Paylaş
Birçok sektörde iş yapan biridir.
En son bir gıda grubuna yatırım yaptı.
Dedi ki;
“Dikkat ediyorum; çalışanların büyük bir kısmı sabahın erken saatlerinde biraraya gelip borsa konuşuyorlar. Gözleri, dikkatleri sürekli telefonlarında... Yatırımcı olmalarını desteklerim ama görüyorum ki günlük kazanç peşindeler ve büyük bir ihtimalle de canları yanacak. Uyarıyorum ama dinletebilirsem...”
Eminim bu diyaloglar yakın çevrenizde de geçiyordur.
Ben hisse senetlerine inanan biriyim.
Bütün veriler, rakamlar da hisse senedine yatırım yapanların uzun vadede kazandığını gösteriyor.
Ama bunu bir şirkete ortak olmak gibi algılamanız gerekir.
Takip ettiğiniz, beğendiğiniz, geleceğine inandığınız şirketlere yatırım yapabilirsiniz.
Bu şirketlerin hisse senetlerini biriktirebilirsiniz.
Yurtdışında birçok yatırımcı bu konuya böyle bakıyor.
Çünkü finansal okur yazarlıkları yüksek oluyor.
Günlük değil uzun bir bakış açısıyla yatırım yapıyorlar.
Arkadaşımın bahsettiği kişiler; borsayla büyük ihtimal yeni tanışmışlardır.
Faizler düşünce, borsalarda sert yükselişler olunca herkesin dikkati bu yatırım aracına takıldı.
Etrafımdaki birçok kişi “Borsada oynuyorum” diyor.
Oysa borsa bir kumar yeri değildir.
Sabahtan aldığın hisseyi akşama satmak değildir.
Belki böyle yaparak para kazanmış olabilirsiniz ama düşüşlerde de elinizdekini eritme olasılığınız bir hayli yüksek olur.
Arkadaşlarınızdan, yakın çevrenizden gelen haberlerle, tavsiyelerle değil uzman insanların önerileriyle hareket edin derim.
Borsanın bir at yarışı olmadığını öğrenmemiz lazım.
Finansal okur yazarlığı o yüzden önemsiyorum.
Bana göre herkesin böyle olması lazım.
Dünyadaki gelişmeleri takip etmeleri ama yerel gelişmeleri de izlemelerini öneririm.
Arkadaşımın iş yerindekilere bol kazançlar dilerim ama uzun vadeli düşünmedikleri sürece kazanamayacaklarını da bilmelerini isterim.
Kredi çekip döviz almayın
ASLINDA dijital dünya hepimize sınırsız olanak sağlıyor. Youtube kanallarıyla bilgiler veren çok uzman var. Ben bir çoğunu takip ediyorum ve çok şey de öğreniyorum. Twitter ya da benzeri sosyal medya üzerinden de bu insanları izleyebiliyorsunuz. Ve hatta sorup cevabını da alabiliyorsunuz. Bundan 20 sene önce böyle bir şansınız yoktu. Bence finansal okur yazarlık için bulunmaz fırsatlar var. Tasarruf aslında geleceğiniz demektir. Biz tasarruf yapmayan, yapamayan bir ülkeyiz. Bunu öğrenmemiz lazım. Bankaya koyduğunuz her lira önemlidir. Küçük ya da büyük diye bakmayın; tasarruf yapmaya çalışın. Ama bunu değerlendirirken de kulaktan dolma bilgilerle değil; uzmanların görüşlerini alarak yapın. Örneğin düşük faizlerin olduğu yaz aylarında birçok insanın bankadan kredi çekip altın, döviz aldığını biliyor ve duyuyorum.
Paranız, tasarrufunuz varsa altın da alabilirsiniz, döviz de, mevduat da yapabilirsiniz. Ya da değdiğim gibi uzun vadeli düşünüp hisse senedi de alabilirsiniz. Ama size ait olmayan bir parayı, üstelik kredi çekerek bu yatırım araçlarına yatırmanızı gerçekten anlamıyorum.
Kazanabilirsiniz ama inanın uzun vadede istedikleriniz olmaz.
Tasarrufa dikkat etmeliyiz
GÖRDÜĞÜM bir şey daha var. Bazen abartıyoruz. Yeni bir cep telefonu çıkıyor, almak için sıraya giriyoruz. Kullandığımız ve işimizi gören bir arabamız varken yenisini almaya hevesleniyoruz. Büyük olan evimiz bir süre sonra küçük gelmeye başlıyor, daha büyüğünü almaya çalışıyoruz.
“Hayat böyle bir devinim” diyeceksiniz.
Öyle; hayat devam ediyor ve insanlar daha iyisini istiyor.
İtirazım yok.
Kazanan herkesin harcamak hakkıdır.
Ama şunu da biliyorum.
Türkiye gibi cari açık veren ülkelerin tasarrufa daha fazla dikkat etmesi gerekir.
O yüzden hep ihracata dayalı bir ekonominin olması gerektiğini yazıyorum. Türkiye’nin geleceğine inanan biri olarak daha iyisini yapabileceğimizi biliyorum.
O yüzden kaynaklarımızı doğru kullanıp yeni bir hamle yapmamız gerekir.
Türkiye bunu yapar, yapıyor da zaten...
Sağlıklı yaşam
merkezi olmalı
İNCİRALTI sadece İzmir’i değil, Türkiye’yi de ilgilendiren bir bölge...
Ve burası uzun yıllardır planlamasını bekliyor.
EXPO’yu kazanmış olsaydık; fuar bu bölgede yapılacaktı. O gün doğru olan bugün yanlış değil.
İnciraltı sağlıklı yaşam bölgesi olarak düşünülmüştü.
Pandemi gösterdi ki; buna daha çok ihtiyacımız var.
Son günlerde bazı açıklamalar yapılıyor.
Önce İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener önemli açıklamalar yaptı. Sonra AK Parti İzmir milletvekili Atilla Kaya konuyu takip ettiklerini, bazı hazırlıkların sürdüğünü söyledi. Bence körfez geçişiyle birlikte İzmir’in gelecek yatırımlarını yeniden konuşmalıyız.
Paylaş