Paylaş
Cevdet Bey, holdingin felsefesini iki kelimeyle özetliyordu.
“Değişim ve gelişim...”
Bunun için de çocuklarının direksiyonun başına geçmesini istiyordu.
Elbette, küçük bir işletmeden büyük bir holding yaratmış birinci kuşak için bu kararı vermek çok kolay değildi.
Emel, Ümit, Şerife, Meral ve Perihan kardeşler bir araya geldiler ve kendilerine örnek aldıkları şirketlerin yaptığı gibi bir “anayasa” yapmaya karar verdiler.
Ancak, birçok aile şirketinin yaptığı yanlışa düşmediler.
“İthal bir anayasa” getirmediler; grup şirketleri yeniden analiz edildi, ailenin ve çalışanların istekleri alt alta yazıldı, sonra da bunlara hayaller eklendi.
Cevdet Bey, anayasanın şekillendiği günlerde aramızdan ayrıldı, ancak bu hayattan sonsuzluğa göçerken biliyordu ki...
İnci Holding artık emin ellerdeydi.
Türkiye’de birçok şirket bu kuralları baştan koymadığı için zaman içinde sıkıntılar yaşıyor. Kuşaklar arası çatışmalar büyüyen şirketlerin güçsüzleşmesine neden oluyor.
İnci Holding geçtiğimiz yıl Referans Gazetesi’nin “Hızlı Balık” ödülünü kazandı.
“Hızlı Balık” gelişime ve değişime dayalı bir şirket kültürü oluşturduğu için İnci Grubu’na verilmişti.
Bugün istedim ki...
Size İnci Holding’in hazırladığı bu “Aile Anayasası”ndan örnekler vereyim.
Anayasada hangi maddeler yer alıyor?
Aile anayasalarında bulunan klasik vizyon, misyon ve değerlerin yanında kritik olan aile politikalarının nasıl çizildiğiydi.
Bunun için bir “Aile Meclisi” ve “Aile Konseyi” kuruldu.
Ve asıl önemlisi, aile politikaları oluşturuldu. İletişim, istihdam, eğitim, kurumsal yönetim, çelişki ve çatışmaların çözümleri, anayasayla ilgili değişiklik yapma politikaları belirlendi.
Peki yol haritası nasıl çizildi?
Başlangıç olarak organları, görevleri ve karar alma yöntemleri gibi temel noktalar tanımlandı.
14 yaş üstü tüm aile üyeleri ve eşlerinden oluşan bir “Aile Meclisi” oluşturuldu.
“İnci Aile Meclisi” bugün itibariyle 24 kişiden oluşuyor. Meclis, yılda iki defa bir araya geliyor ve belirlenen gündem üzerinde bir gün süren toplantı gerçekleştiriliyor.
Genellikle geride bırakılan altı ay içerisinde gerçekleşen gelişmeler, önemli konular paylaşılıyor, bir eğitmen ya da sosyal gündemde yer alan bir konuyla ilgili bir konuk konuşmacı davet ediliyor.
Önemli bir detay...
Anayasanın üç kuşak tarafından beraber hazırlanmış olması...
1.5 senelik süreç içerisinde ana başlıklar için komiteler kurulmuş. Her komite ikinci ve üçüncü kuşaktan üyelerden oluşturulmuş. Bu çalışma ortamı aile içindeki iletişimi de güçlendirmiş.
Dikte edilen kurallar dizisi koymak yerine, yaratmak yerine, çeşitli danışmanlarla çalışılarak aileye uygun bir anayasa şekillenmiş.
Beraberinde politikalar oluşturulmuş. Bunların içerisinde her konuya dair esaslar, kurallar, izlenecek yollar ve koşullar belirlenmiş.
Örneğin; aile bireylerinin İnci Grubu şirketlerinde çalışma koşulları, yetkinliklerin tespiti ve ilerleyen safhalarda performans değerlendirmelerine kadar ayrıntılar belirlenmiş. Eğitim politikaları da bunları destekleyici maddeler olarak yer almış.
“Aile Meclisi”nin ve “Aile Anayasası”nın yürütülmesinden “Aile Konseyi” sorumlu tutulmuş.
Konseyde 7 üye yer almış. Konsey Başkanı aynı zamanda Aile Meclisi Başkanı olmuş ve iki yılda bir bu seçimin yapılmasına karar verilmiş.
“Aile Meclisi” 13 yıldır toplanıyor ve son üç yıldır üçüncü kuşaktan seçilen aile üyeleri başkanlık yapar hale gelmiş.
Bugün dünyanın dev şirketlerinin bile zor yaptığı bir şeyi İnci Holding yapmış.
2010 yılı itibariyle “Aile Konseyi”nin çoğunluğunu üçüncü kuşaktan üyeler oluşturuyor.
Çatışma olmadan, şirket içinde demokrasiyi olgunlaştırarak...
Bu, o kadar zordur ki...
İnci Holding, bunu yaptığından beri daha hızlı büyüyor, yeni yatırımlar yapıyor.
Ve önemli bir gelişme...
İnci Aile Meclisi ve Konsey Başkanlığı’nda artık Cevdet İnci’nin kızlarından biri değil, yine ailenin kararıyla üçüncü kuşaktan Ece Elbirlik Paker oturuyor.
Bu da anayasanın tıkır tıkır işlediğini gösteriyor.
Anayasa aile içi adaleti sağladı
“Aile Anayasası” gereği İnci Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığı her üç yılda bir el değiştiriyor.
Meral İnci Zaim bugün bu koltukta oturuyor. Meral Hanım, sorularımı yanıtladı.
? Anayasa ne zaman tamamlandı?
İlk Aile Meclisimiz 1997’de toplandı. 1998’de, ikinci kuşağın, ailenin kurumsallaşması ile ilgili komite çalışmaları başladı.
? Neden ihtiyaç duyuldu?
Çalışmamızı sadece anayasa ile değerlendirmek yeterli olmaz. Hem ailenin, hem de şirketlerin sağlığı açısından gereken bir süreç. Aile üyelerinin sayısı arttıkça ortak dil paylaşımı için yeni platformlar yaratmak gerektiğini gördük. Birinci ve ikinci kuşaklar doğal bir süreçle işe bakışları, çalışma prensipleri paralel yürüyor. Kuşaklar ilerledikçe bir araya gelmek, bu paylaşımları verimli hale getirmek ve iletişimi güçlendirmek bir program dahilinde gerçekleşiyor. Yeni kuşaklar bu sayede birbirlerini sadece aile bireyi şapkası ile tanımakla kalmayıp dünya görüşlerini de paylaşabiliyor. İletişimin olduğu yerde mutlaka bir çözüm vardır. Günümüzde iş yaşamı 10 yıl öncesine göre inanılmaz bir hız kazandı. Rekabet her geçen gün artıyor ve müşteri artık daha bilinçli. Rakipler içerisinde en çok güven vereni, en tutarlı olanı ve süreklilik sağlayanı tercih ediyor. Bu profesyonel yaklaşım da ancak kurumsal bir yapı ile oluşturulabilir.
? Bir anayasa şirkete ne kazandırır?
Ailede elde edilen iletişim platformu ve kurumsallık işe de yansır. Kurumsal yönetim çalışmaları şirketlerde de uygulanmaya başladığında çalışanlara güven verecektir. Aileden veya profesyonel olsun, çalışanların iş yerindeki huzuru, sadakati ve çabası yapılan işin kalitesini arttıracak, bu da sonunda müşteriye yansıyacaktır. Anayasanın nasıl hazırlandığı çok önemlidir. Aile şirketlerinde değerlerin dışarıdan alıntı olması, anayasanın sadece göstermelik olarak hazırlanması mutlaka bir yerlerde tutarsızlık yaratır ve istenen sonuç elde edilemez.
? Türkiye’deki özellikle KOBİ’lerin neredeyse tamamı aile şirketi... Bu şirketlerin anayasa hazırlaması gerekir mi?
Her aile yapısı, şirket yapısı farklı problemler, farklı çözümler ve gelişim adımlarına ihtiyaç duyar. Öncelikle ailenin tümü olmasa da çoğunluk sayısının bu çalışmalara gönüllü ve hazır olması çok önemli. Çok büyük hedeflerle başlanıp, kurallar oluşturulup, sonra bu anayasa uygulanmaz ise o zaman ailede bu çalışmalara olan inanç ve heves kaybolabilir.
? Birkaç yıl önce hazırlandığınızı bildiğim anayasanıza geçen süre içinde eklemeler yapıldı mı?
İlk anayasamızı 1999’da hazırladık. 2006’da daha geniş bir anayasa ihtiyacı doğdu. 2007’de anayasamız şimdiki halini aldı. Bu anayasa ihtiyaçlara göre her zaman değiştirilebilir, geliştirilebilir. Aceleye getirmeden, herkesin içine sinecek şekilde ve elimizden geldiği kadar detaylı çalıştık. Şimdi bir konuda takıldığımızda dönüp hemen anayasamıza bakıyoruz, bizim için bir rehber haline geldi. Uygulanması konusunda da hepimiz çok hassas davranıyoruz. Çünkü anayasa aile içi adaleti de sağlıyor. İstendiğinde uygulanıp istenmediğinde dikkate alınmazsa bu aile bireyleri arasında huzursuzluğa ve güven eksikliğine yol açar.
Paylaş