EXPO yarışını bırakmayalım

EXPO’yu kazanamadık.

Haberin Devamı

Ama İzmirliler olarak müthiş bir mücadele verdik ve deneyim kazandık.
Eğer kazınmış olsaydık; adres belliydi. İnciraltı’nda yapacaktık.
Kaç kez yazdım.
O günün hedefleri ve stratejileri doğruydu; EXPO için düşünülen projeler de bu bölge için lazımdı.
Bazıları yapıldı, bazıları tozlu raflarda bekliyor, belki sıra gelirse bir gün akla gelir.
Ama şu İnciraltı meselesini bizim artık çözmemiz gerekir.
Burada 1 metrekare değil; 1 santim yerim olmadığı için rahatlıkla yazıyorum.
İnciraltı’nda artık mağdurlar oluşmaya başladı.
Arsası olup bakamayanlar, emlak vergisini ödemekte zorlananlar var.
Baktım geçen gün gün İnciraltı Gelişim Derneği Başkanı Tayfun Karabulut, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a bir mektup yazarak seslerini duyurmaya çalışmış.
Karabulut mektubunda “Son olarak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile bölgemizin turizm koruma ve gelişim bölgesi olduğu güncellenerek, tescillenmiştir. 20 yıl önce başlayan sulardaki borlanma ve son yıllardaki yapılaşmalar sonucu oluşan yoğun tuzlanma ve klor sorunları nedeni ile bölge tarım vasfı tamamen bitmiş durumdadır” demiş.
Özetle bu bölgede tarım yapmak mümkün değildir demiş.
İzmir’in en değerli bölgelerinden biri olan İnciraltı, kimliği bozulmadan yeniden yapılandırılmalıdır.
Tayfun Karabulut Cumhurbaşkanlığı’na yazmış ama ben de kendi köşemden bu konunun altını bir kez daha çizmek istedim.
Bu değişiklikleri yapalım.
Sırası gelmişken Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a ben de şunu söylemek isterim.
Pandemi sonrasında fuarcılık yeniden yorumlanıyor.
Küçük EXPO’ları yaptık, yapıyoruz.
Dubai’de bir kez daha gördük ki; EXPO’lar bundan sonra da hepimizin gündeminde olacak.
İzmir önemli bir deneyim kazandı ve Türkiye bunu iyi değerlendirmeli.
EXPO’ya yeniden aday olmalıyız.
Çünkü bu hem İzmir’in, Türkiye’nin hakkı; hem de büyük organizasyonlar yaparak dünyaya daha güçlü mesajlar vermeliyiz.

Haberin Devamı


Siyasette dijitali
bakalım nasıl kullanacağız

FRANSA’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Macron birinci çıktı. İkinci sırayı Le Pen aldı. Şimdi ikinci tura gidiliyor. Geçen gün de yazdım. Fransız seçimlerinde son teknolojiler kullanıldı.
Hatta Macron Minecraft dünyasına bile girdi.
Oralarda kampanyalar yapıldı.
Genç seçmenin ilgisini çekmek için her türlü araç kullanıldı.
Yaz sonrasında Türkiye de seçim sürecine girecek.
Bakalım Türkiye’de siyasiler hangi metotları, yöntemleri kullanacaklar.
Köşemde bazen yazıyor ve uyarıyorum.
30 yılı geçen bir süredir gazetecilik yapıyorum.
Siyaset bir kere sokakta yapılır, halkın içinde, sivil toplum örgütleriyle birlikte olur.
Günün gelişen, değişen koşullarına göre şekillenir.
Dijital fırsatlardan da yararlanılır, farklı iletişim stratejilerinden de...
Basın bülteni siyaseti ve siyasetçiliğinin çok gerilerde kaldığını hatırlatmak isterim.

Haberin Devamı


İstanbul’u yeniden keşfettim

ESRA Gezginci’yi geçenlerde yazmıştım.
“Best Of Turkey Awards” ödüllerinde yılın parlayan oyuncusu seçilmişti.
“Yedinci Koğuştaki Mucize” filminde kaymakamın karısını canlandırmıştı. Uluslararası alanlarda ödüle değer görülmüş “İki Şafak Arasında” adlı filmdeki Hanife karakteri, “Her şeye Rağmen” adlı filmdeki Nesibe karakteri, “Arka Sokaklar” adlı televizyon dizisindeki Seda karakteri, “Son Yaz” adlı televizyon dizisinde Banu karakteri, “Giderayak” adlı komedi filminde Ece karakterini oynadı. Ayrıca birçok reklam filminde ve İçişleri Bakanlığı’nın kamu spotlarında oynadı.
Esra Gezginci, Türkiye’nin değerlerini, geleneklerini, kültürünü anlatmak için NTV’de bir programa başladı. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü de programa destek oldu.
Esra; NTV’de yayınlanan programda İstanbul’un en özel yerlerini, mekanlarını az bilinen esrarengiz öyküleriyle anlattı, anlattırdı.
Programın ismi “Esra’rengiz İstanbul”du ve ben her bölümünü büyük bir keyifle izledim.
Esra’yla konuştum geçen gün...
“Seyircilerden güzel yorumlar geldi. Kapalı alan korkum olmasına rağmen daha önce hiç girilmeyen ve bilinmeyen dar ve derin sarnıçlara bile girdim. Kamera böyle bir şeydir. O an insan her şeyi unutuyor ve yaptığın işe konsantre oluyorsun. Programda birçok ilki de yaşadık, yaşattık. İlk defa Topkapı sarayının altındaki sarnıçlara girdim, Yavuz Sultan Selim Cami altındaki sarnıç ilk defa görüntülendi. Haydarpaşa garındaki askeri sığınağı anlattık. Dolmabahçe sarayında ilk defa saat kulesi içi ve salonunun altındaki ısıtma sistemini çektik.”
Ben programların çoğunu izledim, kaçırdıklarımı da dijital platformlardan izliyorum.
Ve İstanbul’u yeniden keşfediyorum.

Haberin Devamı

EXPO yarışını bırakmayalım


Nisan’da kar

HAFTA sonu Ayvalık’taydım, hava 25 dereceydi. Ama lodos olunca sersem oldum. Lodos bana iyi gelmiyor. Hafta başı ise kışı aratmıyordu. Hatta kar uyarıları yapan uzmanlar bile oldu. Olsun... Baharı hissetmek bile güzel.

Yazarın Tüm Yazıları