Geleneksel medyasız olmuyor olmayacak

 KORONA salgınının başladığı ilk günlerde “Bilime, doktorlara ve medyaya olan güven artar” diye yazmıştım.

Haberin Devamı


Bu tezimi güçlendiren araştırmayı Beykoz Üniversitesi yapmış.
Süreç gösteriyor ki; geleneksel medyaya olan güven ciddi bir şekilde artmış.
Geleneksel diyorum ve altını çiziyorum; çünkü sosyal medyayı burada ayırmak gerekiyor.
Normal zamanlarda haber kaynağı olarak televizyon, gazete gibi geleneksel medyayı güvenilir bulmayanların yüzde 53’ü kovid-19 zamanında geleneksel medyayı daha güvenilir bulduklarını ifade etmiş.
Emin olun salgın sonunda bu oranlar çok daha artar.
***
Beykoz Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nüket Güz, “Günümüzde, sosyal medya kanallarının da etkisiyle geleneksel medyanın önemini kaybettiği ve ortadan kalkma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı düşünülmeye başlanmıştı. Araştırmamız, pandemi öncesinde sosyal medyada yer alan haberlere daha çok güvenen bireylerin pandemi sonrasında, doğru bilgiye ulaşmak için geleneksel medyayı tercih ettiğini ortaya koydu” diyor.
Ben sosyal medyayı yakından takip edenlerden biriyim.
Hem mesleğim gereği bunu yapıyorum, hem de yeni birçok şey öğreniyorum.
Zaman zaman bu konuda tavsiyelerde bulunuyorum.
Geleneksel medyadan uzaklaşmamak gerektiğini yazıyorum.
Bunu Hürriyet’te görev aldığım, yazılar yazdığım için değil; iletişimin her alanını iyi bildiği için söylüyorum.
Sosyal medyayla kesin, net, doğru bilgilere her zaman ulaşamayabilirsiniz.
Bir de sosyal medyada giderek artan eleştiri dozunu ve linç kültürünü de unutmamak gerekiyor.
Siz siz olun medyasız kalmayın.

Haberin Devamı

 
Habercilik kolay iş değildir

SOSYAL medyayı ben çok eğlenceli buluyorum. Bazen buradaki polemikleri izliyor, demokrasi kültürünün geliştirilmesi adına da önemsiyorum. Ama hiçbir zaman sosyal medyada gördüğüm bir bilgiyi doğrulatmadan, test etmeden, kaynağına ulaşmadan paylaşmıyorum. Çünkü emin olamıyorum. Tam güvenilir bulmuyorum. Bazen de gerçeklerden uzak olduğunu görüyorum.
Gazetecilik kolay bir meslek değil. Bir bilgiyi servis etmeden önce birçok kişiyle konuşuyorsunuz, emin olmadığınız zaman yine farklı kanalları zorluyorsunuz.
Üstelik bununla da yetinmeyip fikri, görüşü olan herkesi haberin içine dahil ediyorsunuz. Bütün bunlar biraz zaman alıyor ama haberden emin oluyorsunuz.
Geleneksel medya hiçbir zaman ölmeyecek.
Dijital dünya hiçbir zaman tam anlamıyla internetten haber veren hale gelmeyecek.
En azından çok uzun bir süre için daha...

Haberin Devamı

 
Sosyal medya yazarları da
bu etik kurallara uymalı

BİR de karşımıza sosyal medya yazarlığı çıktı. Blog yazarı olup da sıkı takip ettiğim insanların sayısı bir hayli fazla... Ama şunu eleştiriyorum. Ben yazarken nasıl dikkatli davranıyor, hassas bir terazi kullanıyor, yasalara, insan haklarına saygı gösteriyorsam aynı şeyi de bu yazarlardan da bekliyoruz.
Herkes her şeyi yazabilir elbette ama geleneksel medyanın kurallarının, ilkelerinin, etik yasalarının blog yazarları için de, sosyal medyayı kullananlar için de geçerli olduğunu unutmamak gerekir.

 
Bu yaz farklı olacak

NORMAL hayata dönüşle ilgili iyi haberler gelmeye başladı. Örneğin AVM’lerin 11 Mayıs’tan sonra açılabileceği konuşuluyor. Tabii sıkı tedbirler devam edecek. Olsun... Bir işarettir.
Örneğin ligler haziran ayı itibariyle oynanmaya başlayacak. Seyircisiz de olsa sporun yeniden başlayacak olması iyi haber...
Bayram sonrasında hayat normale girmeye başlar.
Ama bu yazın diğerlerinden farklı olacağını hatırlatmak isterim.

Haberin Devamı

 
Bu ara çok da eğleniyorum

INSTAGRAMI eğlenceli buluyorum. Çoğunlukla herkes mutlu olduğu kareleri paylaşıyor. Günlük hayatımızda canımızı sıkan çok şey olduğu için bana iyi geliyor. İkincisi çok sıradan bulduğum bazı insanların renkli yanlarını intagramda keşfediyorum. İlk gördüğümde de “Sende ne cevherler varmış” diyorum.
Son günlerde; tabii kuaförler de kapalı olunca insanlar eski fotoğraflarını daha çok paylaşıyor. Galiba kimse uzamış saçlarını, sakallı hallerini ya da beyazları çıkmış saçlarını paylaşmak istemiyor. Paylaşanlar var tabii; onlara bir sözüm yok. Kendime “Sizde ne cevherler varmış” diyeceğim bir liste yapıyorum. Mutfağa girenler, yemek yapanlar, ekmek bile yapanlar biliyorum.
Sabah akşam yürüyüşte olan, fitness çalışanları görüyorum.
Hoşuma da gidiyor.
Bir de sürekli kitap paylaşanlar var.
Bazılarını ben de okudum.
Onlara da küçük bir sınav yapacağım, ona göre...

Yazarın Tüm Yazıları