Paylaş
Murat Yetkin’in dünkü yazısında ilginç tespitler vardı.
Anket Fransa merkezli uluslararası araştırma kuruluşu IPSOS tarafından CNN Türk için 17 Nisan günü 81 ilde Türkiye’deki seçmen nüfusunu temsil eden 1501 kişiyle görüşmeler yoluyla gerçekleştirilmiş.
Anket referandumun bir gün sonra yapılmış olsaydı da sonuçlarının değişmeyeceğini ortaya koyuyor.
Son dönemde anket şirketleri epey bir prestij kaybetti.
Bu referandumda da gördük; gerçeğe yakın anket sonuçları yoktu.
IPSOS’un 1500 kişilik bir örneklemesi ne kadar Türkiye gerçeğini ortaya koyar tam bilemiyorum ama yine de genel bir fotoğrafı ortaya koyduğu gerçek...
Örneğin çok net gözüküyor ki; şehirleşme arttıkça, eğitim düzeyi yükseldikçe AK Parti oy kaybediyor.
Bundan hem iktidar partisinin hem de ana muhalefetin alması gereken dersler var.
15 yıllık bir iktidar için bazı konuları anlatamamış, bazı konularda ikna edememiş olmasını parti yöneticileri herhalde yeniden masaya yatıracaktır.
Ama muhalefetin de oy alamadığı bölgelerde, kentlerde büyük bir eksiklik yaptığı ortadadır.
Çünkü bazı şehirlerde evet farkları yarısından fazla, hatta üç katı şeklinde...
AK parti bu referandumda gençleri çok öne çıkardı.
Ama sonuçlar gösteriyor ki; gençlerin büyük çoğunluğu hayırdan yana tercih kullandı.
Ev kadınlarının yarısı evet derken, yarısı hayır demiş; bir blok ev kadınlarına yönelik mesajlarını netleştirmiş olsaydı; belki bu eşitlik bozulabilirdi.
Türk halkı her seçimde kendine göre mesaj vermesini biliyor.
Bence bu referandumdan da alınacak çok ders var.
Siyaset ve hayat
Geçenlerde eski bir siyasetçi dostumla konuşuyorduk.
Dedim ki...
“Geçmişte biz sadece siyaset konuşmuyorduk. Ama şimdi nereye gitsek, kim gelse siyaset aşağı, siyaset yukarı... Nasıl olacak böyle...”
Dedi ki...
“Bizim dönemde bile öyleydi ama yine de en azından Meclis dışına çıkınca biraz nefes alırdık. Biz de milletvekiliyken, bakanken hayatın politikadan, mücadelenin siyasi rakibe gol atmaktan ibaret olduğunu sanıyorduk. Bütün bu koltuklardan sıyrılıp halkın içine karışınca insan gerçek gündemin farkına varıyor. Siyasetten uzaklaşınca herkes anlıyor...”
Siyasette mutlaka bir kısıtlama olmalı.
O yüzden AK Parti’nin üç dönem kuralını başından bu yana savunuyordum.
Siyasette ara verme ihtiyacı ya da zorunluluğu olmadıkça dil ve üslup yumuşamıyor.
Doğru karar
CHP’de sine-i millet tartışmaları olmuş.
Bu çok ciddi ve zor bir karardır.
Sine-i millete dönmemek doğru bir karar.
Siyaset demokrasiyi büyütmeli, demokrasi siyaseti zenginleştirmeli.
İstediğimiz bu değil mi; herkesin konuştuğu, daha özgür bir toplum...
Adam asmaca
Ya arkadaş...
Twitter’ın bu kadar farklı kullanıldığı bir ülke var mıdır; bilemiyorum.
Takip edebildiğim kadarıyla yok.
Evet; bazen sert tartışmaları izliyorum.
Örneğin Fransa’da bu hafta sonu seçimler var.
Adaylar ve adayları destekleyenler; birçok şey paylaşıyor.
Ama öyle adam asmaca filan yok.
Cevap versen bir dert, vermesen başka bir dert...
Uzunca bir süredir sadece izliyordum; şimdi artık aklıma bile gelmiyor.
Galiba doğruyu buldum.
Okumayınca, takip etmeyince aklım da bulanmıyor.
Tavsiye ederim.
Sosyal medya perhizine devam...
Paylaş