EXPO’ya aday olmalıydık

TÜRKİYE büyük organizasyonlarda hep olmalı. Örneğin olimpiyatlar, örneğin şampiyonalar, örneğin EXPO...

Haberin Devamı


Şampiyonlar Ligi finali İstanbul’daydı ve bizim için önemli bir tanıtım fırsatı oldu.
İzmir’in adaylığıyla EXPO’yu iki kere denedik, olmadı. Ama bunda ısrarcı olmalıydık.
Çünkü İzmir birçok BİE üyesinin aklına kazınmıştı. Kente gelip ziyaret etmişler ve tanımışlardı.
2030 doğru bir tarih olabilirdi ama bu fırsatı kaçırdık.
Fransız medyasını tararken EXPO için Paris’te yapılan sunumları okudum.
Suudi Arabistan son dönemde birçok konuda atakta... Sporda önemli yıldızları ligine almaya başladı. Suudi takımlarının UEFA listelerine alınması konusunda da lobi yapılıyor.
EXPO 2030’a Suudi Arabistan, İtalya’nın Roma ve Güney Kore’nin Busan’ı aday...
Suudi Arabistan’ın teması “Değişim Çağı: Öngörülü Bir Yarın için Birlikte...” başlığını taşıyor. Ve kazanırsa 40 milyondan fazla ziyaretçi bekliyor.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ve İklim Elçisi Adel Al Jubeir’in konuşmasını dinledim. Diyor ki; “2030 bizim için önemli bir yıl. Dünyanın Suudi Arabistan’ı görmesini istiyoruz.”

Haberin Devamı

EXPO’ya aday olmalıydık

Suudi Arabistan Riyad’ın kuzeyinde yeni bir fuar bölgesi inşa edecek.
Riyad Şehri Kraliyet Komisyonu Peyzaj Mimarlığı Direktörü Lamia AlMuhanna, her katılımcı ülkenin kendi pavyonuna sahip olacağını ve bazılarına Suudi Arabistan’ın sponsor olacağını söyledi.
Fuar bölgesi Expo’nun simgesi olacak şekilde tasarlanmış fütüristik bir anıta ev sahipliği yapacak.
Ekonomisini petrole bağımlılıktan farklı bir vizyona geçiş yapan Suudi Arabistan’ın hedefi 2030’u almak.
Ev sahibi şehir için kasım ayında oylama yapılacak.
Elbette İzmir’in olmasını çok isterdik.
Ama İzmir mutlaka böyle bir organizasyona evsahipliği yapmalı.

EXPO’ya aday olmalıydık

 
Bir Arda Güler örneği

TÜRK futbolu yıldız oyuncu çok ender yetiştiriyor. Onları da elinden kaçırıyor. Son dönemin en çok konuşulan isimlerinden biri de Fenerbahçeli Arda Güler... Arda daha 18’inde değil ama Avrupa futbolunun en önemli gündem maddelerinden biri…
Her gün adı bir başka takımla anılıyor.
Aralarında Real Madrid de var; Barselona da, Manchester City de, Sevilla da...
Herkes gibi ben de bir Türk futbolcusunun dünyanın en iyi liglerinde ve kulüplerinde oynamasını çok isterim.
Bu yeteneklerden daha fazla yararlanmamız ve kariyer planlarını daha iyi yapmamız gerekmiyor mu?
Örneğin Arda...
Belli ki Fenerbahçe’de kalmayacak ama takımında biraz daha kalması, kendini geliştirmesi ve gelecek planlarını kulübüyle birlikte yapması geremez mi?
Bütün büyük oyuncular böyle yapıyor.
Her birinin menajeri profesyonel ve yön verdikleri oyuncuları marka yönetir gibi işliyorlar.
Birçok konuda olduğu gibi bizde menajerlik aile üyelerine bırakılmış durumda.
Ya da belirli konulara odaklanmış bir menajerlik sistemiyle yürüyor.
Aslında konu Arda Güler değil.
Arda o örneklerden sadece biri...
Türkiye’nin her alanda kalıcı başarılara imza atması için kurumsal bir hafızaya ve yönetime ihtiyacı var.
Futbol sadece futbol değildir.
Artık sporun her alana eğlence dünyasının bir parçası ve büyük bir endüstri...
Bu endüstriyi büyütmek bizim elimizde çünkü yeni yetenekler geliyor, sportif başarılarımız artıyor.
Bunun sürdürülebilir olması için de çok iyi bir stratejiye sahip olmalıyız.

Haberin Devamı

EXPO’ya aday olmalıydık

 
Turizm artık değerler
üzerinden yapılıyor

“SOKAĞA taşan müziğe karşıyım” diye yazdım; o kadar çok mesaj geldi ki...
Elbette Bodrum’da, Çeşme’de, Marmaris’te, Antalya’da, turizm merkezlerinde eğlence de olacak.
Ama bunun bir standardının olması da gerekmez mi?
Dünyanın hiçbir yerinde açık alanda sabaha kadar müzik olmaz.
Olursa da ayrılan özel alanlarda ve yine teknik tedbirleri alınması şartıyla olur.
Bunu yazınca çok sayıda işletme sahibi arkadaşım “Turizm nasıl gelişecek” diyor bana...
İyi de turizm böyle gelişmez.
Turizm koruyarak gelişir.
Korumamız gereken kimliklerdir.
Ve her yerin kendi kimliği olduğunu unutmayalım.
Alaçatı ve Çeşme’yle Bodrum’u, Bodrum ile Antalya’yı kıyaslamayalım.
Her birinin ayrı özellikleri var.
Ve aslında turizm artık bu değerler üzerinden yapılıyor.

Haberin Devamı

 
Şehrin sessizliğini
yaşamak lazım bazen

BAYRAMDA, uzun tatillerde İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da ya da bulundukları şehirlerde kalıp o sakinliği yaşayanlar en doğrusu yapıyor.
Kent size kalıyor...
Ben o sakinliği seviyorum.
Tabii bazen kalabalıklar içinde yalnız kalmayı da seviyorum ama o şehir sessizliğinin yeri bende çok ayrı...

Yazarın Tüm Yazıları