Paylaş
Bir kitap okudum; adı “Benim Küçük Kalbim”, müthiş etkilendim. Yazarı yakın bir arkadaşım Pürlen Kıyat Karakuş... İzmirli, Çocuk Kalp Vakfı gönüllüsü... İzmir’in en iyi reklamcılarından birinin, Tayla Kıyat’ın kızı... Oğlunu üç günlükken ameliyat masasına teslim eden bir anne... Bu minik kalp; yaşama tutunma isteği ile açık kalp ameliyatında mucizeler yaratmış. Şu anda son derece sağlıklı 17 yaşında bir genç...
Oğlu ile birlikte yaşadıklarından yola çıkıp, kalp hastalıklarıyla savaşan diğer aile ve çocukların gerçek hikayelerini bu kitapta toplamış. Duygu dolu satırlarıyla, bu sorunla uğraşan ailelerin umudu olmuş.
Kitapta, önsöz hazırlayarak destek olan ünlüler arasında Saba Tümer, Tan Sağtürk, Oktay Kaynarca, Aykut Oğut, Bora Kozanoğlu ve Gaye Gürsel gibi isimler bulunuyor.
Son derece akıcı bir dille yazılmış, gerçek hikayelerin yer aldığı bu kitap, ne kadar çok okunur, ne kadar çok insana ulaşırsa, o kadar çok kalp hastası çocuğun umudu olacak.
Çünkü Pürlen; kitabın gelirini Çocuk Kalp Vakfı’na bağışlıyor.
Çocuk Kalp Vakfı Kalp Kardeşliği Projesi kapsamında Türkiye’nin farklı şehirlerinden 10 çocuğumuzun ameliyatını üstlenecek.
Müthiş bir proje; beni heyecanlandıran, örnek bir girişim...
Sevgili Pürlen Kıyat Karakuş’tan öğrendim. Türkiye’de her yıl 13 ile 15 bin çocuk kalp hastalığıyla doğuyormuş.
Sevindirici olan, bu çocukların yüzde 90’ından fazlası tedavi ve ameliyatla sağlıklı yaşama dönebiliyormuş.
Zor olan, konuyla ilgili bilgisizlik, yetersizlik ve imkânsızlıklarla baş edebilmek...
Güzel olan ise, ülkemizde artık bütün bu zorlukların üstesinden gelmek için kurulmuş bir vakfın ve gönüllülerin oluşu...
Zaten Pürlen’in yola çıkışı da bu öyküler...
“Benim Küçük Kalbim” de yer alan öykülerin tamamı yaşanmış hikayeler...
Çocuk Kalp Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve Kalp Cerrahı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu “Çocuk Kalp Cerrahisi” dalında dünya çapında bilinen uzmanlardan biri...
Vakfın öncelikli amacı, “Sizin de bir kalp kardeşiniz olsun” sloganıyla toplumu bilinçlendirmek, duyarlılık sağlamak. “Benim Küçük Kalbim” kitabı büyük hedeflere ulaşmada atılan adımlardan birisi...
Pürlen Kıyat Karakuş diyor ki...
“Mini bir anket yaparak 250 kişiye ‘Öleceğiniz zamanı bilmek ister misiniz?’ diye sordum. Ankete katılanlardan 170 kişi ‘hayır’ derken, 77 kişi ‘evet’ dedi, 3 kişi kararsız kaldı. Eğer sorumu ‘Ölmeden önce dünyada bir iz bırakmak ister miydiniz?’ şeklinde sorsaydım sizin cevabınız ne olurdu? Yüreğinde sevgi taşıyan herkes için cevabın evet olacağını biliyorum. 35 yıl önce bizler nasıl herkesin çocukları idiysek, bugünün çocukları da bizim, her birimizin çocukları... Bu çocuklardan her yıl binlercesi doğumsal kalp hastalığı ile dünyaya gözlerini açıp, anne rahminden ameliyat masasına yatırılıyor, kalpleri yeniden yaratılıyor ve hepimize sunulan yaşama şansına onlar da sağlıklı bir hayat sürerek sahip oluyorlar. Sosyal güvencesi veya finansal imkânları el vermeyen ailelerin bebekleri ise bir hiç uğruna bu güzel yaşamdan mahrum kalıyorlar. Onların göğüslerinde taşıyacakları ameliyat izi, her birimizin bu dünyaya bırakacağı kutsal izi olabilir. Zira yeni doğmuş bir bebeğe, bir çocuğa koca bir ömür kazandırmaktan daha kutsal ve yaşamda iz bırakan başka ne olabilir ki? Bu kitabı o yüzden yazdım. Onlar hepimizin çocukları... Gelin, onlardan birinin daha yaşama şansına kavuşturulmasına vesile olun... Sizin de bir kalp kardeşiniz olması dileğiyle...”
Ben çok etkilendim.
Sizlerin de etkileneceğini biliyorum.
Aykut Oğut – Yazar
Nasıl güzel bir anlatım, nasıl güzel bir bakış açısı. Nasıl keyifle okunan hikayeler... İnsanların karşılaştıkları bir hastalık bile olsa... İşte bu kitap bunun en güzel örneği. O kadar etkileyici ki, okumayı bitirdiğimde içimden şu cümle geçti: “Acaba kalp kardeşi olarak ben ne yapabilirim? Nasıl yardımcı olabilirim?”
Tan Sağtürk – Sanatçı
Düşünsenize, hayatınız boyunca kalbinizde bir delik var bilmiyorsunuz, damarlar iç içe geçmiş boğulmuşlar, farkında değilsiniz. Hayatı doğumdan itibaren böyle yaşanır zannediyorsunuz. Bir de dans ederek yaşıyorsunuz. Nasıl yani? Öyle işte, günde 8 saat... Haa bir de bunu 26 yılla çarpın... Hadi bunlar benim tarafımdan anlatılanlar. Ya annem, o nasıl anlatır yaşadıklarını. En azından artık bir baba olarak biliyorum küçük kızım yere düştüğünde hissettiği acının mislini yaşıyorum. Ya anneler beyaz gömlekli doktorlara çocuklarını emanet ettiklerinde o duygu, işte o duygu her zaman sadece hoş bir iz olarak kalsın belleklerde...
Saba Tümer – Televizyoncu
Geleceğimizin armağanı olan çocuklarımız ağlamamalı! Her biri gülmeli, kahkahalar atmalı... Pürlen’le tanışmamız uzun yıllar öncesine dayanıyor. Her şeyin tozpembe göründüğü yıllar olan ortaokul yılları... Seneler sonra Pürlen beni arayıp; “Bir kalp kardeşinin olmasını ister misin?” diye sordu. Her yıl birçok bebeğin kalp anomalisi ile doğduğunu söyledi ve oğlunun da yıllar önce kalp rahatsızlığı ile doğduğunu, yaşadıkları nefes kesen mücadeleyi anlattı. Sarsıldım... Hem de çok sarsıldım. Kalp Kardeşliği hareketini gönülden destekliyorum.
Oktay Kaynarca – Sanatçı
Elbette kalp kardeşin olurum. Daha bir yaşını bile doldurmayan bebeklerin, doğdukları andan itibaren hayata tutunma mücadeleleri, doktorları ile yaptıkları işbirliği ve ailelerinin verdiği mücadele yüreklere işliyor. Ülkemizde kalp cerrahisinde kazanılan başarılar büyük umut veriyor. Bu kitabın toplumsal duyarlılığı artırmaya vesile olacağına inanıyorum.
Paylaş