Gelin bazı konuları yüksek sesle tartışalım

SOSYAL medyada yine fırtınalar esiyor.

Haberin Devamı

 

Konu sokak hayvanları...
Bu hepimizin hassas olduğu bir mesele...
Bir hayvan dostu olarak benim de yakından takip ettiğim bir konu...
Ama yorum yaparken, fikir ortaya atarken, çözüm önerirken lütfen Türkiye’nin gerçeklerinden uzaklaşmayalım.
Pitbull saldırısına uğrayan Asiye’nin sağlık durumu henüz netleşmedi.
Türkiye’nin en iyi doktorlarına emanet ama geçireceği ameliyatlar sonrasında nasıl bir tabloyla karşı karşıya kalacağımızı kimse bilmiyor.
Bu konuyu Asiye üzerinden tartışmayalım isterseniz.
Defalarca yazdım, yine tekrar etmek istiyorum.
Bu ve benzeri olaylardan sonra hayvan hakları derneklerinin tepkilerini çok cılız buluyorum.
Çıkıp konuşmalılar, saldırgan köpekleri besleyenlerle ilgili daha net konuşmalılar.
Yapmıyorlar; mış gibi açıklamalar yapıyorlar.
Ortada bir sorun ya da mesele varsa ve bu toplumsal bir konu haline gelmişse o zaman ortak hareket edilmesi gerekir.
Devletin, yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin bir arada çalışmaları gerekir.
Hayvanlarımız, dostlarımız için fedakarlık yapanları, onlar için büyük çabalar gösterenlere gerçekten teşekkür ediyorum.
İyi ki varlar...
Ama öyle bir grup da var ki; sadece sosyal medyayla hayvan dostu olduğunu sanıyor.
Ne çevre dostluğu, ne hayvanseverlik böyle olmaz.
Gerçek sevgi başkadır, sanal sevgi başka...
Biz gerçek dostları destekliyoruz.
Çünkü sokak hayvanları için bir şeyler yapmamız gerekiyor.
Ve zaman kaybetmeden yapmalıyız.
Türkiye genelinde büyük bir kampanya yapmalıyız.
Kısırlaştırmaları hızlandırmalıyız. Sokak hayvanlarının koşullarını geliştirmeliyiz.
Barınaklar konusunda herkesin bir önyargısı var.
Bu konuda da ilerlemeler sağlanabilir.
Dünyadan iyi örnekler alınıp burada uygulanabilir.
Ama bu sorun yokmuş gibi davranmak, hayvanseverliği sanal dünyadaki destek olarak algılamak sorunların çözümünü sağlamıyor.

Haberin Devamı

 
Birkaç yıl daha aşılarlayız

BENİM Sinovac aşılarımın üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti. Türkiye’de ilk aşılanan gruptayım. Çünkü gönüllü olup çalışmalara katıldım.
Aşıların yeni bulunduğu günlerde yaşadıklarımı her fırsatta yazdım.
Çünkü herkes aşıların durumunu, yan etkilerini, koruyup korumadığını merak ediyordu.
Şu net...
Sinovac aşıları beni korudu. Hem de hayatımın hiçbir dönemine ara vermeden, işe giderek, toplantılara katılarak korudu.
Çok yakınımdakiler virüsü kapmasına rağmen ben hastalanmadım.
Gerçi ilk günden bu yana kendi tedbirlerimi hiç bırakmadım.
Maskesiz gezmedim, mesafeleri korumayı bildim.
Buna rağmen Kovid 19 beni yakalayabilirdi.
Şansıma olmadı ama aşılı olmanın özgüvenini de her zaman hissettim.
Bu arada şunu da belirtmem gerekir.
İlk aşımdan sonra Sağlık Bakanlığı her cuma beni aradı; küçük bir testten geçirdi.
6 ay boyunca bu devam etti.
Sonra da Biontech aşılarımı oldum.
Mesleğimden dolayı yurtdışı seyahatleri olabileceği için ikinci Biontech aşımı da oldum.
Yani iki Sinovac, iki Biontech’liyim.
Şu anlaşılıyor ki; birkaç yıl daha böyle yaşamaya devam edeceğiz.
Yani yılda bir ya da iki kere aşı olacağız.
Omicron ile ilgili de yeni gelişmeler var.
Örneğin üçüncü doz yani hatırlatma dozlarını önemsiyorlar.
O yüzden başlangıçta Sinovac olup üzerinden 1 yıl geçenlerin de üçüncü dozları olmaları gerekiyor.
Bakanlığın bu konuda da adım atması lazım.
Özellikle sağlık çalışanlarının çoğunluğu bu durumda...

Haberin Devamı

 
Açığa alınması yeter mi?

AKSARAY’da öğrencisini darp edip boğazını sıktığı gerekçesiyle hakkında 1.5 yıla kadar hapis cezası istenen öğretmen Ali Rıza Y. ile ilgili yeni bilgiler ortaya çıktı.
Daha önce öğrencisi olan gençler şimdi konuşuyor.
Cimer’e şikayetlerini yazan gençler öğretmenin soru sorup, bilmeyenlere şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini yazmışlar.
Bir de şiddet uyguladığı çocuğun ailesini sosyal medya üzerinden tehdit ediyormuş.
Belli ki; öğretmen olmaması gereken biri...
Prosedürü bilmiyorum.
Ama geçmişte de benzer olayları çok kez haber yaptık.
Bu olaylara karışanların, sebep olanların öğretmenliğe dönmemesi gerekir.

 
İki takıma da takviye şart

Haberin Devamı

YILLARDAN sonra Süper Lig’de iki takımımız var.
Göztepe ve Altay’ın başarılarının kalıcı olmasını istiyoruz. Ama ligde rekabet kolay değil.
Rakipler dişli ve çok daha geniş bütçeye sahipler…
Göztepe lige döndüğünden beri iyi bir istikrar yakalamıştı.
Bu denge biraz değişmiş gibi gözüküyor. İkinci yarıda toparlayacağını düşünüyorum.
Altay’ın başında liglerin en tecrübeli isimlerinden biri var.
Mustafa Denizli’yle ikinci yarıda farklı olacağını düşünüyorum.
Ama yönetimler mutlaka takımın ihtiyaçlarına uygun takviye yapmalılar.
Korkulu kabus görmemek için bunu yapmalılar.
Çünkü inanın Birinci Lig’den çıkmak Süper Lig’te tutunmaktan çok daha zor.
Ve en önemlisi; Kentin iki takıma da sahip çıkması.
İkinci devrede taraftarın katkısı, desteği çok daha önem kazanacak.

Haberin Devamı

 
Aşı kartı gelmeli

OMİCRON bu kadar artmışken; yanı başımızdaki Avrupa’da sert önlemler başlamış, kapanmalara gidilmişken...
En azından bizde toplu alanlara girişte aşı kartı zorunluluğu getirilemez mi?
Bence en azından yeni yılla birlikte bu karar alınmalı.
Restoranlara, işletmelere, kapalı alanlara giriş bu şartla olmalı.

Yazarın Tüm Yazıları