Paylaş
“CHP İzmir’de oylarını arttırdı, ama AK Parti’nin oylarını da yükseltmiş olması bir yenilgi havası gibi algılandı. Bir önceki yerel seçimde 30 ilçenin 28’ini alan CHP, genel seçim sonuçlarına göre 11’ini AK Parti’ye vermiş oldu. Bazı ilçelerde de fark azalmış oldu...”
CHP İzmir’de birinci parti oldu, ama bu havayı da bir türlü değiştiremedi. Sonra küçük çaplı atışmalar, hesap sormalar, çıkarılan listeler, Ankara’ya gitmeler...
Anlayacağınız yenilgi olmasa da psikolojik bir üstünlüğün AK Parti’den yana estiği bir gerçek...
AK Parti, seçim sürecinde çok sayıda proje sözü verdi. İki bakanın buradan aday gösterilmesi; vatandaşın kafasında hizmetlerin aksamadan gelmesi adına umut verici oldu.
35 projenin en azından bir bölümünün hayata geçmesinin bile kentin gelişiminde önemli katkı yapacağı konuşuldu, ifade edildi.
Sonuçta; kamuoyu da büyük bir beklenti içine girdi.
Şimdi yazın sıcaklığı, seçim sonrasının rehaveti derken, kimsenin aklına bu projeler gelmiyor.
Ama tatil dönüşü; İzmir kamuoyu verilen bu sözlerin takipçisi olacaktır.
Özetle...
Temmuz, ağustos aylarında AK Parti’yi sıkıştıracak pek gündem yoktu.
Ancak CHP’de sular pek durulmadı.
İl Başkanı Tacettin Bayır, “Hesap soracağız” dedi, esti gürledi; şimdi de herkes olacakları bekliyor.
Hesap sorulur mu, yoksa “kol kırılır yen içinde kalır” mı denir, yoksa sorunlar dosyası biraz rafa mı kaldırılır göreceğiz.
Ama bir gazeteci olarak; gittiğim toplantılarda yapılan konuşmalardan anlıyorum ki...
CHP’deki dağınık görüntü çok konuşuluyor.
Örneğin; kamuoyuna yansıyan ilçe belediyelerle büyükşehir arasındaki randevu krizini herkes birbirine soruyor.
“Randevu isteyen ilçe belediyelerine Aziz Kocaoğlu randevu vermemiş” diyen de var.
“Aziz Kocaoğlu, ilçe belediye başkanlarıyla uzun bir süredir görüşmemiş” diyen de...
“Bir şey yok, ilçe belediye başkanları kendi içlerinde toplanıyorlarmış zaten...” diyen de..
Farklı farklı yorum yapanlar da..
Demek ki...
Kafalar karışık.
Galiba sadece kafası karışık olan vatandaş değil, CHP’lilerin de kafası epeyce karışık...
Böyle anlıyorum.
Randevu istendi mi, istenmedi mi; yoksa istendi de verilmedi mi bilemiyorum. Ama CHP’nin yapacak çok daha fazla işi, yürütmesi gereken çok önemli projeler olduğu kesin...
Hele söz konusu olan İzmir ise... Ve her seferinde İzmir’in sembolik bir değeri olduğu söyleniyorsa...
Ben olsam
AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay, kongreye tek liste gitmek istiyor. Zaten Genel Merkez’in isteği bu yönde... Peki yüzde 50 almış, Türkiye’nin şu an en güçlü partisi olarak gözüken AK Parti, neden tek listede ısrar eder. Anlıyorum... Parti disiplini, ortak stratejiler, dağınık bir görüntü olmaması, güçlü bir il başkanlığı yaratmak... İyi, ama demokrasi kendi içinde alternatifler yaratan bir sistem... Belki zor, süreçleri yönetmek kolay değil ama... Rekabet hem kurumları, hem insanları daha dinamik yapıyor. Ben Ömer Cihat Akay’ın yerinde olsam, farklı listelerin yarışmasını da isterdim. Tabii, bu sözlerim her parti için geçerli... Sonuçta; yarış bittiğinde herkes birbirinin elini sıkıyorsa, yanaklarından öpüyorsa daha güzel ne olabilir ki...
Taha Aksoy bakan yardımcısı olur mu?
Türkiye seçimi bitirdi, ama gündem yoğunluğu bitmedi.
Yemin krizi, futbolda şike operasyonu, terör saldırıları, YAŞ toplantıları derken; seçimde gündeme gelen “bakan yardımcılığı” pozisyonu tam tartışılamadı.
Kulislere yansıyan bilgiler şöyle...
AK Parti Genel Merkezi’nde bakan yardımcılarına özel protokol uygulanacak. 20 bakan yardımcısı bakanların hemen arkasında, ikinci sırada olacak.
Yani son dönemde çok konuşulan oturma düzeni bir kez daha değişmiş olacak.
Avrupa Birliği Bakanlığı için de İzmir’in yakından tanıdığı bir ismin adı geçiyor.
Taha Aksoy...
Aksoy’un rakibi olarak Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Nuri Yaşar gösteriliyor. Taha Aksoy, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığında iki kere yarıştı. İlkinde Ahmet Piriştina’nın, ikincisinde de Aziz Kocaoğlu’nun karşısına çıktı.
Başkanlık olmayınca Ankara’nın yolu Taha Aksoy’a açıldı.
Ancak 12 Haziran seçimlerinde listelerde Taha Aksoy’un ismi yoktu.
Aksoy, UNIVERSIADE’ta başarılı bir çalışma yürüttü. Milletvekilliği döneminde ağırlıklı olarak Avrupa Birliği ilişkilerine destek verdi, komisyonlarda yer aldı.
Bakan Egemen Bağış’ın tercihinin Taha Aksoy’dan yana olması İzmirlileri sevindirir tahmin ediyorum.
Paylaş