Paylaş
Bu ay toplantı Arkas Holding’in merkezindeydi.
Ben de davetliler arasındaydım.
KALDER’in çok başarılı ve iddialı başkanı Senem Kılıç...
Kılıç; hayatını kalite çalışmalarına adamış biri.
Bu buluşmalarda fark ettim ki; her şirketin deneyimleri harmanlanıyor ve herkese esin kaynağı oluyor.
Ben deneyimlerin paylaşılmasından yanayım.
Başarılar ancak böyle çoğalabiliyor.
Arkas’ın CEO’su Önder Türkkanı ve Arkas Holding’in Başkan Yardımcısı Bernard Arkas da ev sahipleriydi.
Arkas bir İzmirli olarak benim gurur duyduğum şirketlerin başında geliyor.
Lucien Arkas’ın o geniş vizyonunu çok yakından tanıyan biriyim.
Bir acenteden 64 şirketin olduğu bir holdinge dönüşme hikayesine de gazeteci olarak tanıklık ettik.
Dünyanın farklı coğrafyalarındaki ofisleriyle Arkas bugün bir dünya oyuncusu...
Biliyorsunuz lojistik ve denizcilik sektöründe dünyada devler var. Hatta bu şirketlerin arkalarında devletler var.
Buna rağmen dünyada ilk 15’te olmak büyük bir başarıdır.
Aslında konteyner ile birlikte hayatımız da değişti.
Önder Türkkanı “Konteyner ticarette demokrasiyi getirdi. Artık gerektiğinde bir konteynerin dörtte birini doldurarak ithalat ihracat yapabilirsiniz. Daha küçük işletmeler doğrudan ithalat ya da ihracat yapabilir hale geldi. Konteyner ticaretteki tekelleşmeyi kırmış önemli bir buluştur. Stok maliyetlerini düşürdü. Bu ticaretin büyümesini ve yaygınlaşmasını da sağladı” dedi.
Çok haklı...
O kutuyu alıp dünyanın bir başka coğrafyasına götürenlerin başında da Arkas geliyor.
Toplantıda Bernard Arkas, “İzmir’den de global bir oyuncu olunabileceğini kanıtlamış olduk” dedi.
Türkiye’nin ihracat hamlesinin en önemli oyuncularından biri Arkas’tır.
Arkas da İzmirlidir.
Folkart hak ediyor
FOLKART da benim beğendiğim şirketlerden... Yapılan bir araştırmada, marka bilinirliği en yüksek, en çok güven duyulan ve en sık tavsiye edilen şirket olarak gösterilmiş.
Tam isabet anlayacağınız.
Bana göre tüketici artık çok daha bilinçli... Kaliteli bir ürünü zaten herkes bekliyor. Ama unutmayın artık bu da yetmiyor. O şirketin ya da markanın o kente ne verdiğine de bakıyor.
Bence şirketlerin hep gözardı ettiği konulardan biri bu... Zannediyorlar ki tüketici izlemiyor, takip etmiyor.
Bence Folkart bunu iyi yapan markalardan biri... Kentin sosyal hayatına katkı yapıyorlar, sanata destek veriyorlar, sürdürülebilir sosyal sorumluluk projelerine katkı yapıyorlar.
Bütün bunlar birleştiğinde işte tanınan, bilinen, güvenilen marka oluyorsunuz.
Mesut Sancak; “Gayrimenkul sektöründe inşaatlar, ‘güven’ temelli olarak inşa edilir” diyor.
Çok haklı...
Folkart’ın bilinen marka çıkmasının arkasında işte bu gerçek yatıyor.
İkinci çevre yolunu destekliyorum
ARTIK bir gerçek; İzmir’de trafik sorunu var.
İstanbul kadar olmasa da; İstanbul’a yakın bir sıkışıklığın olduğunu söylemeliyim.
Gün içinde tıkanmayan yollar bile artık yoğun, sabah ve akşak saatlerini zaten biliyorsunuz.
Elbette bazı rötuşlarla büyük çözümler üretmek mümkün.
Örneğin Altınyol’un Karşıyaka’dan İzmir’e gidiş yönü dört şeride çıkarılınca bir rahatlama oldu.
Ancak yol yine Alsancak’a girişte tıkanıyor.
Dolayısıyla yeni geçişlere, tünellere ihtiyaç var.
Toplu ulaşımı daha sık kullanmak elbette en ideal çözümdür ancak alışkanlıkları da değiştirmenin zor olduğunu biliyoruz.
Ben bu konulara girdikçe bazı çevrelerden uyarı yazıları geliyor.
Özetle diyorlar ki...
“Yol yaparak trafiğe çözüm bulamazsınız...”
Elbette Amerika’dan, Kanada’dan, Avrupa’nın farklı ülkelerinden örnekler veriyor.
Elbette bu ülkeleri görmüş, bazılarında uzun süre kalmış biri olarak bana yazılanları biliyorum.
Ancak bu verilen ülkelerdeki örneklerin tamamında alternatif yollar mevcut.
Bizde ise bu imkanlar o kadar kısıtlı ki...
İzmir’i taşıyan önemli akslar var. Bunların başında Altınyol, Güzelyalı Sahil Yolu ve mevcut çevre yolu var.
Peki bana başka bir alternatif gösterir misiniz?
Yok...
Mutlaka kent içine girmek zorundasınız.
Önemli olan araçları mümkün olduğunca kente sokmamak aslında...
Ben de diyorum ki...
İzmir gibi giderek kalabalıklaşan kentler için yapısal değişimler gerekli.
O yüzden ikinci çevre yolunu ve körfez geçiş projelerini destekliyorum.
Dağ projenin
arkasında
olduğunu söylüyor
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili Hamza Dağ ikinci çevre yoluyla ilgili bir açıklama yaptı.
Özetle dedi ki...
“Biz bu projeyi yapma konusunda hazırız ve projenin arkasındayız.”
Bu yaklaşıma çok memnun oldum.
Hükümetin yatırımın arkasında durması önemli, buna kaynak ayıracak olması da daha önemli...
Ben de diyorum ki...
Madem böyle bir irade var, hazır ulaşım altyapısı da masaya yatırılmışken; Çiğli tramvayı, Körfez geçişi ve ikinci çevre yolu konusunda geniş bir toplantı yapalım.
Kamuoyunu bilgilendirelim ve İzmirlilerin görüşlerini de alalım.
Son seçimlerde herkesin ortak istediği konuların başında ulaşım altyapısı vardı.
Bu projeler İzmir’in gelecek 50 yılını rahatlatır.
O yüzden hızlı hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Paylaş