İttifak şartları mutlaka zorlanır

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli buluşacak.

Haberin Devamı


Konu ittifak ve elbette son gelişmeler...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener de buluşmuştu.
Konu ittifaktı ve büyük ihtimal yine buluşacaklar.
Yeni sistem yani Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi aslında biraz da bunu zorunlu kılıyor.
Çünkü seçimi kazanmanız için artık 50 artı 1 almanız lazım.
Ve bu oyunuz yoksa; üstünü tamamlamak zorundasınız.
Bu da yeni ittifakları getiriyor.
Demokrasimiz adına bu gelişmeleri olumlu buluyorum.
Uzlaşmaya, uzlaştırmaya ihtiyacımız var.
Uzlaşırken ikna oluyoruz, ikna ediyoruz.
Demokrasi de aslında bu değil mi?
Bir uzlaşma sanatı...
Bahçeli’nin eleştirilerinin ardından “Yerelde tek başımıza yolumuza devam edeceğiz” demiş olmasına, Erdoğan’ın bu reste karşılık “O zaman biz de olmayız” demesine rağmen o gün de ittifak arayışları devam eder demiştik.
Olur ya da olmaz; ama ittifakın duvarları son dakikaya kadar örülmeye devam edilecektir.
Bu arada Erdoğan grup toplantısında bazı adayların cumartesi açıklanabileceğini söyledi.
Anlaşılıyor ki, takvim öne çekilmiş oldu.
Yine de büyükşehirlerde aday listelerinin belirlenmesi Aralık sonuna kalabilir.
Tabii ittifak görüşmelerinden çıkacak sonuçlar da önemli...
Hem Cumhur, hem Millet ittifakı 24 Haziran’daki gibi değil belki ama bazı şehirlerde ortak aday konusunda anlaşırsa iki hafta içinde bütün adaylar da belli olabilir.
Her şey önümüzdeki hafta içinde netleşir.

 
“Kiminle kazarım” diye soruyorlar

Haberin Devamı

İZLİYORSUNUZDUR.
Her parti “Kiminle kazanırım?” sorusuna cevap arayarak adayını arıyor.
Bu iyi bir şey...
Çünkü partiler biliyor ki; seçimi kazanabilmek için farklı görüşleri de ikna etmek gerekir.
Örneğin bir AK Partili başkan adayı CHP’li seçmenin oyuna da talip olmalı, MHP ve İYİ Partili’ninkine de...
Bu CHP adayları için de geçerli, MHP’liler için de, İYİ Partili’ler için de...
O yüzden kullanılacak üslubu, tercih edilecek tonu merak ediyorum.
Yerel seçimler her zaman genele göre daha yumuşak geçiyor.
Ben de bunu seviyorum.
Bu ton bana da, vatandaşa da iyi geliyor.
O zaman siyasetten daha çok hizmetler, projeler, hayaller öne çıkıyor.
Bizim de duymak istediğimiz esasında bunlar...

Haberin Devamı

 
İzmir için bir öneri

ŞEHİRLERİMİZ çok büyüdü, hem de çok...
İzmir’in trafiği de bazı günlerde İstanbul’u aratmayacak hale geldi.
O yüzden yeni alternatifler yaratmalıyız.
İkinci çevre yolunu konuşmalıyız.
Körfez geçiş projesini mutlaka yapmalıyız.
Denizi daha iyi kullanmalıyız, toplu taşımayı tercih etmeliyiz.
Ve en önemlisi kurallara uymalıyız.
İnanın küçük dokunuşlar bile büyük çözümler getiriyor.
Bir şey daha...
Alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz.
Örnek mi?
İzmir’de toplu gösteriler, yürüyüşler, toplantılar, mitingler Gündoğdu Meydanı’nda yapılıyor.
Bazılarına ben de katılıyorum.
29 Ekim’de Kordon’daydım örneğin, 10 Kasım’da da...
Cumhuriyeti müthiş bir törenle kutladık, Atamızı her 10 Kasım’da olduğu gibi yine sessizce ama büyük bir kalabalıkla andık.
Bu törenler geçmişte Cumhuriyet Meydanı’nda yapılırdı.
Orada gazeteci olarak çok görkemli mitingleri izlemişliğim vardır.
Ama dediğim gibi kent çok kalabalıklaştı.
Trafikteki araba sayısı çok arttı ve artmaya da devam ediyor.
Gün içindeki en ufak bir aksama, bir duraklama kent trafiğini çözümsüz ve alternatifsiz hale getiriyor.
Cumartesi günü İzmir’de sendikaların yürüyüşü vardı.
Elbette yürüyecekler, en demokratik hakları...
Sonuçta devletin bilgisi dahilinde ve izniyle yapılan bir yürüyüş...
O yüzden emniyet her türlü önlemi almış, en ufak bir olayın olmasını da önlemişti.
Diyorum ki...
Bu tür yürüyüşler acaba İzmir’in bir başka yerinde yapılamaz mı?
O gün çok sayıda kişi gazeteyi arayıp İzmir’de bir problem olup olmadığını sordu.
Çünkü kent içindeki trafik ve yol kapatmalarından dolayı Altınyol tıkanmıştı, çevre yolunda uzun kuyruklar olmuştu.
Kent içinde işi olanlar kilometrelerce yürümek zorunda kalmıştı, hastalar bir yerden bir yere gidememişlerdi, öğrenciler kurslarına gecikmişlerdi.
Tekrarlıyorum.
Sendikaların, sivil toplum örgütlerinin ve diğer kurumların bu buluşmalarını, hatta protestolarını saygıyla karşılıyor ve demokratik buluyorum.
9 Eylül gibi kenti ilgilendiren özel günler, 29 Ekim gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli günlerini İzmirliler birlikte, yine Kordon’da kutlamalıdır.
Ama bu tür yürüyüşler için alternatif adresler bulmalıyız.
Yer bulunur.
Bir öneri olarak kamuoyunun gündemine getiriyorum.

Yazarın Tüm Yazıları