Paylaş
Gazeteciliğin en güzel yanının da çok farklı sektörlerde, çok farklı ilgi alanlarında çalışan insanlarla tanışmak ve bazılarıyla dostluklar kurmak olduğunu düşünüyorum.
Geçen gün “hayat arşivime” işte öyle isimlerden birini daha kattım.
İşte, size bir başarı öyküsü daha...
Alçak gönüllü, sadece işini düşünen, Türkiye’yi seven, geçmişin hesaplaşmalarını bir kenara bırakmış, gelecekten başka bir şey düşünmeyen bir insan...
Erzurumlu; Erzurum’un Hasankale’sinden...
Türkiye’nin en soğuk şehirlerinden biri olan Erzurum’da geniş toprakları olan Kaya Ailesi’nin 5 erkek çocuğundan biri Burhanettin Kaya...
Burhanettin Bey, baba ocağından yıllar önce ayrılmış, Sivas’a yerleşmiş.
İnşaat malzemeleri satarak ticaret hayatına atılmış. Ancak, Sivas’ta istediklerini yapamayacağını anlayınca; Ankara’nın yolunu tutmuş.
1974’te Ankara’da inşaat firmasını kurmuş. Önce bazı küçük devlet işleri almış. Yol, baraj inşaatları, alt yapı projeleri...
1985’e kadar işler böyle devam etmiş.
Özal’ın 80’lere damgasını vurduğu, hamleler yaptığı bir dönemde Burhanettin Kaya farklı alanlara ilgi duymaya başlar.
Turgut Özal’ın özellikle turizmi öne çıkarması; sektörü bir devlet politikası haline getirmesi itici güç olur.
Burhanettin Kaya, o günleri şöyle anlatıyor:
“1985’te turizm tahsisleriyle biz de büyümeye başladık. Antalya’ya gittik, biz de otel yapmak istedik. Ama bütün araziler Hazine’nin olduğu için otel yapma hayali gerçekleşmedi. Özal’ın turizmin önünü açan formülü hayata geçince de Antalya Side’de tahsis alarak 5 yıldızlı otel inşaatına başladık. Yatırım kredisini Türkiye Kalkınma Bankası’ndan sağladık. 1988’de Kaya Side’yi açtık. İşletmeyi de Alman Steinberger’a verdik. Bir yıl sonra da işletmeyi biz devraldık ve inşaatla birlikte otel yönetimini de öğrenmeye başladık...”
¡¡¡
Antalya’dan sonra Bolu Kartalkaya gündeme gelir. O bölgede sadece tek bir otelin olmasını avantaj olarak gören Burhanettin Bey, 1990’da Oberje’yi 30 yataklı küçük bir tesis olarak açar. Sonra 260 odalı Dorukkaya Oteli gelir. Bütün bu inşaatlar bir yıl gibi kısa sürede tamamlanır.
Burhanettin Kaya, 1995’te Ankara-İstanbul TEM Otoyolu’nun 80’inci kilometresinde Kaya Greenpark Oteli’ni açar.
1998’de Belek’teki Kaya Belek Oteli, ardından ünlü turizm firması Thomas Cook ile Belek’te 345 odalı Kaya Select...
Burhanettin Kaya için biten otel inşaatı, yeni bir yatırımın habercisi anlamına gelir.
Gözler; Antalya, Bolu, Ankara’dan sonra Kuzey Kıbrıs’a çevrilir.
Kuzey Kıbrıs’ta 750 odalı 3 bin 200 yataklı Kaya Artemis Grubun en önemli yatırımlarından biri olur.
Bunu İstanbul Kaya Ramada izler.
Burhanettin Kaya, şöyle konuşuyor:
“İstanbul’da hep arayış içindeydik. Yaptığımız araştırmalarda Avrupa’da, İstanbul gibi kentlerde turizmin fuarcılıkla birlikte geliştiğini gördük. 1998’de TÜYAP alanı ilgimizi çekti ve burada otele talip olduk. 319 odalı Kaya Ramada’yı 2002’de açtık. Ramada ile franchising anlaşması yaptık, sadece markasıyla satış ve pazarlama ağını kullanıyoruz. İşletmeyi kendimiz yapıyoruz.”
¡¡¡
Burhanettin Kaya; her otelin inşaatında bizzat kendisi bulunuyor. Profesyonel mimarlar yanında olsa da proje bir noktaya gelmeden orayı terk etmiyor. İşletmeler aileye ve çocuklara ait...
Kaya Grubu turizmde büyürken; araya da yeni yatırımlar girmiş.
Enerji, inşaat, su, havacılık sektörlerindeki yatırımlar gerçekten dikkat çekici...
Burhanettin Bey’in 40 yıldır devam eden iş öyküsünde İzmir’in de ayrı bir yeri olmuş.
İzmir’e her gelişinde bu kentten mutlu ayrılmış, insanları ona yaşam sevinci katmış.
Prenses Oteli’nin ihalesine de o yüzden girmiş.
Burhanettin Kaya, kısa sürede bir İzmir aşığı olmuş.
¡¡¡
Şöyle diyor...
“Türkiye’nin her yerinde yatırım yaptım. Ama İzmir’in bana verdiği morali hiçbir yerde bulamadım. İzmirlileri seviyorum. İzmir’in Türkiye’nin geleceğinde çok daha iyi bir yere sahip olacağını düşünüyorum. Bu kente yatırım yapmaya devam edeceğim.”
Geçen gün oteli baştan aşağıya Kaya Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Burhanettin Kaya ile birlikte gezdik.
Hakikaten müthiş olmuş.
Türkiye’nin en güzel termal ve SPA merkezlerinden biri olmuş Kaya İzmir...
22 milyon dolar harcanmış ve yatırıma devam ediliyor.
Odalar yenilenmiş; SPA’nın yanına bir de Kongre Merkezi ekleniyor.
İki bin kişilik kongreler rahatlıkla alınabilir hale gelecek.
Bahçe düzenlenmiş; dev çamlar, zeytin ağaçlarıyla bütünleşmiş, manolyalar büyümüş.
Kaya İzmir, bambaşka bir yer olmuş.
Otel tecrübeli bir isme emanet; Mesut Güven’e...
Güven, genç bir ekip kurmuş.
Ve daha da önemlisi Kaya İzmir; termali olan, SPA’sıyla sağlık dağıtan, ama aynı zamanda tedavi de sunan bir turizm kompleksi haline gelmiş.
Burhanettin Kaya, “İzmir’e daha çok turizm yatırımı yapalım” diyor.
Bu söze katılıyorum.
İzmir’in yeteri kadar sanayi yatırımı var, bundan sonra hizmet sektörüne yatırım yapmalıyız.
Kaya İzmir gibi oteller çoğaldıkça, İzmir de yeniden destinasyon olma özelliğine kavuşacaktır.
Paylaş