Paylaş
TUSAŞ tarafından yürütülen KAAN projesi de onlardan biri; belki de en önemlisi...
Çünkü bu Türkiye'nin teknolojiden altyapıya, bilgi birikimini ve üretim kabiliyetini ortaya koyuyor.
Modern savaş uçağı üretimi dünyada değerler zincirinin tamamına sahip olmak anlamına geliyor ve bu da Türkiye’yi dünyadaki sayılı ülkelerden biri yapıyor.
Kaan’ın öyküsünü okuduk, biliyoruz.
2020'li yılların sonunda seri üretim aşamasına getirmeyi planlanan çift motorlu, düşük görünürlüğü, sensör füzyonu, hava hakimiyetiyle üstün özellikleri bulunan beşinci nesil jet muharip uçak projesi...
KAAN’ın 2030 yılı itibarıyla Türk Hava Kuvvetleri’ndeki ABD F-16 modelinin tamamen veya kısmen yerini alması bekleniyor. Uçağın parçalarının bir bölümü yurtdışından temin ediliyor. Ama yakın bir gelecekte tamamı yerli parçalardan oluşacak.
İşte o yerel parçalardan birini de İzmir’de üretim yapan Volt Motor yaptı.
Saya Grup’un Yönetim Kurulu Üyesi, Folkart’ın Başkanı Mesut Sancak ile konuştum.
Böylesine büyük, değerli ve milli projede yer almanın gururunu yaşıyordu.
Duygularını sordum; şöyle dedi.
“Türkiye’nin kendi üretimi olan ilk Milli Muharip Uçağı KAAN ilk deneme uçuşunu gerçekleştirdi. Bu projenin bir parçası olmaktan çok mutluyuz. KAAN, tüm dünyada uzmanlar tarafından F-35 uçağının bir muadili olarak kabul ediliyor. Bu tür bir uçakta beş temel kritik sistem var. Birincisi jet motorun varlığı, ikincisi gövde ve iniş takımlarının doğru çalışması, üçüncüsü yakıt sisteminin kusursuzluğu, dördüncüsü hidrolik, beşincisi ve tüm devreleri bütünlüklü halde harekete geçiren en önemli ve eksiksiz olması gereken elektrik sistemi... Biz burada devredeydik. Böyle bir uçağın harekete geçmesi ve bütün sistemlerini kusursuz çalıştırması için uçakta 130 KW’lık bir güce ihtiyaç var. Volt Teknoloji, ilk uçuşunu gerçekleştiren KAAN’da elektrik üretimini sağlayan özel jeneratör sistemini devreye soktu. Kendi milli tasarımını ve yüksek teknolojisi ile sıfırdan hayata geçirilen, iki adet özel jeneratörü ve iki adet jeneratör kontrol ünitesini üreterek KAAN’a yerleştirdi. Daha önce yüksek teknoloji ve özel uçuş ortamında gerçekleştirilen deneylerde yaşadığımız başarıya, bugün KAAN’ın hakiki uçuşunda da tanık olarak, bizler büyük gurur duyduk. Şurası da bilinmeli ki, dünyada bu tür özel jeneratör ve kontrol ünitelerini üreten, sadece beş büyük dünya şirketi var. Volt Teknoloji bu üretimi sıfırdan milli ve yüksek teknoloji ile gerçekleştiren ilk Türk şirketi oldu. Bir başarı hikayesinin evladı olan KAAN ile gurur duyuyoruz.”
Saya Grup’un Yönetim Kurulu Üyesi Metin Sancak’ın teknolojiye olan ilgisini ve süreçteki katkısını en iyi bilenlerdenim. Onun da KAAN projesinde katkısı unutulmaz.
Teknolojideki her başarıyı, başarımızı destekliyorum. KAAN da hepimizin gurur duyduğu projelerden biri oldu.
Hayatı tuval üzerinde anlatmak
ÇETİN Erokay bizim meslek büyüğümüzdür. Reklam ve iletişim dünyasındaki katkılarını unutamam. Ama onun bir başka yanı daha vardır ki; o da tartışılmazdır. Erokay’ın resimlerinin benim için ayrı bir önemi ve değeri vardır.
Zaten onun sanatçı kimliğini bütün dünya tanır.
Bizler de onunla gurur duyarız.
Litvanya’nın başkenti Vilnius da çalışmalarını yürüten IAF İnternational Anima Mundi Association & Foundation in Anima Mundi Academia adlı kuruluşunun sanat dergisi AMA Anima Mundi Art Magazine Şubat sayısında İzmirli sanatçı Çetin Erokay’a yer verdi.
Dergi Çetin Erokay’ı Vilnius ve Tahran da yaşamını sürdüren İranlı eleştirmen Ehsan Faraj Najad’ın yazısıyla tanıttı.
Anima Mundi daha önce düzenlediği bir uluslararası sergide Çetin Erokay’ın eserlerini Türk Büyükelçiliği kanalıyla getirtmiş ve Vllnius’da sergilenmesini sağlamıştı. Aynı sergi daha sonra Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te sanatseverlerle buluşmuştu. Vakıf bu sergilerden sonra Çetin Erokay’a onursal üyelik vermişti. Erokay’ın sergisi Kaunas kentinde Litvanya Tarihi ve Eğitim Müzesi Galerisi’nde açıldı.
Gelelim Najad’ın Çetin Erokay ile ilgili yazısına...
Şöyle deniyor;
“Çetin Erokay'ın sanatsal yaratımları, çarpıcı bir görsel ve şaheser yaratıyor. Mekansal güçleri tuval üzerinde parlak bir şekilde uyumlaştırdığı için de ilham verici. Çizgiler, şekiller, renkler, konum değişiklikleri gibi her görsel öğe, hem büyüleyici; hem de düşündürücü, ayrıca tutarlı bir mesaj oluşturmak için de özenle seçilmiş, dikkatlice yerleştirilmiştir. Erokay’ın eserlerinin sanatı, alfabedeki harflerden, kelimelerin ve cümlelerin oluşmasına benzetilebilir. Birden fazla çizgiyi, hassas ölçümleri ustaca birleştiriyor ve mesajını benzersiz ve ilgi çekici bir şekilde iletiyor. Bu görsel bir dil yaratmak için renk yelpazesi kullanmak gibi bir şey… Erokay’ın çalışmaları yalnızca görsel olarak dikkat çekici değil, aynı zamanda her bir parçaya özgü, farklı bir mekan duygusuyla dolu. Çalışmalarındaki mekansal güçler, teknik hassasiyet ve görsel düzenin birleşimi, izleyiciye farklı düzeylerde hitap eden etkileyici bir etki yaratıyor. Çetin Erokay’ın çalışmaları onun olağanüstü yeteneğinin ve sanatsal vizyonunun bir kanıtıdır...”
Ehsan Faraj Najad; Çetin Erokay’ı harika anlatmış.
O yüzden bu renk yelpazesi bana ilham versin, enerjimi artırsın diye Erokay’ın beğendiğim bir tablosu benim çalışma odamın duvarındadır.
Paylaş