Karamsar olmayalım gençlere bakalım

Ali Yücelen’den sonra başkanlığa Anıl Alirıza Şohoğlu geldi.
Şohoğlu da başarılı bir dönemden sonra görevini Nilüfer Çevikel’e devredecek.
TÜGİAD’ın da dümenine ilk defa bir kadın başkan geçmiş olacak.
Bu arada Ege Şubesi’nin başında da sevdiğim bir isim var; Melih Sebastien Durmuş...
Onu ve ekibini yakından takip ediyorum.
Neden TÜGİAD’ı beğeniyorum?
Birçok toplantılarına katılıyorum. Ve şunu görüyorum.
Her fikre, her görüşe açıklar.
Siyasetten daha çok ekonomi konuşuyorlar. Siyasetle yakından ilgileniyorlar ama karşılıklı bir hoşgörü hakim...
Gençler, bu ülkenin geleceği için yatırım yapmak istiyorlar.
Girişimciler; çoğunun ismini bilmiyorsunuz ama çok önemli yatırımlara imza atıyorlar.
Türkiye’nin her yerindeler; sadece bir bölgede değil, Anadolu’nun farklı şehirlerine gidip proje geliştiriyorlar.
Bunlar benim takip ettiğim ve hoşuma giden özellikler...
Ben Türkiye’nin geleceğine inanan insanlardanım.
O yüzden bu gençlerin yaptıklarını önemsiyorum.
TÜGİAD’ın gelenekselleşmiş Ege buluşmalarında geçmişten daha çok gelecek konuşuldu.
Ve önemli gördüğüm bir ayrıntı da şuydu:
Bu kadar karamsarın olduğu bir dönemde TÜGİAD’lı gençleri biraz dinlemekte fayda var.
Onlar da benim gibi Türkiye’nin gerçeklerinin farkındılar; çözüm odaklılar ve bardağın dolu tarafına bakarak geleceğe yatırım yapıyorlar.
İki günlük buluşmadan moralli ayrıldığımı söylemeliyim.

Pandemi öngörüleri de etkiledi

EGE buluşmalarının konuşmacıları hep tanıdık dostlardı.
Erkan Şahinöz, Murat Sağman, Gürkan Hacır ve Metehan Demir kendi uzmanlık alanlarında birer konuşma yaptı.
Sadece Türkiye değil bütün dünyada kartlar yeniden açılıyor, dengeler yeniden kuruluyor.
O yüzden keyifli sohbetler oldu.
Gelen sorulardan şunu fark ettim; pandemi vadeleri de kısalttı. Belirsizlikler yorumlarını da genelleştirdi.
Hiç beklemediğiniz bir anda gelişen bir olay bütün dengeleri değiştirdiği gibi yeni bir dönemin de habercisi oldu.
Ama şunu anlıyorum ki; Kovid 19 herkesin her şeyi yeniden sorgulamasına neden oluyor.
İyi taraftan bakacak olursak, dünyada iyi gitmeyen, düzeltilmesi gereken çok şey vardı.
Belki yeni normal eskiyi yeniden rötuşlayacak, toparlayacak, düzenleyecek bir sürecin de başlangıcı olacak.

Güçlü bir hikaye yazalım

GÖZLEMLEDİĞİM bir başka detay da; kredi değerlendirme kuruluşlarının verdikleri son notlardı. Herkes Türkiye’nin bunu hak etmediği görüşünde.
Ben de böyle düşünüyorum.
Ve bu notu siyasi buluyorum.
Ama Türkiye’nin de yeni bir büyüme hikayesine ihtiyacı olduğunu görüyorum.
Toplantılarda gelen sorular ağırlıklı bu yöndeydi.
Geleceği yeniden kurgulayabilmek için Türkiye’nin güçlü bir hikayeye ihtiyacı bulunuyor.
Bunu her zaman yaptık, yine yapacağımızdan eminim.
Çünkü Türkiye üreten bir ülke; sanayimizin rekabetçi ruhunu çok iyi biliyorum.
Girişimcilerimizin uygun şartlarda her zaman iyi projeler geliştirdiğini de biliyorum.

Toplantı formatları da değişti

TÜGİAD’ın Ege toplantıları hepimiz maskelerimizi taktık, mesafeli oturduk.
İnanın hatıra fotoğrafı bile çektirirken çekindik.
Yine maskelerimizi taktık, yan yana gelmemeye çalıştık.
Her şeye alıştık da bu yeni normale ben alışamadım.
Pandemisiz günleri valla çok özledim.

İyi şeyler de oluyor

ASLINDA bu yaşadıklarımız hepimiz için bir sınav... Daha önce hayatımızda böyle bir gerçek yoktu. Kovid 19 elbette bitecek, aşı bulunacak ya da tedavi yöntemleri geliştirilecek. Ama yeni salgınların olmayacağının bir garantisi yok. Ve olacaktır da... O yüzden salgınlar, siber saldırılar, kimyasal ataklar gibi hayatımıza yeni giren bu kavramlarla ilgili daha çok fikir üreteceğiz. Böyle dönemlerde hepimiz daha yaratıcı olabiliriz. Ki; bu Kovid 19 döneminde harika işler de gördük.
Karalar bağlamayın biraz da işe eğlenceli taraftan bakın. İyi şeyler de oluyor.