Paylaş
Bir buçuk yılda 4 seçimden sonra, şimdi de referandum için tercihimizi kullanacağız.
İki seçenek var, ‘evet’ ya da ‘hayır’...
Halkın tercihi her şeyin üstündedir.
Demokrasinin güzel yanı da bu...
Aslında Türkiye’nin gücü de buradan geliyor.
Bu coğrafyada 4 seçim, bir referandum yapmak hiç de kolay değildir.
Bazen gücümüzü hafife aldığımızı düşünüyorum, bazen de tam tersi oluyor.
Gücümüzü bilelim, ama daha iyisini istemekten, özeleştiri yapmaktan da kaçınmayalım.
Evet ya da hayır, ama daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha fazla bireysel özgürlükler...
Ve daha fazla vicdan, daha fazla hakkaniyet, daha fazla samimiyet, daha fazla gerçeklik...
Daha çok gelecek...
Gazeteci olunca, gittiğim her yerde bu soruluyor.
“Evet mi önde, hayır mı?”
Gazeteciyim, bir anket firmasının yöneticisi değil.
Ama bunları söylüyorum.
“Daha fazla demokrasi” diyorum.
Siz de deyin...
Kalpler bir olsun
SLOGANI çok sevmiştim, gece de muhteşem oldu.
İzmir Hilton’da, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nin “Taşınabilir Kalp Tarama Cihazı” ihtiyacı karşılamak için bir gece düzenlendi.
Gecenin sloganı “Kalplerimiz Bir” idi.
Cihaz bir cep telefonu büyüklüğünde, ama faydası çok fazla...
Sadece geçen yıl Behçet Uz’da 30 bin çocuğun kontrolü yapılmış.
Hastane, şimdi bu cihazla geniş alanda tarama yapılabilecek.
Böylece çocuk yaştaki kalp rahatsızlıklarını erken teşhis etme ve müdahale şansı doğacak.
Cuma gecesi İzmir ile bir kez daha gurur duydum.
Hem salon doluydu, hem de ilgi çok fazlaydı.
İzmirliler sosyal sorumluluk projesi olunca her zaman destek verir.
Bu geceye katkı sağlayan çok sayıda kurum ve kişi vardı.
Ama bunlar arasında şu isimleri unutmamak gerekir.
Birincisi Behçet Uz Vakfı’nın Başkanı Ülkü Karlı, çok uzun yıllardır bu konuda mücadele veriyor. Bunun en yakın tanıklarından biriyim. Bu gece sayesinde vakıf daha geniş kitlelere kendini anlatma imkanı buldu.
Ferah Sancak ve Folkart Ailesi’nin de katkılarını unutmamak gerekir. Hem gecenin sponsoru oldular, hem de fikrin takipçileri...
Emeği geçen herkese ben de teşekkür ederim.
Podyumda İzmirli dostlar
GELELİM geceye...
Podyuma çıkanlara...
Alev Çakaloğlu, Aslı Önder, Melis Akman, Nesligül Sarıgözoğlu, Özlem Akgerman, Seda Ertan Tezol, Sinem Özusta, Şela Habif, Tuğçe Akman, Yüksel Ak, Özge Kural.
Oğuz Özkardeş, Yalım Temizocak, Necati Ateş, Alphan Veryeri, Başar Karcıoğlu, Mesut Sancak, Bülent Akgerman, Hakan Akman, Olivier Vetter, Ersin Tezol, Temel Aycan Şen.
Bakar mısınız isimlere…
Hepsi arkadaşım, İzmirlilerin yakından tanıdığı isimler...
Her biri çok iyiydi.
Seda Tezol ve Yüksel Ak, podyumların çok yakından bildiği isimler... Zaten iki başarılı isim, onlar çok iyiydi.
Ama ya diğerleri...
Valla hepsi podyumlara devam edebilir.
Görebildiklerime takıldım.
Bülent Akgerman, ne sağa ne sola baktı, profesyonel bir manken gibi gözlerini spotlara odakladı ve muhteşem bir seramoni yaptı.
Hakan Akman’ın iyi dans ettiğini biliyordum, ama iyi de bir mankenmiş.
Yalım Temizocak ve Alpan Veryeri hem iyi yürüdüler, hem de ellerindeki çiçekleri eşlerine vererek büyük alkış aldılar.
Ersin Tezol, yine farklıydı, papyon serbest, finali de yine kendine göre yaptı.
Şela Habif, Yüksel Ak ve Seda Tezol kadar iyiydi.
Temel’e mesaj attım, “Podyumlara devam” diye...
Mesut Sancak’ın oğullarıyla podyum pozunu çok sevdim.
Güzel bir geceydi.
Siyasetçinin anlatacakları çok
GEÇEN haftayı yoğun bir siyasi trafikle geçirdik.
Bu hafta da öyle olacak.
Birçok bakanın, siyasetçinin programını takip ettim.
Siyaset gerçekten ilginç bir şey...
İnsan politikaya atılınca daha çok anlatmak istiyor.
Normal, anlatılacaklar o kadar çok ki...
Ama şu da var.
Hiç özeleştiri yok.
Yani “Şunu yanlış, şunu eksik yaptık, şuralarda hatalarımız oldu” demek yok.
Kendimden örnek vereyim.
Birincisi, bu kadar çok siyaset konuşmuyorum.
Hatta gazeteden çıkınca hiç siyaset konuşmak istemiyorum.
İkincisi, genelde olaylara “daha iyisini nasıl yaparız, nereleri eksik yapıyoruz, düzeltiriz” diye bakıyorum.
Anlıyorum ki, benden siyasetçi olmaz.
Paylaş