından tepkiler var.
Çevre duyarlılığına her zaman destek verdim.
Çevreci hareketlerin haklı olduğu kampanyaları da koşulsuz destekledim.
Ama aynı duyarlılığı çevreci yatırımlara da gösterdim.
Çevreyle dost sanayi yatırımlarına ihtiyacımız var ve onları da desteklemeliyiz.
Çünkü Türkiye büyüyor ve bu da yeni yatırımlarla olacak.
Neden bunları anlatıyorum.
***
Çünkü bir süredir İzmir’de de ÇED tartışması yaşanıyor.
İzmir bir liman şehri...
Limansız bir İzmir’i hayal etmemek bile lazım…
Çünkü tarih bu özelliği kaybeden şehirlerin nasıl haritadan ve hafızalardan bilindiğini çok iyi gösteriyor.
İzmir’in büyümesi ve gelişmesi limanına bağlı...
Evet; Çandarlı da geliyor, Petkim’in limanı da bitiyor, Nemrut’ta yeni özel limanların sayısı da artıyor.
Hepsine ihtiyacımız var, hepsi yakın bir gelecekte tam kapasiteyle çalışacak.
Ama Alsancak limanını unutmamamız gerekiyor.
***
Bakın Körfez’in taranması, derinleştirilmesi konusunu en az 15 yıldır tartışıyoruz. Alsancak limanı özelleştirilme aşamasındaki şart da körfezin taranmasıydı. Her seçim döneminde bu söz veriliyor; “Tamam...” deniyor ama aradan geçen zamanda bir adım nedense atılamıyor.
***
Bazı olaylar, projeler siyaset üstüdür.
İzmir’in geleceği de öyle…
ÇED’e sonuna kadar inanıyorum.
Her yeni projenin belirli aşamalardan geçmesi gerektiğine de sonuna kadar inanıyorum.
En ufak zararı varsa, çevreyi olumsuz etkiliyorsa her ne olursa olsun vazgeçilmesi gerektiğini de sonuna kadar savunuyorum.
Ama bu konu zaruridir.
Körfez’in taranıp limanın büyütülmesi, körfezin canlandırılması herkesin kabul ettiği bir gerçektir.
Bu mesele bir seçim malzemesi de değildir.
Yapılmamalıdır.
Paylaş