Paylaş
Elbette ağırlıklı olarak aşıya soğuk bakanlardan, aşı olmayanlardan, aşı karşıtlarından...
Hepsine tek tek tek cevap vermeye çalıştım.
Ben bu yazıları önümüzdeki günlere öngörerek yazıyorum.
Çünkü veriler iyi gelmiyor, uzmanlar uyarıyor, dünyanın farklı ülkelerinde tedbirler ağırlaşıyor.
Ama görüyorum ki, “Bize bir şey olmaz” anlayışı hala hakim.
Ben de diyorum ki...
Kendi hayatınızı riske atabilirsiniz, aşı olmak istemeyebilirsiniz ama o zaman sizler de bazı şeyleri yapmaktan geri duracaksınız.
Herkes gibi ben de kendi ve yakın çevremin sağlığını düşünerek hareket ediyorsam herkes de öyle yapmalı.
Toplu yerlere, işletmelere aşısızlar bir süreliğine, yani pandemi bitinceye kadar girmesinler lütfen.
Evlerinde otursunlar, kalabalıklara karışmasınlar.
Biliyorum bu tepkiler sadece Türkiye’de değil, bütün Avrupa’da yaşanıyor.
Belçika’da, Hollanda’da, Fransa’da sokaklar gösteri yapanlarla doluydu.
Ama size Avusturya örneğini hatırlatırım.
Avusturya pandemi sürecini iyi yönetemedi, şimdi de kara kara düşünüyor.
Önce aşısızlara evden çıkma yasağı getirdi, olmayınca ve vaka sayıları artınca genel bir kapanma kararı aldı.
Bu da tepki çekince sokaklar karışmış oldu.
Diyorum ki...
Türkiye birçok ülkeye göre süreci iyi yönetti.
Sağlık sistemi kilitlenmeden ama sağlık personelimiz çok yorularak bu dönemi atlattı.
Şimdi aşılarımız var, toplumsal bağışıklığın yeni varyantlardan sonra 80’lerin üzerine çıkması gerekiyor.
Ve Avrupa’dan gelen bu sinyaller de kışın zor geçeceğini gösteriyor.
Kapanma olmadan uyarıyorum.
Bu bizim elimizde, gelin bunu bir kampanyaya dönüştürelim.
Ve evlere kapanmadan, hayata olduğu yerden devam ederek rahat bir kış yaşayalım.
Merkel’in uyarısını dikkate alalım
ALMANYA, Fransa deyince dururum.
Çünkü iki ülkenin de başbakanları acil bir durum olmadan açıklama yapmazlar.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Kritik, dramatik bir döneme giriyoruz” dedi.
Ve ekledi:
“Almanya’da yaşayan insanların yüzde 60 ila 70’ine virüs bulaşacak.”
Biz Kıta Avrupası’nın birkaç hafta gerisinden geliyoruz.
Ve bu haberler beni endişelendiriyor.
Çünkü hala biz yaz modundan çıkabilmiş değiliz.
Gelin bu önlemleri alalım
BİRÇOK esnafla konuşuyorum.
Restoran sahipleriyle, çalışanlarıyla dertleşiyoruz.
Açılma olduktan sonra biraz toparladılar.
Ama kapanmayla geçen yılların telafisi hiç de kolay değil.
Bazıları yatırımda yakalandı, kredi kullanan çok.
İyi işletmeler büyümek, başka şubeler açmak için de bankalarla çalışıyor.
Ve bu dönemde çoğu kredileri ödemekte zorlandılar.
Yeniden yapılandıranlar bile sıkıntılı aylar yaşadılar.
O yüzden artık yeni bir kapanmayı kaldıracak güçleri yok.
Gelin şu HES kodu, aşı kartı uygulamasını restoranlar, mağazalar için de yapalım.
Geç olmadan, başımız ağrımadan mutlaka yapalım.
Yoksa fatura ağır olacak.
İkinci çevre yolu şart
İZMİR’e gelen İstanbullu arkadaşlarım, “Trafiğiniz bizim gibi olmuş” diyorlar.
Haklılar...
Üstelik sadece işe gidiş geliş saatlerinde değil, günün her saatinde bu yoğunluk var.
İkinci çevre yolunu yapmanın zamanı gelmedi mi?
Her şeyin hazır olduğunu biliyorum.
Bugün başlasa 3-4 yıl önceden de bitmeyeceğini biliyorum.
O zaman niye bekliyoruz?
Çip deyip geçme
SADECE otomotiv sektöründe değil, birçok alanda çip krizi yaşanıyor.
Ama araba satışlarını çok etkileyen veriler var.
Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği, Avrupa’da otomobil satışlarının mikroçip sıkıntısı nedeniyle ekim ayında rekor bir düşüş kaydettiğini açıkladı.
Yeni binek araç satışı ekimde yüzde 30 düştü.
Avrupa’nın en büyük otomobil pazarları İtalya’da yüzde 35.7, Almanya’da 34.9, Fransa’da 30.7 ve İspanya’da 20.5’lik çift haneli kayıplar yaşandı.
Bu tedarik zinciri hayatın her alanında bundan sonra bozulabilir.
Konuştuğum uzmanlar bunu çok sık dile getirmeye başladılar.
Hatırlatmak isterim.
Gerçekten özlemişiz
GALATASARAY-Fenerbahçe derbisinde tribünler doluydu.
Dolu olunca maçın heyecanı da farklıydı.
Boş tribünlere oynanan maçların ne kadar keyifsiz, zevksiz geçtiğini bir kez daha iyi anladık.
Bu heyecanı, derbileri, dolu tribünleri gerçekten özlemişiz.
Paylaş