Paylaş
Bana da mantıklı geliyor.
Diyor ki;
“Süper Lig oynanacak. Çok doğru karar... Önerim şu; Takımlar İzmir’de konuşlansın. Kalan maçlar da İzmir’de oynansın. Atatürk, Göztepe ve Bornova statları çok uygun. Tire ve Menemen statları da dört büyükler dışındaki maçlara harika evsahipliği yapar. Altyapılar yeterli, hijyen koşulları sağlanır. Oteller uygun, antrenman sahaları var, ulaşım kolay. Hatta 20 dakika uzaklıktaki Manisa da devreye alınır. İzmir’de her takımın da seyircisi var. Hem takımlar rahat eder, hem de Ege ekonomisi için ciddi bir atılım olur. Esnaf odalarımız da, Ticaret Odamız da, kentin tüm dinamikleri de seferber olur. Akıl için yol bir...”
***
Bundan sonra liglerin tadı olur mu, bilemem ama UEFA’nın bir kararı var.
Liglerin tamamlanmasını istiyor.
Hollanda bu sezonu bitirmeyeceklerini söyledi ama Hollanda dışında böyle bir karar alan başka ülke yok.
Almanya mayıs ortasında liglere devam edecek.
İtalya ve İspanya’da bile mayıs sonu liglere devam edilmesi bekleniyor.
Haziran ortasından itibaren biz de maçları oynayacağız.
Bazı önlemler gevşetilse de, yine de tedbirleri elden bırakmamak lazım.
O yüzden deplasman yerine bir ya da birkaç kente yayılmış bir lig programını doğru buluyorum.
Kulüpler Birliği Başkanı olduğu için Mehmet Sepil belki söyleyemez.
Ama biz önerelim.
İzmir bu maçların tamamlanması için ideal kenttir.
Hakan Tartan’ın önerisini ben de aynen katılıyorum.
NE OLACAK BU PETROL
Yükselmesi de düşmesi de sıkıntı
TOLGA Uysal, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın (VOB) eski yöneticilerindendi. O tecrübesini şimdi kendi şirketinde gösteriyor.
Geçenlerde konuşuyorduk;
Sıfırın altına düşen petrol değerleri olunca Tolga’yı aradım ve “Ne olacak bu petrolün hali?” diye sordum.
Belki de dünya bugüne kadar görmediği, görmeyeceği değerlerle karşı karşıya kaldı.
Koronavirüs sebebiyle fabrikalar kapandı, uçaklar uçamadı ve petrol talebi tarihi düşük seviyelere geriledi. OPEC arz kesintisine gitmesine rağmen arz talepten çok daha fazla gerçekleşti. ABD’de petrol koyacak depo kalmadı. Karada yer kalmayınca petrolü boştaki petrol tankerlerine koyup denize bırakmaya kadar gitti olay. Depolama alanı kalmaması sonucunda kimse petrol almak istemedi ve vadeli piyasalarda eksi fiyatları gördük. Geçtiğimiz hafta ABD’de ürettiği petrolden kurtulmak isteyen bazı firmaların spot piyasada üste 50 dolar para verip ürettiği petrolden kurtulmak istediğine şahit olduk.
Evet; şimdi ne olacak?
Konunun uzmanı Tolga Uysal şöyle diyor.
“Petrol fiyatı düştüğünde gidip petrol alanların veya petrol çok düştü buradan petrol alınır mı diyenlerin sorusu aynı; Petrol fiyatı tekrar yükselecek mi? Bence kısa vadede zor. Önümüzdeki bir ay düşük petrol fiyatları sebebiyle ABD’de üretim kesintilerinin devam edeceğini göreceğiz. Geçtiğimiz cuma itibarıyla bile ABD’deki açık petrol kuyularının yüzde 40’ı kapandı. Bunların sayısı daha da artacak ve birçok petrol şirketi iflas edecek. OPEC’in günlük 9.7 milyon varillik kesintisi de 1 Mayıs itibariyle başlayacak. Bütün bu kesintilere rağmen talep az olduğu için kısa vadede arz ve talep dengelenmesinin olması zor gözüküyor. Bu sefer depolama sıkıntısı sadece ABD’nin değil dünyanın sorunu olacak. Önümüzdeki üç dört hafta içerisinde petrol depolama alanlarında tam kapasiteye ulaşılacağı tahmin ediliyor. Ve ABD’de yaşanan depolama sorunu artık tüm dünyanın sorunu olacak. Bu da fiyatların aşağı baskısının sadece WTI, Amerikan petrolü üzerinde değil, Brent petrolü üzerinde de bir süre yaşanacağı anlamını taşıyor.”
Yani petrol bir süre daha bu seviyelerde gidecek gibi gözüküyor.
Peki Türkiye karlı çıkmaz mı?
BU soruyu da Tolga Uysal’a sordum.
Cevabını aynen aktarıyorum;
“Petrol fiyatının bu kadar düşmesi elbette Türkiye için inanılmaz bir fırsatı da beraberinde getiriyor. Eğer bu süreç iyi yönetilirse cari açıkta en büyük paya sahip olan ülkemizin enerji faturası da ciddi bir şekilde düşebilir. Petrol üreticisi olan Meksika her yıl başında ürettiği petrolün bir kısmını yani yüzde 20’sini fiyat düşüşlerine karşı sabitler. Bu yıl Meksika ürettiği petrolün satışını bütün bir yıl için varili 49 dolardan sabitlemişti. Şu an geldiğimiz 20 dolar seviyeleri düşünülürse bu işlemden elde edilen kar görülebilir. Türkiye bu kadar düşen bir petrol fiyatında Meksika gibi vadeli işlem sözleşmelerini kullanarak bütün bir yıl ihtiyacı olan petrolün bir kısmını bu fiyatlardan sabitleyerek bu düşüşü fırsata çevirebilir.”
Dalgalanmalardan
etkilenmemek mümkün
TOLGA Uysal ve Şamil Demirkan Vadeli İşlemler Borsası’nın iki önemli yöneticisiydi. Bu kriz gösterdi ki; artık dünya piyasalarında bu süreçleri daha iyi yönetmek gerekiyor. Dalgalanmalar, krizler maliyetleri çok etkiliyor. Ama bir anlamda da krizler bir fırsat...
İhracatçı veya ithalatçı firmaların döviz kuru, faiz, metal fiyatları, enerji fiyatları gibi riskler karşısında korunmaları şart. Vadeli piyasalarda önceden pozisyon alarak fiyat oynaklıklarından zarar görmemek mümkün. Ve artık böyle düşünmek şart...
Paylaş