Paylaş
Orman Bakanlığı Efes Antik Kenti’ni denizle buluşturmak için proje hazırladı.
Yani 2500 yıl sonra Efes denizle yeniden buluşmuş olacak.
Proje tamamlandığında 6 kilometrelik bir kanal açılmış olacak ve yatlar Efes Antik Kenti’ne kadar gidecek.
Tıpkı geçmişteki, tarihteki gibi...
Bu proje beni Formula 1 projesinin tartışıldığı günlere götürdü.
Formula yarışları dünyada en fazla seyirci çeken organizasyonların başında geliyor.
O yüzden bir gazeteci olarak yatırımın İzmir’de yapılmasına çok destek verdim.
Elbette yalnız değildik, İzmirliler doğru yerin burası olduğunu anlatmaya çalıştılar.
Ne yazık ki; yeri önceden belirlenmiş bu yarışta İzmir kullanıldı.
Proje İstanbul’a gitti, ama birkaç yılın sonrasında yarışlar İstanbul’dan da alındı.
Pistin ne olduğunu, ne olacağını şimdi bilen yok.
Türkiye için bu atıl bir yatırım oldu.
Oysa İzmir’de olsaydı, durum değişebilirdi.
Bölgenin kalkınması için Formula yarışları itici bir güç olabilirdi.
Selçuk’ta düşünülen bu pist için o günlerde bugünkü ihale benzeri yatırımlar önerilmişti.
Efes Antik Kenti ile denizin buluşturulması yüksek sesle konuşulmuştu.
O yüzden kanalın açılacak olması sevindirici bir gelişme...
Moda, Caddebostan
şimdi de Alsancak
GEÇEN gün Alsancak’ta kısa bir yürüyüş yaptık.
Geçmişte buralarda mağaza açmak olay olurdu.
Dükkanların değil kapanması, boş kalması bile düşünülmezdi.
Şimdi ise hava değişmiş gibi gözüküyor.
Bir kere dükkan kiraları uçmuş gidiyor.
Bu kiralarla bir yer açmak öyle kolay değil.
Çok bilinen, tanınan markalar kendilerine güvendikleri için bir deneme yapıyor olabilir.
Ama uyarıyorum; bunun da bir sonu ve limiti var.
Yani önümüzdeki yıllarda “Vazgeçiyoruz” derlerse mülk sahipleri geçmişin rakamlarını birbirlerine anlatır dururlar.
Peki ne olacak?
Bir süredir benzer gelişmeler İstanbul Moda, Caddebostan civarında da yaşanıyor.
Beyoğlu’na gidenler görüyordur.
Moda ve Caddebostan’da mağazalar uzun bir süre boş kaldı, tıpkı Alsancak gibi...
Şimdi bir hareketlenme olduğu görülüyor.
Birkaç arkadaşıma sordum...
“Kiralar eskisi gibi değil. İstekler eskisi gibi uzun değil...”
Yani anlıyorum ki; mülk sahipleri isteklerini biraz daha makule çekmişler.
Öyle gözüküyor ki; Alsancak’ta kafeler dışında yatırım yapmaya istekli yerler yok.
Onlar için de bazı şartlar gerekli.
Apartman izni, teknik şartnameler, ruhsat süreçleri filan...
Yani Alsancak’ın yeniden cazibe merkezi olması için herkesin biraz daha düşünmeye ihtiyacı var gibi gözüküyor.
Ve Kemeraltı
GEÇENLERDE Konak tarafında biraz işim vardı. Kemeraltı’na dalıp, sağa sola baktım.
Birincisi eksi kalabalık yoktu.
İkincisi benim çocukluğumun, gençliğimin Kemeraltı’sından eser yoktu.
Peki ne yapacağız, dünyanın en ünlü çarşılarından biri olan Kemeraltı’nı...
Söyleyeyim.
Gündüz yaşayan, geceleri gezmekten korkulan bir yer olmaz.
Kentin bu kadar göbeğinde olup da hiç yararlanılamayan bir bölge olmaz.
Acilen Kemeraltı için yasa gereklidir.
Turizm amaçlı bir planın yapılması ve Kemeraltı’nın İzmir ekonomisine yeniden kazandırılmasını istiyoruz.
Bunun için de merkezi hükümetin iradesi, yerel yönetimlerin desteği şart.
Medya olarak biz desteğe hazırız.
Yeter ki, Kemeraltı Yunanistan’da örnekleri çok olan Plaka, Pisiri gibi bölgelere benzesin.
Gündüz kalabalığı gece de yaşansın.
Yunanistan ve İspanya’ya yaradı
TÜRK turizminin biraz zayıf gitmesi Yunanistan ve İspanya’yı yıldızlaştırdı.
Otel fiyatları Paris’e yaklaşmış durumda...
Bu da gösteriyor ki; Türkiye’nin yeniden tanıtım atağı başlatması gerekiyor.
Fuarlara katılmak kadar televizyon reklamları ve gazetelerin kullanılması şart.
İyi yazılar, iyi haberler ve uzun vadeli tanıtım her zaman sonuç veriyor.
Yunanistan ve İspanya bunu yapıyor, tanıtımı hiç kesmiyor.
Zaten tanıtım kesilmeyecek bir şeydir.
Paylaş