Paylaş
Ergi, mitingi meydanında birçok kişiyle konuşmuş.
Örneğin; Bahçeli’yi dinlemeye gelenlerden özel sektörde muhasebeci olarak çalışan 37 yaşındaki Tuncer Çapa, şu ilginç sözleri sarf etmiş:
“Bugün buraya Devlet Bey’e ve özellikle MHP’nin Meclis dışı bırakılması için komplolar var, bu komplolara karşı MHP’ye destek olmak için geldim. Benim MHP’ye oy vermek gibi bir düşüncem yoktu. Ama oynanan oyunlar yüzünden ve Meclis’te anayasa yapılırken MHP muhakkak olmalı, anayasa toplumun çoğunluğunu temsil etmeli diye düşünüyorum. Böyle düşündüğüm için bu seçimde MHP’ye oy atmaya karar verdim. MHP’nin Meclis dışı bırakılacağı yolundaki söylentiler benim çevremde MHP’yi çekim noktası haline getirdi.”
* * *
Geçen gün de yazdım.
MHP’deki internet görüntüleriyle ilgili çok farklı yorumlar yapılabilir.
Seçime sayılı günler kala bazıları bu kayıtları bir komplo olarak yorumlayabilir, bazıları bunu MHP’nin iç meselesi olarak görebilir.
Ama neresinden bakarsanız bakın; demokrasi platformuna çıkmak farklı sonuçları da doğurabiliyor.
Örneğin; Sedat Ergin’in Denizli’de yaşadıklarını İzmir’in sokaklarında ben de hissediyorum.
MHP teşkilatı “baraj problemi var mı, yok mu” sorularına cevap vermekten yorulmuşken, bakıyorum şimdi daha diri görünüyorlar.
O kompleksi üzerlerinden atıp seçime daha fazla asılıyorlar.
Siyasetçi değilim, ama birçok seçimi izlemiş bir gazeteci olarak MHP teşkilatındaki bu havayı çıplak gözle bile görebiliyorum.
Tabii, Sedat Ergin’in yazdığı gibi vatandaş penceresinden de bakıldığında kararsız ya da bir önceki seçimde oy kullanmamış kişiler, MHP’ye göz kırpabilirler.
* * *
Özetle...
Bazen birileri bir şeyleri yıkmak isterken; yeni bir başlangıca neden olmuş olabilirler.
Türk insanı yumurta kapıya geldiğinde karar verir, harekete başlar.
Bakalım, seçimin son günlerinde kararsızların kararı nasıl olacak.
Radyasyonlu çay içen bakanlarımız
Salim Kadıbeşegil diyor ki...
“Tarih Fukushima’yı nasıl yazacak? Hani, güneş, rüzgar ve suyun dışında enerji üretimine ihtiyaç duyulmayacak dönemlerde insan neslinin varlığını tehdit eden insanların, teknoloji ve ihtiyaç diye iteledikleri Fukushima’ları tarih küresel ahlâkın neresinde sorgulayacak?”
Ve sonra da Türkiye’den Kütahya’dan örnek veriyor...
“Peki, Kütahya’da altın ve gümüş madenlerinde yapılan çalışmalar nedeniyle kullanılan siyanürün depolandığı havuzun çökmesi nedeniyle zehrin yeraltı sularına, oradan meyve ve sebze bahçeleriyle doğaya ve içme sularına karışması karşısında öngörülen, ama umursanmayan... Kontrol altında denilen, ama kontrol altında olmadığı anlaşılan... Yaşanan gerçeğe rağmen üzeri örtülmeye çalışılan...
İnsan eli yapımı aymazlık hangi suçlar kategorisinde yargılanacak? Çok güvenliydi Çernobiller, Thre Mile Island’lar, Fukushima’lar... Hep bir şey neden oldu güvenlik duvarlarının sarsılmasına... ‘Bir şey olmaz’ diye radyasyonlu çay içen bakanlarımız Kazım Koyuncu’ların ölümüne seyirci kaldılar! Şimdi radyasyonlu su içiyor Fukushima yöneticileri... Tedirgin, çaresiz bakışlar eşliğinde içlerindeki endişeyi yudumluyorlar...”
Bugün Gaziantep’teyiz
Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ile Gaziantep’teyiz. Antep’te var olan müze yeni binasına taşınıyor. Günay, “Zeugma Mozaik Müzesi, sadece Gaziantep’in değil, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın, Ortadoğu’nun önemli büyük müzelerinden birisi haline geldi. Karkamış Antik Kenti’ndeki mayın temizleme çalışmaları da tamamlandı, kazı çalışmalarına başlayacağız” diyor.
Gaziantep’teki mozaik müzesi dünyanın ikinci büyük müzesi... Müzeyle ilgili notlarımı da sizlerle paylaşacağım.
Paylaş