İzmir dijital kafalı bir kent olmalı

İzmir Yüksek Teknoloji Bölgesi içinde bulunan 179 bin 393 metrekarelik alanın Muallimköy Teknoloji Geliştirme Bölgesi (Bilişim Vadisi) İzmir Teknoloji Üssü Ek Alanı Olarak Tespit Edilmesi Hakkındaki Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’de yayımlandı. Böylece Bilişim Vadisi çatısı altında İzmir’de kurulması planlanan İzmir Teknoloji Üssü için önemli bir eşik daha aşılmış oldu.
Aslında her seçim döneminde gündeme gelen ama bir türlü yol alamayan bu konuda ilerleme olması herkes gibi beni de sevindirdi.
Ben Türkiye’nin dijital dönüşümde önemli bir oyuncu olacağından eminim.
Özellikle de İzmir’in şansı her geçen gün artıyor.
Belki farkındasınız, belki değil; İzmir’de bir kümelenme oluştu.
Birçok teknoloji şirketi önemli işler yapıyorlar.
Oyun teknolojilerinde de önemli gelişmeler oluyor.
İzmir’in dijital kafalı bir şehir olması gerektiğini uzun zamandır yazıyorum.
Ama tabii bunlar istemekle olmuyor.
Gerekli altyapıların da yapılması gerekiyor.
O yüzden Urla’daki bu gelişmeyi önemsiyorum.
Yıllardır bu konuda mücadele eden İzmirli bir grup var.
Tek tek isimlerini vermiyorum.
Çünkü hiçbirini atlamak istemiyorum.
Hepsine teşekkür etmemiz lazım.
Çünkü yıllardır bu konuyu takip ettiler, teknoloji bölgesinin gelişmesi için çabaladılar.
Ve konunun takipçisi oldular.
Tekrar ediyorum.
İzmir dijital kafalı bir kent olursa Türkiye kazanır.

Urla’yı teknoloji üssü yapacaksak

YILLAR önce Google’un merkezine gitmiştim. Buraya merkez mi demeliydi, bir teknoloji köyü mü, teknoloji kasabası mı bilemiyorum.
Urla’yı bir teknoloji üssü yapacaksak. Bütün sosyal donatılarıyla düşünmek lazım.
Bu haliyle olmayacağını biliyoruz.
Buralarda çalışacak insanlar, buraya gelecek şirketler için ortam yaratıcılığı teşvik etmeli. Buralarda sanat da olmalı, spor alanları da, restoranları da...
Ve hayatın bütün renkleri, gustoları da...

İzmir Bodrum 5 saat

BİR işim için Bodrum’a gittim.
Cuma günü Çeşme’den Bodrum’a doğru yola çıktım.
Bafa’yla Milas arasında yine yol çalışmaları vardı. Burası bir türlü bitmedi, bitirilemedi.
Sonra Milas...
Milas’tan geçmek artık bir saati buluyor. Işıklar yolu kesiyor, dakikalarca beklemek zorunda kalıyorsunuz. Giderken saat tuttum; 50 dakikada geçemedim. Mutlaka burasıyla ilgili bir çalışma yapılmalı. Ya bir çevre yoluyla merkez by pass edilmeli ya da başka çareler bulunmalı.
Ve Bodrum’un içi...
Giderek İstanbul’a dönen İzmir’den de, insanları yoran İstanbul’dan da beter...
Bodrum girişten Turgutreis 1 saat 15 dakika sürdü...
Yani İzmir Bodrum arası 5 saat...
İzmir’den İstanbul’a 3 saatte gittiğimizi düşünecek olursak 5 saati aşan Bodrum yolculuğu için çözümler getirmek lazım.

Dikkat et Datça

HER yeri her yere benzetmekte üstümüze yok. Bodrum’u çok severim ama bu trafiğiyle işi zor. Artık birçok şehirden büyük ve kalabalık. Çeşme de öyle... Giderek kalabalıklaşıyor, yapılaşma artıyor. Bugüne kadar çok dikkat edildi ama Çeşme o kadar popüler oldu ki bu talebe yakında cevap vermesi zor olacak. Kuşadası’nı zaten biliyorsunuz. Kuşadası’nda çocukluğum geçti ve o eski günleri gerçekten özlüyorum. Ama turizmin başladığı, ilkleri yapan Kuşadası artık bir şehir... Marmaris de büyüyor. Belki doğa daha korunmuş gibi gözüküyor ancak pandemi sonrasında Marmaris’e de ilgi çok fazla...
Diyorlar ki son gözde Datça...
Bunları duyunca içimden “Eyvah...” diyorum. Arada Datça’ya, Gökçeada’ya kaçıyorum. O sakinlik, o doğallık hoşuma gidiyor. Gittiğimde yorulmuyorum. Bir koşuşturmaca içinde olmuyorum. Onu mu giysem, bunu mu giysem derdini taşımıyorum. Rahat birkaç gün geçirip geliyorum. Gerçekten de kafamı sıfırlıyorum. Bu da bana iyi geliyor.
Datça denilince...
Ben de...
Koru kendini Datça demek içimden geliyor.

Herşey dahil sistemini
bir şekilde gevşetelim

ÇEŞME’nin, Bodrum’un pahalılığını yazınca o kadar çok mesaj geldi ki... Ve geliyor da...
Gerçekten abartılı adisyonlar...
Bir yanda her şey dahil sistemiyle sıkışmış turizm sektörümüz, bir yandan el yakan fiyatlar...
Pandemi aslında her şey dahil sistemini gevşetmek için bize bir fırsattı. Ama bir buçuk yılın boşluğundan belki gerekli adımlar atılamadı.
Ama mutlaka MAS turizmini azaltıp daha katma değerli turizme geçmemiz gerekiyor.
Türkiye’nin turizm gelirleri için de, kendi iç turizmimiz için de bu çok ama çok önemli...