İzmir tutkunları bir araya gelince

Haberin Devamı

İzmir tutkunları bir araya gelince

Çanakkale’den Antalya’ya kadar uzanan sahil şeridini; eskiden Toscana’yla, Fransız Riviera’sıyla kıyaslardım. Artık kıyaslamıyorum; çünkü bu coğrafyada kendimi daha iyi hissediyorum. Buranın yeşili bir başka yeşil, buranın mavisi bir başka mavi geliyor gözüme; burada nefes aldığımı hissediyorum, burada hayal kurmayı seviyorum.
Geçen akşam benimle aynı tutkuları paylaşan bir grupla yemekteydik. Kimler mi vardı?
Swissotel Büyük Efes’in Genel Müdürü Rıza Elibol, Suvla Şarapçılık’ın sahibi Selim Zafer Ellialtı, Swissotel Büyük Efes’in Operasyon Direktörü Emre Kocamustafaoğulları, Swissotel Büyük Efes’in Satış Direktörü Ahmet Özkan ve Hürriyet Ege yazarı Ayçe Dikmen...
Elbette konuya İzmir’den başladık; herkes kendine göre bir İzmir tarifi yaptı, İzmir ile ilgili hayallerinden söz etti. İçimizde İzmirli olmayan ama İzmir’i yakından bilen Selim Ellialtı’ydı.
Böyle gecelerde ben kendimi tutamıyorum; istiyorum ki İzmir ile ilgili hayallerime herkes ortak olsun, herkes bardağın dolu tarafını görsün.
O akşam baktım; en az benim kadar, hatta benden bir adım daha ötede İzmir sevdalıları vardı.
Selim Bey de; bu ortak görüşe katılınca, Çanakkale’den Antalya’ya kadar uzanan bu şeridin giderek daha popüler olacağı ortak görüş olarak konuşulunca daha çok sevindim.
Yakın bir geçmişe kadar İzmir’deki bütün randevular Efes Oteli’nde verilirdi. Herkes gibi benim de birçok anım var bu otelde... Ne röportajlar yapmıştım; ne manşetlere imza atmıştım, ne yazılar yazmıştım buradan...
Efes Oteli; uzun bir süre boş kaldı, sadece anılar anlatıldı, fotoğraflara bakıldı. Sonra özelleştirme, sonra restorasyon... Rıza Elibol gelinceye kadar Swissotel Büyük Efes bu kadar hayatımızın içinde değildi.
Elibol; önce bizlerle, hepimizle, sivil toplum örgütleriyle, İzmir’i İzmir yapan bütün insanlarla diyalog kurdu. Aslında Egeliydi, İzmir’den gitmeydi ama yıllar önce buradan başlayıp İsviçre’de devam eden otelcilik macerası; dünyanın çok farklı coğrafyalarında devam etmişti.

Haberin Devamı

İzmir tutkunları bir araya gelince

Haberin Devamı

İzmir’in otellerini çok iyi bir kadro yönetiyor; çok şanslıyız. Rıza Elibol da; o isimlerden biri Hoşuma giden; bu kadronun sanki ortak bir hareket planı varmış gibi İzmir’in geleceğine de yatırım yapmaları... Bir gelişme, bir değişim olacaksa; topyekün bir açılımın farkında olmaları... Bunun için üzerlerine düşenleri yapmaları... Projelerle zenginleştirmeleri... Rıza Elibol; İzmir’e döndüğü ilk günlerde, “İzmirlilerle kucaklaşacağız” demişti. Öyle de oldu. Sosyal hayatın içinde bir Swissotel Büyük Efes yarattı.
Eski fotoğrafların yanına yenileri de eklenmeye başladı.

İzmir tutkunları bir araya gelince

Her ay bir Egeli üretici konuk olacak

Aslında o gecenin konuğu; Suvla Şarapçılık’ın sahibi Selim Zafer Ellialtı’ydı. Çünkü biz o gece Ellialtı’yı dinledik. Suvla’yı nasıl yarattığını dinledik. Rıza Elibol; her ay Egeli bir üreticiyi misafir etmek istediğini söyledi. Son dönemde öne çıkan, ödül alan isimlerden biri de Suvla’ydı. Ben artık yabancı şarap içmiyorum; yurtdışında da Egeli şarapları anıyorum, İstanbul’a gittiğimde mutlaka bir Ege şarabı sipariş ediyorum, menüde yoksa da sorguluyorum. Hatta buradaki üretici dostların müfettişliğini yapıyorum. Açıyorum telefonu “Burada var, burada yok. Fiyatlar bunlar bilginiz olsun” diye bilgi veriyorum. Herkesin de bunu yapması gerektiğini düşünüyorum. Egeli isek, Egeli şarapları içelim...

Haberin Devamı

Merlot’yu bana yeniden sevdirdi

Suvla; bana yeniden Merlot şarap içmeme neden oldu. Nedendir bilmiyorum; uzun zamandır Merlot’dan uzak duruyordum. Suvla’nın ödül alan Merlot’sunu tadınca; kendi menüme yeniden eklenmiş oldu.
Selim Zafer Ellialtı’yı; Microsoft’un eski Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nden Sorumlu Genel Müdürü olarak biliyordum. Sonra uzun bir süre izini kaybettim. Ellialtı; meğerse bu dönemde geleceğe imza atmak bir yerlere gitmiş. Gittiği yer de benim çok sevdiğim topraklar; Çanakkale’ye...
Suvla, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’ndaki bağlarda yetiştirilen üzümlerden yapılan şaraba marka oldu.
Ne mutlu ki; Türkiye’de artık şato tipi üretim yapan çok tesis var. Üzüm fidanları, Bulgaristan’dan gelen ekipler tarafından dikilmiş. Bağlara oğullarının adı Bozok’tan esinlenerek Bozokbağ adını vermişler.
Şarap fabrikasının içinde Kilye markasıyla da zeytinyağı ve doğal ürünler üretiyorlar. O gece dedi ki...
“12 yıldır yatırım yapıyorum. Şaraplarımızı bir yıldır piyasaya veriyoruz. Yatırıma başladığım dönemde Türkiye’deki iyi şarapların sayısı sınırlıydı. Şimdi ise çok iyi şaraplar üretiyoruz. Şimdi olsa kararımı gözden geçirirdim...”
Haklı olabilir... Son 15 yılda Türk bağcılığında, şarapçılığında olağanüstü gelişmeler oldu. Ama ben şaraplarımızın daha bizlerin bile yeni keşfettiğimizi düşünüyorum; bir gün bütün dünya da farkına varacak. Suvla 2012’nin nisan ayında ilk lansmanını yapmış. Ama bu kadar kısa sürede Masters of Wine İstanbul, International Wine Challenge Londra, Decanter World Wine Awards Londra, Master Sommeliers İstanbul’dan ödüller almış. Şimdi sırada konsept mağazalar var. Bunlardan biri de İzmir’de olacak. Ben Suvla markasını daha sık duyacağımıza inanıyorum.

Haberin Devamı

Müthiş bir menüydü

“Yedikleriniz içtikleriniz sizin olsun; sen gördüklerini anlat” derler ya... Ben daha çok konuştuklarımızı anlattım ama yediklerimizi de yazayım istedim.
? Füme lagos - Suvla Sauvignon Blanc 2011
? Yaban mantarlı bıldırcın ile Suvla Merlo 2010
? Mandalina sorbe
? Dana ve kuzu fileto ile Suvla Syrah 2010
? Blue Cheese ve ballı sarma ile Suvla Organic lend 2010
? Mascarpan peynirli armut tatlısı...

 

Yazarın Tüm Yazıları