Çevrecilerle dost sohbeti

Önce şunu hatırlatayım.

Haberin Devamı

Türkiye’deki önemli çevreci hareketlere her zaman destek verdim.

Yatağan’ı hiç unutmadım.
Defalarca gittim, haber yaptım, fotoğraflar çektim.
Günlerce dizi yaptım, televizyonlarda anlattım.
Yatağanlıların sıkıntılarını belki de en fazla anlatanlardan biriyim.
Ersin Faralyalı o dönemde Enerji Bakanı’ydı.
Faralyalı’yla kaç kere gittiğimizi unuttum.
Eğer bugün Yatağan’da biraz olsun bir düzelme varsa; adımlar o günlerde atılmıştır.
Ve bunda elbette çevreci hareketlerin büyük bir etkisi vardır.
Yine Bergama örneği var ortada...
Klasik bir halk mücadelesinin çok ötesindedir Bergama...
Hopdediks figürleri, tiyatral gösteriler, toplum desteği bulan söylemler, sloganlar, eylemler; hepsini yıllarca takip ettim.
Bugün oluşmuş bir çevre bilinci varsa; işte bu örneklerin büyük faydası olmuştur.
Biz gazeteciler için de konu çevre, hayvan hakları, sanat olunca dikkatimiz bir başka oluyor.
Medyanın bu bilincin oluşmasında, güçlü çevreci hareketlerin meydana gelmesinde büyük etkisi olmuştur.
Ama yıllar içinde şunlara da şahit oldum.
Kulaktan dolma bilgilerle, çevresel faktörlerle ve siyasi baskılarla bu hareketlerin bazıları yön de değiştirdi.
Örneğin “Olmaz, yapılmaz, bizim iznimiz olmadan yapılamaz” tavrına girildi.
Hepsi için söylemiyorum.
Ama bir çoğunda benzer yorumları duyuyorum.
Evet; geçmişin örnekleri iyi değildi.
Ve ne yazık ki hafızalarda kötü anılar bırakmıştı, bunu kabul ediyorum.
Ancak bu refleks bazen olabilecek, olması gereken projelerin de önünü tıkamaya başladı.
Bizler bazılarına dikkat çektikçe ya da destekleyen yazılar yazdıkça çevreci dostlarım beni eleştiren mesajlar atıyorlar.
Hepsinin eleştirmeye hakkı var.
Ama benim de var.
Çünkü 30 yılda sayısız çevre harekete destek vermiş biri olarak içim çok rahat...
Şunu iddia ediyorum.
Bugünün teknolojileriyle çevreyle barışık, çevreyle dost projeler de yapılabiliyor.
Eğer mühendislikten ve yeni teknolojilerden yararlanabilirseniz; hayal ettiğiniz birçok şeyi yapma şansına sahip oluyorsunuz.
“Olmaz...” demeden önce, bir bakmak lazım.
Çünkü ben “Olmaz” diyenlerin ne dediklerine bakıyorum, okuyorum, tartışıyorum.
Ama “olmaz” diyenler de; nasıl olabileceğine biraz baksınlar, kulak kabartsınlar.
Çünkü dünyada başarılı örnekler var.
Ve tamamı çevreyle barışık...


İzmir’in enerjisini seviyorum

Dün Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu’yla sohbet ediyorduk.
“İzmir’e gelince enerji buldum. Çok şanslısınız, kentin havası bile özel” dedi.
Buna benzer yorumları son dönemde çok sık duyuyorum.
Ve doğruyu söylemek gerekirse hoşuma gidiyor.
Çünkü ben de Bulgurlu gibi düşünüyorum.
Benim enerji kaynağım ailem, işim, dostlarım, sevdiklerim ve...
Tutkuyla sevdiğim İzmir...
İzmir’in enerjisini seviyorum.


Bu mağaza ödül alır

Arçelik İzmir’de çok özel bir mağaza açtı.
Buna deneyim odaklı deniyor.
Ve de yeni nesil...
Aslında tam bana göre; çünkü ben teknoloji mağazalarını gezmeyi çok seviyorum ve yenilikleri çok yakından takip ediyorum.
Çünkü teknolojinin hayatı kolaylaştıran ve değer katan kısmını çok önemsiyorum.
Ve kullanıyorum.
Elbette deneyimler yaşamak da çok hoşuma gidiyor.
Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu “Yeni nesil mağazacılık modelimiz ile müşteri odaklı, dijital perakende dönüşümü yolculuğumuzda çok önemli bir adım atıyoruz” dedi.
Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer ise “Arçelik, 62 yıldır öncü olduğu mağazacılık anlayışına yeni bir boyut getiriyor” diye konuştu.
Can Dinçer de İzmirlidir.
Ve İzmir’deki son dönemdeki gelişmelerden oldukça mutlu...
Dinçer; bu mağazayla uluslararası bir yarışmaya katılacaklarını söyledi.
Bence kesin ödül alırlar.

Haberin Devamı

Çarpıcı bir örnek

Bu yeni mağazanın açılışında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Koç Holding’in kurucusu Vehbi Koç ile ilgili bir anısını anlattı.
Dedi ki...
“Vehbi bey, girişimciler için çok özel bir örnektir. Arçelik’i kurduğu zaman 54 yaşındaydı. Şimdi marka Türkiye’nin en eski ve en köklü markalarından biri... Hiçbir şey için geç değildir, önemli olan cesaret etmektir.”
Çok güzel ve çarpıcı bir örnekti.


İzmir algısı

Ulusal, uluslararası birçok marka Türkiye’de ilk denemelerini İzmir’de yapardı. Eğer o ürün İzmir’de tutarsa, Türkiye piyasasında da tutar denilirdi.
Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer ile konuşurken, markaların bu deneyimlerini hatırlattım.
“Bizim için ve her marka için İzmir’in yeri ayrıdır” dedi.
Bu algının devam ediyor olması bence çok önemli...

Yazarın Tüm Yazıları