Paylaş
Örneğin Marsilya...
İç denizinde binlerce tekne bağlıdır, marinalar sıra sıra kenti sarmıştır.
Örneğin Atina; Pire’den Glifada’ya kadar 20’den fazla marina yine binlerce tekneye ev sahipliği yapar.
Örnek çok...
Benim İzmir hayalimde böyle bir Körfez var.
Denizin daha iyi kullanıldığı, daha renkli bir yer...
***
İzmir’e bir değil, birkaç marina lazım.
Körfez’de tekneler olmalı, gençler yelken yapmalı, vapurlar 24 saat çalışmalı.
Bazı girişimler oldu, bazı sözler verildi ama hiçbiri olmadı.
Ben bu yeni dönemde bu yatırımların hayata geçmesini bekliyorum.
Konak Pier’den Pasaport’a kadar olan bölge mutlaka değerlendirilmeli.
Levent Marina genişletilmeli.
Karşıyaka’ya, Mavişehir’e bir marina o bölgeye hareketlilik getirir.
Bunlar kısa sürede hayata geçebilecek projeler ve her seçim döneminde söz verilen yatırımlar...
***
Ve elbette körfez geçiş projesi...
Bugün olmazsa yarın yapmamız gereken önemli bir yatırım...
İkinci çevre yolu da yapsanız, alternatif yollar da planlasanız, körfezi birleştirmediğinizde ulaşımın bir yanı eksik kalır.
Bu da körfezi birleştirerek olacak.
Belki proje yeniden konuşulabilir, bazı değişiklikler yapılabilir.
Ama ben İzmir için körfez geçişin şart olduğunu düşünenlerdenim.
Bazı çevreler bunu sadece Çeşme bağlantısı diye yorumluyor.
Oysa İzmir büyüyor.
Kentin sanayi, liman yatırımları kuzeye doğru yayılıyor.
Ama güneyinde, yani yarımadasında nüfus da artıyor.
O yüzden bu birleşme İzmir’in ekonomik potansiyelini de güçlendirecektir.
Sadece Çeşme bağlantısı diye düşünmek çok yanlıştır.
***
Özetle...
Körfez renklenmeli, canlanmalı daha işlevsel hale getirilmeli.
Kalp masajı gibi
İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Arkas işbirliğiyle düzenledikleri İzmir Körfez Festivali’nin basın toplantısında hoşuma giden bir yorum yaptı.
Dedi ki...
“Biz denizsiz olamayız. İmbatıyla, sahiliyle İzmir bir deniz şehridir. Bu yüzden yeni projeler geliştirirken İzmir’in denizle bağını hiç unutmuyoruz. Şehirleri güzelleştirenin, değerini artıranın orada yaşan insanlar olduğunu unutmamalıyız. Şehirdeki insanlar mutlu değilse bir şeyleri eksik yapıyoruz demektir. Bu festivaller aynı zamanda insanların birbiriyle kaynaşmasının da bir aracıdır.”
Ve bir benzetme yaptı.
“Kalp masajı gibi” dedi.
Doğrudur; kenti güzelleştiren her şey bir kalp masajı gibidir.
Çocuklarımızın denizle
ilgili hayali olsun
BERNARD Arkas da güzel bir yorum yaptı.
O da dedi ki...
“Hayalim çocuklarımın ve onların çocuklarının körfezle iç içe yaşaması. Kafalarını kaldırdıklarında yelkenlileri görmeleri. Ümit ederim ki bu yarışlar daha sık olur. Bir gün körfezimiz yelken yapan insanlarla dolar...”
Oğlum Atlas; yazın Çeşme’de Arkas Yelken’e gidip yelken öğrendi ve çok sevdi.
Kışın da gitmek istiyor.
Ama önemli olan daha geniş kitlelere bu sporu yaptırmamız.
İzmir’de yaşayan herkesin denizle iç içe olması lazım.
Belki bu yarışlar bunun ateşleyicisi olur.
Ama önce şu marinaları yapmamız gerekiyor.
İki önemli sanatçı
İKİ önemli sanatçıyı sonsuzluğa uğurladık. Süleyman Turan ve Dinçer Sümer... Süleyman Turan çocukluğumuzun, gençliğimizin unutulmaz oyuncularındandı. Dinçer Sümer ise İzmir’in Türkiye’ye kazandırdığı önemli oyuncu, yazar ve yönetmenlerindendi. Her ikisi de is değil, iz bıraktılar. Nurlar içinde yatsınlar...
Paylaş