Gerçekten de yok artık

Evet...

Haberin Devamı


“Yok artık” dedirtecek olaylar oluyor.
Erzurum’da bir arkadaş canı sıkıldığı için eline silahı alıyor, ateş ediyor.
Söylediğine göre kola şişesini hedef almış.
Ne fark eder ki...
Ama iki küçük çocuk yaralanıyor.
4 yaşındaki Sümeyye ile 6 yaşındaki İkra sırtlarından vuruluyor.
Kurşun yarım santim şaşsa felç kalacaklar.
Çocukların yüzündeki korku ifadesini anlatmam mümkün değil.
Arkadaşın canı sıkılmış; o kadar...
Savunması bu...
Mahkeme serbest bırakmış.
Bu iki çocuğun ölmesi mi gerekiyordu?
Ne oluyoruz; Allah aşkına...
Toplumsal bir travma mı geçiriyoruz, yoksa herkes depresyonda mı?
Ne olursa olsun; hiçbiri kabul edilebilir şeyler değil.

 
Herkesin doğrusuna
göre nasıl yaşanır

Şort giydiği için otobüste darp edilen genç kızımızın travmasını da hepimizin anlaması gerekir.
Ve herkesin ortak bir tepki göstermesi lazım.
Kızımızı darp eden kişiyi mahkeme önce serbest bırakmıştı, savcı bu duruma itiraz etti ve sonuçta tutuklanmasına karar verdi.
Kimsenin tutuklanmasını istemeyiz ancak bu olayların olmasını da istemiyoruz.
Herkes kendi istediği gibi yaşamalı, özgürlükler bunun için değil mi?
Ancak darp eden kişinin babasının açıklamasını da okudum.
Diyor ki...
“Kız kısacık şort giymiş, doğru bulmuyorum...”
Herkesin doğrularına göre yaşayacaksak; işin içinden nasıl çıkacağız.

Haberin Devamı

 
Eleştiriye tamam da
hakarete hayır

Siyaset yazıyoruz; kimseyi memnun edemiyoruz.
Bütün siyasi parti taraftarları bir araya geliyor ve sosyal medyada bir linç başlatıyorlar.
Alıştık aslında böyle yaşamaya...
Üzüldüğüm şu...
Eleştirilerin hepsine saygım var, hem de sonuna kadar...
Ama bazı yorumlar işin suyunu çıkarıyor.
Hakaret ediyor, ti’ye almak bahanesiyle küfrediyor, eleştiri boyutunu aşıyor.
Arkadaş...
Her şeye varız.
Ama gazeteciliğimize, demokrasi anlayışımıza ve kavrayışımıza, ilkelerimize laf ettirmeyiz.
Herkes de bunu bilsin...

 
Herkesin elinde bir barometre

Oturdular mı bilgisayarın başına; herkes bir yazar...
Bazen kent bilimci, bazen akademisyen, bazen mimar...
Anladınız işte; her gün değişen bir ruh haliyle oturuyorlar bilgisayarın başına...
Bakıyorum her konuda fikir sahibiler.
Bir de son dönemde ellerinde bir barometre; kimin ne kadar vatansever, yurtsever, kentsever olduğunu ölçüyorlar.
Şu kadar İzmirli, şu kadar Karşıyakalı...
Beyler böyle davranmak kimsenin haddine değil.
Hepimiz bu ülkeyi seviyoruz, hepimiz bu ülke için her şeyimizi vermeye hazırız, hepimiz bu ülkede birlikte yaşamak istiyoruz.
Ve gidecek hiçbir yerimiz yok.
Benim öyle...
Ve bu arada..
Benim İzmir tutkumu, Karşıyaka sevdamı kimse sorgulamaya, ölçmeye kalkmasın; ağzına bile almasın.

 
Siyaset detoksu yapalım

Haberin Devamı

Önümüz bayram...
Bugün arife...
Şu birkaç günü kitap okuyarak, siyaset konuşmayarak, kent gündeminden uzaklaşarak geçirmek istiyorum.
Çünkü...
Hepimiz siyaset yorgunuyuz.
İlgilenmeyeceğim demekle olmuyor; çünkü hayatın tam ortasında siyaset var.
Ama birkaç günlük detoks herkesin hakkı gibi geliyor.

Yazarın Tüm Yazıları