Paylaş
“Biz de sizin gibi siyaseti daha çok konuşmaya başladık” dedi.
Daha önceki konuşmalarımızdan hatırlıyorum.
“Sizdeki gündeme yetişmek zor. Bir haftada yaşadıklarınızı biz birkaç ayda yaşamıyoruz” diye bana takılırdı.
Haklı...
Türkiye’de gündem hızlı değişir.
Ama ben bunu olumsuz yorumlamıyorum.
Çünkü bu dinamizm Türkiye’nin belki de en önemli avantajı...
Yapmamız gereken belki de siyasetin günlük hayatımızdaki dozunu biraz azaltabilmek.
Ama Türkiye seçimlere gidiyor.
Hem Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerine; hemen sonrasında da yerel seçimlere...
Geçmiş tecrübelerimizden biliyoruz, böyle dönemlerde siyasetin tansiyonu da düşmez.
Aksine daha çok siyaset konuşuruz ve daha çok tansiyonlar çıkar.
Şöyle yorumlar dinliyor ve okuyorum;
“Tarihimizin en önemli seçimlerine gidiyoruz...”
Bence her seçim önemlidir, 2023’teki seçimlere ayrıca bir anlam yüklememek gerekir.
Evet; cumhuriyetimizin 100’üncü yılı ve ikinci bir yüzyıla ülke olarak hazırlanacağız.
Bunun hakkını vermek hepimize düşer.
Sadece bir partinin, bir grubun, bir kesimin değil; her vatandaşımızın cumhuriyetimizi taçlandıracak şekilde hareket etmesi gerekir.
Seçimlere gelince;
Bu ara gittiğim her toplantıda seçimin erken olup olmayacağı soruluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli her fırsatta “Zamanında olacak” dese de; toplumun böyle bir beklentisi ve algısı var.
O yüzden biraz erkene çekilmiş bir seçim süreci yaşayabiliriz.
Bu demektir ki; Millet İttifakı’nın adayının açıklanması şubatı bulacak.
İşte siyasette ısınma işte o günden sonra artacak.
Hep yazıyorum.
Önemli olan demokrasiyi güçlendirmek ve topluma gelecekle ilgili umut verebilmekte...
Fransız dostumuzun dediği gibi bizde gündem hızla değişir, biz alışığız.
Bundan da çok rahatsız değiliz.
Ne de olsa Akdenizliyiz, Egeliyiz, Anadolu’nun her yeri geçmiş tecrübeleriyle geleceğe umutla bakmayı bilir.
Bu seçimde listelerin
bir kısmı yenilenmeli
BİLİYORUM siyasi kulisler hareketli; aday adayları da bu sefer fazla olacak.
Uzun zamandır sırasını bekleyen, her seçimde aday adayı olanlar yine kulislerde konuşuluyor.
Siyasette tecrübeye saygım sonsuz ama her seçimde yeni yüzler de aramıyor değilim.
Tecrübeyle heyecanın ve yeni fikirlerin buluşabileceği bir meclis daha güzel olmaz mı?
Türkiye’de siyaset yapmak kolay değil.
Yıllarca emek vermiş, partisine hizmet etmiş insanların bir beklenti içinde olmasını elbette anlıyorum; haklarıdır da...
Bir de siyasete ilgi duyan ama bu yapının içinde olmayan, olamayan isimler var.
Bence siyasi partiler bu insanları bulup çıkarmalılar.
Ve önümüzdeki seçimlerde bir kontenjan ayırmalılar.
Listelerin en azından bir kısmının yenilenmesini hedeflemeliler.
Bunu her parti için söylüyorum.
Ayırmadan, bir başka yere koymadan...
Evet; her seçim önemlidir ve her dönemde öne çıkan, parlayan, konuşulan isimler olmuştur.
Topluma yeni heyecanlar verebilmek için yeni isimlerin de parlamentoya girmesi lazım.
Gençlerin, kadınların Meclis’te görünür olmaları da gerekir.
Türkiye eğer 2023 seçimlerine ayrı bir önem veriyorsa işte bunları yaparak hazırlanmalıdır.
Dünyanın konuştuğu
iki sanatçı İzmir’de
İZMİR Devlet Senfoni Orkestrası son günlerde harika konserlere imza atıyor. 9 Aralık Cuma akşamı yine çok özel bir buluşma var.
İtalyan şef Alessandro Cedrone yönetiminde, kuşağının en iyi müzisyenlerinden Kanadalı keman sanatçısı Kerson Leong sahne alacak. Konserin ilk yarısında Kerson Leong eşsiz yorumu ile E. W. Korngold Keman Konçertosu’nu “Guarneri del Gesu” kemanıyla seslendiriyor.
Konserin ikinci yarısında İ. Stravinski’nin Ateş Kuşu Bale Suiti seslendirilecek.
Leong; sadece Kanada’nın en büyük kemancılarından biri değil, zamanın en büyük kemancılarından biri olarak tanımlanıyor.
2010 yılında Uluslararası Yehudi Menuhin Keman Yarışması’nda birincilik ödülü kazanmasından sonra müzik otoritelerinin dikkatini çeken Leong’u İzmirlilerin büyük bir ilgiyle izleyeceklerinden eminim.
Bu arada konuk şef Alessandro Cedrone da; “IBM en iyi orkestra şefi” ödülünü kazanmış bir sanatçı...
Kaçırılmayacak konserlerden biri daha...
Turizmde daha iyisini yapabiliriz
GEÇEN hafta sonu bir toplantı için Dubai’ye gittim.
Dubai notlarımı yazacağım.
Ama şunu söylemem gerekir.
Dubai’ye her gittiğimde birçok yenilikle karşılaşıyorum.
Şehir bambaşka bir kimliğe bürünmüş; daha da önemlisi bir buluşma adresi haline gelmiş.
Çölün ortasında dünyaya meydan okuyan bir şehir Dubai...
Bizdeki olanaklar Dubai’de olsa daha neler yapmazlardı diye düşündüm.
Ve şunu gördüm; Türkiye turizmde katma değerli hizmeti öne çıkarmalı. Bunu talep eden, bekleyen, isteyen milyonlar var.
Turizmde dahi iyisini yapabiliriz.
Paylaş