Paylaş
Bizim okulun bir geleneği vardır. Eski mezunlar yenilere hep sahip çıkarlar.
Saint Joseph’ten büyüğüm Ahmet Piriştina ölümüne kadar hep hayatımın içindeydi. Ne zaman başım sıkışsa, yol ayrımına gelsem, bir karar aşamasında olsam onun yanında bulurdum kendimi. Bir bahar gününün hayatıma yön verecek insanlarla buluşacağımdan habersiz kuzenim Arda Aykanat ile Alsancak’ta Cafe Plaza’ya gittik.
Hamdi Türkmen’i ilk kez orada tanıdım.
Yanlarında Nedim Demirağ da vardı.
O günü, o sohbeti hayatım boyunca unutmadım.
Nasıl unutabilirim ki...
Biri kuzenim Arda; dünya tatlısı bir adamdı.
Ahmet Piriştina; tanımış olanlar bilir. Farklı biriydi, yaydığı enerjiyi bugüne kadar çok az insanda gördüm. Şeytan tüyü olan biriydi. Ve söylemeliyim ki; harika bir insandı.
Nedim Demirağ ile yıllar sonra Hürriyet’te beraber çalışacağımızı o günlerde bilemezdim.
Nedim abinin hayat gustosu bana hep örnek olmuştur.
Misafirperverliği, sohbeti dillere destandı.
Ve bu üçlünün arasından su sızmazdı.
Arkadaşlıkları örnek gösterilirdi, bir hayatı beraber paylaşmışlardı.
Yıllar içinde bu sohbetlerin çok içinde oldum.
Nedim abi Piriştina’yı kızdırmak için her türlü şeyi yapar; Hamdi abi de yangına benzin dökerdi.
Sohbet; işin içine siyaset de karışınca bambaşka bir yere giderdi.
Ve her seferinde Nedim Demirağ’ın alışık olduğumuz kahkahası ve birbirlerine sarılmalarıyla tatlıya bağlanırdı.
Önce Ahmet abi 2004’te aniden aramızdan ayrıldı. Hepimizin hayatında büyük bir boşluk yarattı. Sonra Nedim Demirağ, geçen gün de Hamdi Türkmen...
40 yılda yaşadığım ilginç olaylar, konuşmalar, buluşmalar hangisini anlatsam size...
Ancak şunu söyleyebilirim.
Çocukluk, gençlik arkadaşlıklarına bu üçlünün birbirine olan bağlılığını, samimiyetini, özverisini her zaman örnek göstermişimdir.
Birlikte harmanlanan, kurgulanan; beraber yaşanan hayatları vardı.
Ve hep öyle oldu.
Ben şahidim...
Şimdi dördü de yoklar...
Bana gelince;
Yazma tutkumu küçük yaşlardan beri keşfeden ilk kişi kuzenim Arda olmuştu.
Belki de o buluşma tesadüf de değildi.
Gazetecilik merakımı çok iyi biliyordu.
O gün tanıştığım Hamdi Türkmen ve Nedim Demirağ ile yıllar sonra birlikte, omuz omuza çalıştık.
Arda’nın, Piriştina’nın, Hamdi Türkmen’in, Nedim Demirağ’ın bana olan katkıları çok fazladır.
Hiçbirini unutmam, unutamam.
Nurlar içinde yatsınlar...
İyi ki tanıdım dediklerimden
BİZİM meslek gerçekten zordur.
Müthiş bir rekabet vardır.
O yüzden mesleki olarak iyi olmanız yeterli değildir.
Aynı zamanda stresi iyi yönetmeniz, farklı disiplinleri kullanıp harmanlamanız gerekir.
Hızlı, pratik olmanız istenir.
Öngörülü davranmanız beklenir.
Büyük fotoğrafa bakarken küçük fotoğrafı asla atlayamazsınız.
Egoları da iyi yönetmelisiniz.
Tabii gün içinde gelişen küçük, büyük bütün krizlerin de üstesinden gelmeniz gerekir.
Ve bunu her gün; gece gündüz; bayram seyran demeden yapmalısınız.
Hamdi Türkmen gibi büyüklerimden ben bunları öğrendim.
Gazetecilikte hangi görevi üstlenirseniz üstlenin haberden kopulmaması gerektiğini hep bize söylediler.
Hamdi Türkmen ve hayatımda olan büyük gazetecileri iyi ki tanımışım.
Rekabet güzeldir
YILLAR geçti.
Gazeteciliğe başladığımda benim yöneticiliğimi yapan meslek büyüklerimle farklı gazetelerde rakip de olduk.
Belki bugünlerde değil ama geçmişte rekabet çok daha sertti.
Kampanyaların biri biter diğeri başlardı. Gazetelerin tiraj kavgaları hiç bitmezdi.
Ama meslek büyüklerimden hep şunu gördüm ve öğrendim.
“Rekabet güzeldir” mottosunu beynime kazıdılar.
Bir gazeteci haberiyle konuşur, konuşturur.
Rekabet gerçekten insanı diri tutuyor.
Ama rekabeti arkadaşlıklarınızı, dostluklarınızı bozmadan, zarar vermeden yapmalısınız.
Görevler bir gün biter.
Ama dostluklar mezara kadardır.
Hamdi Türkmen de öyle söylerdi.
Sevgimiz, saygımız, dostluklarımız sonsuza kadar bizimledir.
Büyük bir Göztepeliydi
SABAH Grubu Göztepe’nin de sahibiydi. Hamdi Türkmen de Göztepe’nin başkanı...
Ben de yıllar sonra yeniden Yeni Asır’a gelmiştim.
Grubun sıkıntılı döneminde o kadar çok iş yaptık ki...
Bir ara tutturdu; “Göztepe’de görev al” diye...
Hamdi abi ısrarcıdır, kaçamazsınız da...
Beni kurtaran ailem oldu.
Hamdi abiye “Karşıyakalı bir ailenin ferdi olarak bunu babama anlatamam” dedim.
“O zaman çaktırmadan bana yardım et” dedi.
Elbette profesyonellik başka; elimden geleni yaptım.
Göztepe’nin Sabah’tan Altınbaş’a, sonradan da Mehmet Sepil’e giden o hikayede benim de katkılarım olmuştur.
Hamdi Türkmen iyi bir gazeteci; çok da iyi bir Göztepeliydi.
Büyük başkanı Göztepeliler de güzel uğurlamalı...
Dostlukları önemseyelim
DOSTLAR bir bir giderken insan yaş aldığını daha iyi anlıyor. O konuşmalar, o buluşmalar ve yaşanmışlıklar... Hepsinin kıymetini bilelim. Sevdiklerimize daha fazla vakit ayıralım. Hatır bilelim, vefa gösterelim. Çünkü bu dünyada geriye bu ayrıntılar kalıyor. Hamdi abiyi çok özleyeceğim.
Paylaş