EXPO adaylığında ısrarcı olalım

Hatta şehirler arasındaki rekabet çok daha yoğun yaşanıyor.
Türkiye’nin şanslı olduğu bölgeler ve şehirler var.
Örneğin Antalya turizmde önemli merkezlerden biri ve tesisleriyle rakiplerine fark atıyor.
Örneğin Bodrum; Fransız Rivierası’na rakip diyebiliriz.
Örneğin Göcek; İtalya’nın sahillerinden daha fazla ilgi çekiyor artık...
Ve tabii İstanbul; bir buluşma noktası haline geldi.
İzmir’i de bu listeye alabiliriz.
Hem de İzmir’i merkeze alıp Çanakkale’den Antalya’ya kadar olan geniş bölgeyi de dahil ederek düşünebiliriz.
Paris, Londra, Barcelona, Berlin gibi önemli marka şehirlerin ortak özellikleri var.
Bu şehirlere gitmek için birçok neden var, her gittiğinizde de farklı alternatifler karşınıza çıkabiliyor.
O yüzden uluslararası büyük organizasyonlara ihtiyaç var.
Şampiyonalar, festivaller, kongreler, turnuvalar markalaşmayı hızlandırıyor.
Aslında İzmir EXPO’yu alabilmiş olsaydı; çok farklı şeyler olacaktı.
Sadece İzmir değil; çevre illere de büyük katkı sağlanacaktı.
Pandemide gördük ki; EXPO temamız hala güncel ve işlenmesi gereken bir konu...
“Herkes için sağlık” dilemiş ve istemiştik.
Bu arayışlar devam ediyor.
EXPO adaylığında ısrarcı olalım.

Dünya kupasını
şans görüyorlar

KATAR FIFA Dünya Kupası için bir milyondan fazla ziyaretçi bekliyor.
Bu tanıtımla da 2030 yılına kadar yılda altı milyon turistin geleceğini düşünüyor.
Doha dünyanın en hızlı büyüyen şehirlerinden biri...
Çok sayıda yeni otel açıldı.
Dünya Kupası’nı almalarından sonra altyapıya 220 milyar dolar harcandı. Bu birçok alanda yatırımların artmasına da yardımcı oldu. 150’den fazla yeni inşa edilen otelin turnuva bittikten sonra da dolu olması bekleniyor.
KOVID 19 salgını küresel konaklama sektörüne en az 130 milyar dolar kaybettirdiği söyleniyor.
O yüzden pandemi sonrasında turizmde bir patlama yaşandı.
İşte Doha gibi destinasyon olmaya aday bazı şehirler ve ülkeler Dünya Kupası’nı bir şans gibi görüyor.
Bizim eksiğimiz bu organizasyonlar işte...
Dünyanın dikkatini çekecek büyük organizasyonları yapabilmeliyiz.

Büyük bir ilgiyle izliyorum

ELON Musk Twitter’da radikal bir karara imza atmaya hazırlanıyor. Önce “Trump, Twitter’a dönsün mü?” anketi başlattı, sonrasında eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Twitter hesabını yeniden aktive edildi.
Musk şimdi de “genel af” için kamuoyu yoklamaları yapıyor.
Yasaları çiğnemeyen herkesin bu aftan yararlanmasını istiyor.
Ben Twitter’daki gelişmeleri ilgiyle izliyorum.
Ve sonuçlarını da merak ediyorum.
Musk’un girişimciliğine kimsenin itirazı olamaz.
Tesla gibi önemli bir markayı zirveye taşımış, uzay teknolojileri konusunda cesur hamleler yapan, ezberleri de bozan biri...
Ama medya farklı bir konu...
Yaptığı hiçbir işe benzemez, benzemiyor.
Ve orada yapılacak en ufak yanlış, hata, eksiklik hiç beklenmedik gelişmeleri tetikleyebilir.
Ve bugünün kullanıcısı, tüketicisi alışkanlıklarını her an değiştirebiliyor.

Sosyal medyayı yönetmek
profesyonellik ister

BAZEN sosyal medya hesabı yönetmek şirket yönetmekten daha zor olabilir. O yüzden hem şirketlerin, hem de bireysel her kullanıcının çok dikkatli olması gerekir. Belki de profesyonelce yardım alarak bunu yapmalısınız. Çünkü inanın insanlar bir kelimeden, bir fotoğraftan etkilenebiliyor. Ve sizin yıllarca, iğneyle kuyu kazar gibi yaptıklarınız bir mesajla yıkılabiliyor.
Yeni dönemin en önemli işlerinden biri de bu olacak.
Sosyal medya yöneticiliği...
Sadece şirketler değil, bireysel olarak da bu uzmanlardan yararlanacağız.