Paylaş
Hep söylüyorum; gerçek gündemimize dönelim diye...
Daha fazla demokrasi isteyelim, hepimiz için...
Güçlü bir demokrasi olmadan güçlü bir ekonominin de olmayacağını bilelim.
Eğitime, teknolojiye ağırlık verelim.
Çarkları hızlandıralım, gençlerimizin hayal kurmalarını teşvik edelim.
Siyaseti biraz kenara bırakalım.
Bakın Türkiye’de çok güzel şeyler de oluyor.
Geçenlerde tanıştığım Bursalı bir girişimcinin öyküsünü size anlatayım.
Adı Mehmet Yılmazipek...
Tekstil sektöründe çevreci üretim, inovatif ürün ve teknolojik kumaş alanlarında fark yaratan iş insanlarından biri...
Yeni geliştirdikleri Fillsens markalı kumaşlar İspanyol devi Zara’nın dikkatini çekmiş.
Tabii Zara’nın ilgisini çekince diğer markalar da peşinden gelmiş.
Çünkü Zara, Lyocell elyafında ilk kez ipeksi dokunuşun elde edildiği Fillsens’i geçen ay 96 ülkede aynı anda satışa çıkan özel bir koleksiyonunda kullanmış.
Peki bu kumaşın özelliği nedir?
Fillsens Lyocell ipliği, odun hamuru kaynaklı, üretim sürecinde meydana gelen çevre kirliliğini yok eden yeni, çevre dostu bir kumaş. Üretim sürecinden kaynaklanan atmosfer, toprak ve su kirlilikleri neredeyse yok denecek kadar az. Doku, dökümlülük, renk, canlılık açısından diğer kumaşlardan çok daha iyi... Tüylenme eğilimleri az olduğu gibi daha yumuşak, ipeksi ve rahat... Doğal selüloz ipliklerden oluştuğu için de dokunulduğunda serin his veriyor, bakımı da azaltıyor.
***
İnsanların alışkanlıkları değişiyor. Dünya bu alanda iyi olanların öne çıkacağı bir döneme giriyor.
Yani tüketici kaliteli bir ürün istediği kadar hangi yöntemlerle ve nasıl üretildiğini de sorguluyor.
Kullanılan ürünün ne kadar çevreci, doğa dostu olduğu da tercih özelliklerinden biri haline geliyor.
Sözüm herkese; öyle artık mış gibi, miş gibi yapma dönemleri kapanıyor.
Birileri artık bizi gözetliyor.
Hem de 24 saat, 365 gün gözetliyor.
***
Yılmazipek’in hikayesine dönecek olursak.
Bu kumaşı Zara kendi bünyesindeki Join Life programına dahil etmiş.
Pastel by Yılmazipek markasının yanına Zara etiketini koymaları şartıyla işbirliği başlamış.
Bu durum bir Türk markası için ilk...
Güzel olan Zara bu kumaşın markasında fark yaratacağına inandığı için bu teklifi de kabul etmiş.
Bunun gibi çok örnek olay var.
Yeter ki; dediğim gibi gerçek gündeme dönelim, farkımızı gösterelim.

Çevreye duyarlı ürünler
artık tercih edilecek
YILMAZİPEK ailesinin üçüncü kuşağı Mehmet Yılmazipek... Ailenin sektöre kazandırdığı ilkler de çok fazla...
Türkiye’deki ilk ipek kadın çorabı ipliğini üretmişler.
İlk ameliyat ipliği, yelken bezi, bakır tel dokuma, roketlere konmak üzere 2 bin metre uzunluğunda kesiksiz iplik üretimi, paraşüt kumaşı gibi ilginç üretimler de var.
Mehmet Yılmazipek şöyle diyor.
“2030 yılına kadar bütün büyük markalar çevreye duyarlı ürünler üretmek üzerine yoğunlaştı. Fillsens’i bu değerin farkına varan, yeni nesil tüketiciler için yaptık. Marka olarak ürettiğimiz kumaşların sadece moda ve güzel olmasını değil, çevreye ve insana saygılı olmasını da önemsiyoruz.”
Yeni dünya işte böyle bir dünya olacak.
Tekrarlıyorum.
Fark yaratan kazanacak.
Dün de öyleydi, bundan sonra da öyle olacak.
Bizim boyozu artık herkes biliyor
İZMİR’in boyuzunu artık herkes biliyor.
Yakın bir geçmişe kadar bize gelen misafirlerimize “Sizin oralarda bulamazsınız” diyerek ikram ettiğim boyuz teklifime “Biz her pazar alıp yiyoruz” cevapları gelmeye başladı.
Bir de artık Amerikalılar, Avrupalılar da biliyor.
Geçen yıl Atlanta’ya yakın arkadaşlarıma giderken ne istediklerini sordum; “Boyoz, simit getirme. Burada var” dediler.
Mim Grup Ceo’su Musa Turan’a sordum, bu durumu...
Smyrna Boyoz’un üreticilerinden Musa, şöyle konuştu.
“Türkiye’de çeşitli büyük marketlerde boyozu donuk olarak satışa sunduk. Önümüzdeki yıl ise 81 ildeki süpermarketler aracılığıyla her eve ulaşacağız. Boyozda her ülkenin kendine has tadını yakalayarak dünyadaki metropol kentlerde var olmak istiyoruz. Hedefimiz önce Avrupa’da ve Amerika’da büyümek, daha sonra Çin’e kadar gitmek. Bu sadece bir lezzet değil, kültür hareketi. Kruvasan da aynı toprakların kültürü ama bugün Fransız ürünü olarak biliniyor. Boyozumuza sahip çıkmak işte bu yüzden çok önemli.”
Paylaş