İsimlerin belli olduğuna eminim

Haberin Devamı

AK Parti’nin dördüncü olağan kongresi tamamlandı, dün de Meclis açıldı. Birkaç güne kalmaz; seçim kararı da alınır ve sonra bizi uzun bir süreç bekler. AK Parti tüzük değişikliğini yaptı; tecrübeli milletvekillerinin ve üç dönem görev almış partililerin belediye başkanı olarak görev yapabilmelerinin de önünü açtı. Tüzükte bazı rötuşlar da yapıldı. Elbette üç büyük şehirde kimlerin aday gösterileceği merak konusu... En fazla konuşulan ise Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım...
Yıldırım’ın İzmir milletvekili oluşu, bölge yatırımlarının artması, birçok projeyi ardı ardına gündeme getirmesi kulisleri hareketlendiriyor. Yıldırım’ın adaylığının da işareti olarak kabul ediliyor. Olur, olmaz diyemem. Benim tanıdığım Binali Yıldırım karar gününe kadar suskunluğunu korur, parti disiplini içerisinde hareket eder.
Tayyip Erdoğan; birçok ayrıntıyı takip eden bir lider... Dikkat etmişsinizdir, kongre salonundaki en küçük detaya kadar takip etti, salonu gelip inceledi, bilgiler aldı, müdahalelerde bulundu. Atacağı adımları çok önceden planlayan, stratejilerini önceden belirleyen bir lider olan Erdoğan’ın kafasında üç büyük şehir adayının kimler olduğunu da çok önceden düşündüğüne eminim. Elbette Erdoğan kafasındaki seçenekler alternatiflidir, gelişen olaylara göre şekillenecektir. Ama ben aşağı yukarı isimlerin net olduğunu düşünüyorum. Başbakan bunları açıklar mı? Açıklamaz... Süreci işletir, özellikle de CHP’nin ne yapacağına bakar.
Seçim süreci başlamıştır; kulisler hızlanacaktır.

Haberin Devamı

BU BİR SPOR YAZISI DEĞİLDİR
Elindeki baget uyumun sembolü olacak

Fenerbahçe’deki olaylara sadece; Alex – Aykut Kocaman krizi olarak bakamazsınız. Çünkü bir ders konusudur; “kriz yönetimi” dersleri için verilebilecek en güzel örneklerden biridir. Direksiyon hakimiyetini kaybeden bir aracın nasıl savrulduğunu gösteren de bir örnek... Sörf yapan birinin dengesini kaybetmesiyle nasıl suya düştüğünün de örneği...
Ortada bir sorun yokken, sorun yaratıp; sonra da çıkan dalgalarda boğulan bir takımın fotoğrafı... Yıldızlarla oynamak, yıldızları yönetmek ya da yürüyen egolarla baş edebilmek kolay bir şey değildir. Tıpkı orkestrayı yönetmek gibi...
Karşıdan bakıldığında orkestra şefliği bazılarına kolay gelebilir. Ama hiç de öyle olmadığını yıllar önce elime bageti alınca fark ettim.
Baget; öyle sıradan bir sopa değildi. Uyumlu sesin sembolüydü.
Sonra anlattılar bana...
Şef, elindeki bageti, sopa niyetine kullanacak olursa orkestrada ne uyum kalırmış, ne de ahenk...
Baget kullanım yetkisini elinde bulunduranlar, sadece kendi sevdikleri sanatçı ve enstrümanları idare etmeye ve yönlendirmeye kalkarlarsa orkestranın düzeni bozulurmuş.
Orkestra şefleri için en büyük tehlike; sanatçılar, enstrümanlar ve seyirciler arasında taraf oldukları görüntüsünün ortaya çıkmasıymış.
Orkestra şefliği sadece bir orkestrada mı olur?
Mahallede ve köyde muhtar, kurumda müdür, şehirde belediye başkanı, ilde vali, ülkede siyaset ve yönetimin başında bulunanlar, yargıda yargının başında bulunan yetkililerin her biri bir orkestra şefi değil midir?
Bence öyle...
Bir orkestrada bütün işleri müzisyenler yaparlar, ama alkışları orkestra şefi toplar.
Tersi olduğunda da başarısızlığı üstlenecek kişi yine şeftir.
Kural budur; gelenek böyle der...
Baget bana hep, bazen kanunlarla verilen yetkiler, bazen de yazılı olmayan kurallar gibi geliyor.
Galiba orkestra şefinin en önemli enstrümanı da seyircinin göremediği bakışlar... Bakışlar şefin bagetinden bile önemli bence...
Bakmazsan göremezsin; görsen bile fark edemezsin...
Sesin artması gereken yerlerde elini kürek gibi hareket ettiremezsen... Göğse bastırılan sol el, havada daireler çizen baget, öne uzanmış kollar, kapalı gözler ve şefe özel bazı hareketlerin yoksa...
O orkestraya ruh ve kişilik kazandıramazsın.
Çalınan eser de kimseye keyif vermez.
Fenerbahçe’de yaşanan da budur.

Haberin Devamı

Dilerim bu sihir bozulmaz
Taraftar soruyor; “Ne zaman gelecek o büyük gece” diye... Karşıyakalılar haklı; Süper Lig hayalini uzun yıllardır bekliyorlar. Aslında fena da bir başlangıç yapmadılar. Başta herkesin soru işaretleriyle başladığı sezonda beklenmedik bir çıkış yakalanmış oldu. Karşıyaka uzun yıllardır ilk defa zirvenin en tepesinde. Cumartesi ben de stattaydım. O heyecanı hissetmek, liderlik keyfini yaşayabilmek için... Bardağın yine dolu tarafını görelim. Seyirci muhteşemdi, şeref tribünü muhteşemdi, sonuç muhteşemdi. Her şey iyi giderken, Karşıyaka ligin zirvesindeyken, her yer yeşil kırmızıyken... Bardağın boş tarafını görmeyelim... Dileğim bu sihrin uzun süre böyle devam etmesi...

Yazarın Tüm Yazıları