Hobiden büyük bir sektöre

Türkiye bir dönem balık çiftliklerini çok tartıştı, çünkü ortada kötü örnekler de vardı.
Ama sektöre profesyonel, sanayi tecrübesi olan gruplar girince işler hemen değişti.
Tabii, yasaların da bunda önemli etkisi oldu.
Akgerman Ailesi, Çimentaş’ın büyük ortaklarındandı.
Çimentaş İtalyanlara satılınca, Akgermanlar Çimstone ve Gazbeton tesislerini devraldı.
Bugün her iki marka da sektörün en iyileri konumunda...
Su ürünleri işi ise tamamen bir tesadüfle oldu.
Öner Akgerman’ın Mordoğan’da bir arkadaşını ziyaretinde espriyle karışık başlayan bir konuşma aylar içerisinde gerçeğe dönüştü.
Önce küçük ortak oldu, sonra bir baktı ki, bütün tesis Akgerman’a kalmış.
Öner Bey’i çok uzun yıllardır tanırım.
Bir şeyi ucundan tutmaz.
Tutkulu bir adam olduğu için yaptığı işin en iyisini yapmak ister.
Şimdilerde işler Levent ve Bülent Akgerman olsa da Öner Bey de uzak kalamıyor.
Özellikle de balık çiftliklerden...
Devraldıkları tesisler o günden bu yana epey mesafe kat etti.
Mordoğan’a sonra Çandarlı da eklendi, sonrasında da paketleme tesisleri...
More Aquaculture markasını iç piyasa çok tanımıyor belki, çünkü üretimin yüzde 95’i ihraç ediliyor.
Ama İngilizler çok iyi biliyor. 
Avrupa’nın önde gelen zincir marketlerinde More Aquaculture markasını görebilirsiniz.
Özetle...
Geçen yıl itibariyle Mordoğan’da 550 ton, Çandarlı’da 2 bin 800 ton olmak üzere toplam dört çiftlikte 3 bin 350 ton kapasiteli bir marka yaratılmış durumda...
Hobi diye başlayan bu iş, şimdilerde 30 milyon euro ihracat yapan bir şirkete dönüştü.

Türkiye’nin gidecek daha çok yolu var

More Aquaculture, katma değerli hizmet peşinde...
Yani balığı işliyor, fileto haline getirip öyle ihracat yapıyor.
O yüzden Avrupa’da markayı çok iyi tanıyorlar.
Levent Akgerman’ın yeni hedefi Amerikan pazarı, bu konuda da önemli mesafeler almışlar.
Ve sonraki adım da yurtdışında tesisler kurmak...
Norveç’in rakamlarını anlattı, gerçekten çarpıcı...
Somon dünyada en fazla rağbet gören balık çeşidi...
Ve somondaki talep her yıl yüzde 20 artıyormuş.
Dev üretim çiftliklerinde hükümetlerin de ciddi teşvikleri bulunuyor.
Levent Akgerman söyledi.
Sadece Norveçli firmalara verilen teşvik şirket başına 100 milyon euro’ymuş.
Dolayısıyla her bir şirketin cirosu Türkiye’deki sektörün cirosundan daha fazla...
Bu da gösteriyor ki, Türkiye’nin gidecek daha çok yolu var.

Midyede tek tesis

Akgerman’lar 2014 yılında midye üretimi üzerine de bir proje hazırlamış. TÜBİTAK projeye destek vermiş. Tarım Bakanlığı tarafından verilen yıllık 300 tonluk üretim izin belgesini alan More, bugün Türkiye’de bu belgeye sahip ikinci, İzmir’de ise tek firma durumunda...
Midyelerin deniz suyunu süzerek ve içerisindeki besin maddelerini alarak büyümesi tüketicilerin zihninde önemli soru işaretleri oluşturuyor. Şahsen ben de dikkat ediyorum. Ama ben denedim. Sizin için test ettim. Üretim parametrelerine baktım.
İçiniz rahat yiyebilirsiniz.

Akdeniz balıklarına ilgi artacak

National Geographic’ten Joel K.Bourne 2014’te açıklamış.
“Dünyada artık etten çok çiftlik balığı üretiliyor. Ve bu daha başlangıç...”
Levent Akgerman, denizleri kötü kullanmamızdan, yanlış avcılıktan dolayı 2030 yılına kadar insanların su ürünleri ihtiyacının yüzde 70’nin çiftlik balığından karşılanacağını söylüyor.
Ve önemli bir konuya daha dikkat çekiyor.
O da Akdeniz balığı olan levrek ve çipuranın dünyada giderek daha fazla ilgi göreceği yönünde...

Stoğu olmayan sektör

Gerçekten de öyle...
Talep giderek artıyor.
Eğer doğru üretim yapıyor ve ihracatta doğru kanallarla çalışıyorsanız, sektör yeni fırsatlar tanıyor.
Akgerman Ailesi üniversitelerden de destek alarak sürekli araştırıyor ve yeni ürünleri ekliyor.
Ama işin püf noktası, işi tutkuyla yapmaktan geçiyor.