Her şey dahilden vazgeçelim

Havacılık ve turizm sektöründeki küçülme gerçekten büyük oldu.
Öyle anlaşılıyor ki; eskiye dönüş de 2023’ten önce olmayacak.
Rahatlıkla söyleyebilirim ki; pandemi sonrasında Türkiye turizmin yıldızı olur.
İyi ve yeni otellerimiz var, insanlar daha fazla gezmek ve yeni yerler keşfetmek isteyecek.
Türkiye zaten bir turizm ülkesi ve bu fırsatı iyi değerlendirmeli.
Antalya turizmimiz için vazgeçilmez bir adres...
Ancak her şey dahil sistemi sektörün katma değerini alıp götürüyor.
Üstelik MAS turizmin o bölgenin gelişmesine katkısı sınırlı oluyor.
Pandemi bana göre bu sistemden dönüş için bir fırsat...
Zaten hijyen koşulları, mesafeler açık büfelerin olmasını engelleyecek.
Otel misafirleri de bunu istemeyebilirler.
Her şey dahile son vermek doğru bir karar olacak.
Bence bunun için bakanlığın yol gösterici, uzlaştırıcı olması gerekir.
Sadece birkaç otelin alacağı bir karar yerine bir konsensusla alınmasının daha doğru olacağını düşünüyorum.

Bu kitaplığı yapalım

KARŞIYAKALILAR bir araya gelmişler ve güzel bir sosyal sorumluluk projesini yürütüyorlar.
Diyorlar ki;
“Kitaplar kişilerin dünyalarını büyütmelerinin yollarından biridir.”
Karşıyaka’da her yaştan insanın kitaba ulaşabileceği bir kitaplık kurmak istiyorlar.
Bu kitaplığa Karşıyaka’da yetişen yazarlardan Yaşar Aksoy’un adını vermeyi, kitaplığı da Aksoy’un adını taşıyan sokakta kurmayı düşünüyorlar.
Ve ekliyorlar;
“Yaşar Aksoy sokakta, Bahçelievler mahallesi muhtarlık binası çok uzun yıllardır muhtarlarımız tarafından kullanılmıyor. İlçe halkı olarak, bu kültür teşebbüsünün gerçekleşmesi için söz konusu binanın tarafınızdan tahsisine ihtiyaç var. Kitaplığa ilk etapta en az 3 bin kitap bağışı planlıyoruz.”
Bence faydalı, kültürel amaçlı bir girişim...
Bahçelievler muhtarlığı bir kütüphaneye dönüşsün.

Elbette yeterli değil

BAZI okurlar diyor ki;
“Devletin esnafa son desteği güzel ama yeterli değil. Hep Avrupa’dan örnek veriyordunuz. AB ülkeleri kapanan restoranların cirolarının yüzde 75’ini karşılıyordu. Türkiye yüzde 3’üne denk gelen bir destek veriyor. Sizce yeterli mi?”
Değil tabii...
Keşke yüzde 75’ini Türkiye de ödeyebilse...
Ama desteğin artacağını düşünüyorum.
Yüzde 3 elbette yeterli değil.
Ama ben esnafımızın sesi olmaya çalıştım.
Kapanan yerlerde çalışanlardan her gün mesajlar alıyorum. Bu ailelerin zor durumda olduğunu biliyorum.
Yüzde 3 yeterli değil.
Ve kullanılan kredilerin de mutlaka ertelenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Aksi halde çok sevdiğimiz bu mekanlar korkarım pandemiden sonra ayakta kalamayacak.

Beşinci dalga mı

KORONAVİRÜS Bilimsel Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap pandemi sürecinin yıldızlarından...
Herkesin anlayabileceği bir dille konuları anlatıyor ve hepimizi bilgilendiriyor.
Şöyle bir açıklaması var;
“Ankara’da nisan, haziran, ağustos ve kasım aylarında olmak üzere 4 dalga yaşandı. Beşinci dalgayı da şubat ortasında bekliyoruz...”
Biz daha ikinci dalgada olduğumuzu zannediyorduk ama dalgalar dördü bulmuş, beşinciye sıra gelmiş.
Demek ki, biraz daha dikkat etmemiz gerekiyor.
Azap’ın beni umutlandıran sözleri de var.
“Kovid-19’un mevsimsel bir enfeksiyon olarak kışın artan yazın azalan, grip gibi bir hastalık olmasını bekliyoruz. Önümüzdeki sene bu zamanlar normale dönmüş olacağız. Maskeleri çıkarıp mesafeyi umursamayacağız; fakat çok uzun yılar boyu bu virüsle yaşamaya devam edeceğiz. Tıpkı grip gibi...”
Hazirandan sonra rahatlayacağımız kesin...
Biraz daha sabır...

Konsantrasyonum kayboldu

SPORU seviyorum. Öyle futbol takıntım da yok. Basket maçlarını da, voleybolu da izliyorum. Ama şu pandemiyle bütün konsantrasyonum kayboldu. İlgim azaldı, transferleri kaçırdım, maçları takip etmez oldum. Ayrıntılarına kadar bildiğim birçok şeyi, bugün bakmadan söyleyemiyorum. Acaba bu ruh hali sadece benim için mi geçerli, yoksa siz de benim gibi misiniz?