Paylaş
Türkiye’nin yeraltı zenginliklerinin mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ama bunu yaparken doğanın korunmasını da şart koşuyorum.
Bu aslında hepimizin isteği ve dileği; üstelik geleceğe bırakacağımız mirasımız.
Zeytinliklerle madencilik alanlarının denk gelmesi durumunda belli şartlarla bu alanlarla madencilik yapılmasını düzenleyen yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Belli şartlar altında madencilik yapılabilecek. Özellikle artan enerji ihtiyacından dolayı böyle bir karar alındığı net... Ancak burada usul ve esaslar belirlenirken mutlaka objektif kriterlerin göz önünde bulundurulması gerekir.
Kamu yaranının dikkate alınacağı söyleniyor.
Eminim alınacaktır.
Bu arada zeytin ağaçlarının taşınacağı bölge, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın izni ve uygun görüşüyle faaliyet yürütülecek saha ile eşdeğer büyüklükteki yeni bir bölgeye taşınacağı da söyleniyor.
Zeytin sahasının taşınmasına ilişkin tüm masrafların ve ortaya çıkacak tüm taleplerin maden faaliyeti yürütecek şirket tarafından karşılanacağı da ifade ediliyor.
Konu doğa ve zeytin olunca hassasiyet artıyor.
Prof. Dr. İlber Ortaylı, zeytin alanlarına madencilik izni verilmesiyle ilgili şöyle demiş; “Türkiye zeytinlikleri hiç de küçümsenecek miktarda değil, daha doğrusu değildi. Çok ciddi tedbirler almazsak bırakın etrafa zeytin satmayı, kendi ihtiyacımızı bile karşılayamayacak duruma düşeceğiz. Yayınlanan yönetmelik mutlaka gözden geçirilmeli, yoksa çok geç olacak...”
Burada gerçekçi ve stratejik kararlar almalıyız.
Türkiye’nin enerji ihtiyacı ve yeraltı zenginliklerine ihtiyacı var.
Ama zeytine de ihtiyacımız var.
Bu kritik dengeyi korumak hepimize düşüyor.
Gerçeklerden uzaklaşmadan doğamızı koruyabilmek...
Yeniden soğuk savaş
dönemine geri dönüş
RUSYA ve Ukrayna arasındaki savaş hali bütün dünyanın kimyasını bozdu. Ve hepsi bir hafta gibi kısa sürede oldu.
Sonuçlarının uzun vadeli olacağını düşünüyorum.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Ukrayna’ya nükleer silah verilmesine engel olacağının altını bir kez daha çizmiş.
Tamam da; bu cümleyi kullandıktan sonra yaptığı yorum da gerçekten dehşet verici...
“Üçüncü Dünya Savaşı nükleer ve yıkıcı olacak...”
Üçüncü dünya savaşı mı?
Nükleer savaş mı?
Belki tehdit, belki gözdağı, belki stratejik bir yorum...
Ama ne olursa olsun; insanın ruh halini bozuyor.
İki yıllık pandemiden sonra yeniden soğuk savaş günlerine geri dönüş.
Ve bir haftada değişen bir dünya...
İnanılacak gibi değil.
İnsanoğlu hiç akıllanmıyor
BİR hayli film var arşivlerde...
Girin birkaç tanesini seyredin o soğuk savaş dönemi filmlerini, ikinci dünya savaşının insanlığı ne hale getirdiğini...
Netflix’e girin, dönem filmlerine bakın...
Bir çoğu gerçek öykülerden sinemaya uyarlanmış.
Ya da inandığınız yazarların kitaplarını alın yeniden okuyun.
Hep acı, gözyaşı var.
Ekonomik, sosyal çöküntüler var.
Ve tarih yeniden tekerrür ediyor gibi...
İnsanoğlu hiç akıllanmıyor.
Sezon sonu dilerim
her şey iyi olur
FUTBOLDAKİ puan cetvellerine bakıyor musunuz?
Süper Lig’de Göztepe ve Altay düşme hattında yer alıyor. 1’inci Lig’de Altınordu düşme hattında, Menemenspor düşme hattının tek basamak üzerinde... 3’üncü Lig’de Karşıyaka amatöre düşme hattının 1 puan ve tek basamak üzerinde, Bergama Belediyespor düşme hattının iki basamak üzerinde... İzmir takımları arasında düşme korkusu yaşamayan tek kulüp 2’nci Lig Beyaz Grup’ta Play-Off hattında yer alan Bucaspor 1928...
Dilerim sezon sonunda bu liste değişir.
Çünkü bir sezonun ardında nasıl emek, kaynak olduğunu çok iyi biliyorum.
Ve gerçekten yazık olur.
Soğukların arkası yaz demek
KIŞ kışlığını yaptı bu sefer...
Aralık ortasından bu yana havalar soğuk, bazen yağmurlu, bazen fırtınalı...
Bazen poyraz, bazen lodos var.
Ama mart demek bahar demektir.
Bu soğuklar bitince; bizim buralar için yaz geldi demektir.
Az kaldı, biraz daha sabır...
Paylaş