Köprüyle Çanakkale değişir

Geçen hafta Çanakkale’deydim.

Haberin Devamı

Başkan Ülgür Gökhan ile uzun uzun sohbet ettik.

Gökhan; Türkiye’nin deneyimli belediye başkanlarından...
Üçüncü dönemi; sevilen bir başkan... Eğitim hayatı dışında Çanakkale’den ayrılmamış, bir Truva aşığı...
En çok merak ettiğim konu 18 Mart’ta temeli atılacak Çanakkale Köprüsü’ydü.
Bu proje kente neler katacaktı, başka bir Çanakkale mi olacaktı, yoksa hayat normal akışında devam edecek miydi?


***


Çanakkale’nin şansızlığı İstanbul için de, İzmir için de hem yakın, hem uzak bir yer olmasıydı.
Yani tam ortada kalıyordu.
Örneğin yollar yapılmış olmasına rağmen kent geçişleri çok fazla olduğu için çok dikkatli gitmeniz gerekiyor.
Hız sınırı bazen 110’larda, bazen 50’lere düşüyor.
Kurallara uyduğunuzda İzmir’den Çanakkale’ye gitmek 4.5- 5 saati buluyor.
İstanbul’dan da öyle...
Bu az bir süre değil.
Gidilen, rahat ulaşılabilen kentler gelişiyor, büyüyor.
4-5 saatlik yerlere uçakla gidilir mi, gidilmez mi?
Gidilir de, değer mi?
İşte Çanakkale’ye gitmek istediğinizde hep bu çelişkiler akla geliyor.
Bu köprü işleri biraz kolaylaştıracak.


***

Haberin Devamı


Gerçi köprü ayakları Lapseki’ye inecek, yani Çanakkale’nin tam merkezinden geçmiyor.
Ama çok yakınına geliyor.
Bugünkü Çanakkale’yi sevenler köprü bitene kadar sık ziyaret etsinler.
Çünkü bu proje ister istemez kentteki değişimi hızlandıracak.

Köprüyle Çanakkale değişir

Soldan sağa: Deniz Sipahi, Ülgür Gökhan, Gürcan Korkmaz




Çevreyle dost yatırım yapmak mümkün

Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, köprü projesini destekliyor.
Ama bazı uyarılarda da bulunuyor.
Diyor ki...
“Lapseki Türkiye’nin en güzel domatesinin, şeftalisinin, kirazının olduğu yerler... Tarımsal araziler iyi korunmalı. Bu aşamada bazı bölgelerin tarımsal bölge ilan edilmiş olması iyi bir gelişme ama yeterli değil. Dikkatli olmalıyız...”
Katılıyorum.
Ama şunu da dünyadaki örneklerinden biliyorum.
Çevreyle dost sanayi olabiliyor, çevreyle dost inşaat olabiliyor.
Zaten değişim, gelişim de çevreyle dost olduğunda güzel oluyor.
Ben köprünün Çanakkale’ye yakışacağını düşünüyorum.



Daniş şimdi tarım bakan yardımcısı

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcılığı koltuğunda bizim de, Çanakkale’nin de iyi tanıdığı bir isim oturuyor. Mehmet Daniş... Daniş; üç dönem Çanakkale Belediye Başkanlığı yaptı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güvendiği isimlerden biri... Bir önceki dönem de Çanakkale Belediye başkanlığı için Ülgür Gökhan ile yarışmıştı. Dolayısıyla köprünün ayaklarının ineceği Lapseki’yi iyi bilir. Zaten bazı adımlar da atılmış durumda... O yüzden ben Çanakkale’nin değişiminin pozitif yönde olacağına inananlardanım.



Gündemin ilk üç maddesi:
Arsa, arsa, arsa

Meslektaşım Murat Kıray’a Çanakkalelilerin neler düşündüğünü, kentin gündeminin ne olduğunu sordum. Murat; birçok gazetenin Çanakkale temsilciliğini yaptıktan sonra kendi gazetesini çıkarmaya başladı. Aynalı Pazar tam 10 yıldır haftalık çıkıyor ve ücretsiz dağıtılıyor. Tirajı 10 binin üzerinde... Birçok ulusal gazeteden fazla ilgi görüyor ve takip ediliyor.
Murat; Çanakkale’nin gündemini üç maddede özetledi.
“Arsa, arsa, arsa...”
Yani “köprü...” lafı arazi fiyatlarını katlamış, herkes ya arsa almak istiyor ya da arsasını satmak.
“Başka...” dedim, başka bir gündem maddesi yok mu?
Murat; köprü bitene kadar gündemin kolay değişmeyeceğini söylüyor.
Referandum heyecanından daha çok arsa heyecanı gördüm diyebilirim.



Gerçek Türk mucizesi

Ya arkadaş...
Hiç mi vicdanınız yok, hiç mi mantık çalıştırmıyorsunuz, hiç mi korkmuyorsunuz, hiç mi yanlış yaptığınızla ilgili bir endişe taşımıyorsunuz.
Adana’da en fazla 17 öğrenci bulunması gereken servis aracına 48 öğrenciyi sıkıştırmışlar.
Olay zaten vahim ama iş bununla da kalmıyor.
Kadın şoföre “Kurallardan hiç mi haberiniz yok?” diye soruluyor; kadında hiç pişmanlık yok, gülüyor.
Okul idaresinden tek satır bir açıklama yok; yapılsa şaşardım.
Büyük ihtimal kimse görmemiş, duymamış, sonuç itibariyle konuşmamıştır.
Genellikle böyle olur; üç maymun ruh hali...
Ya haberlerin veriliş şekline ne demeli?
“Yeni bir rekor” diye veriliyor.
Meğerse daha önce de 47 öğrencinin olduğu bir okul servisine polis ceza kesmiş.
Velilerden birine yine soruluyor.
“Allah korusun ya bir şey olsaydı” diye...
“Elle gelen düğün bayram” diyor anne...
Ya ne diyorsun kardeşim...
Niye elle gelen düğün bayram, niye kaderine razı geleceksin...
Git, yeri göğü inlet...
Gidin şikayet edin, gidin hesap sorun, gidin böyle sorumsuz davrananlar için suç duyurusunda bulunun...
Sözkonusu çocuklar, bizim çocuklarımız, hepimizin çocukları...
Bu ülkede her gün Aziz Nesin’lik çok öykü çıkar.

Yazarın Tüm Yazıları