Paylaş
Geçenlerde İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş da dile getirmişti.
“Kordon’daki viyadükler için kamu zararı oluşacak diye hiçbir şey yapılmıyor” demişti.
Haklı...
Kordon’a yol yapılmasına o gün de, bugün de karşı çıkıyorum.
Belki Amerika’da örnekleri var ama hiçbir Avrupa ülkesinde kentin tam göbeğinden, en işlek yerinden, en fazla uğranan yerinden, en fazla konuşulan yerinden otoyol geçmez.
Dolgu başladığı günlerde de bunları yazmıştık.
Ama Türkiye’yi biliyorsunuz.
Gece yattık sabah bir kalktık; kamyonlar Kordon’a girmişti.
İtirazlara, durdurma kararlarına rağmen inşaatın bir kısmı tamamlandı.
Gördüğünüz, hafızalarımıza kazınan o viyadük ayakları işte o günden kalma...
Şimdi ne yapmak gerekiyor.
Ortada bir yanlış ve İzmirlilerin ortak bir görüşü olduğuna göre bir karar vermek gerekiyor.
Bu otoyol hiçbir zaman yapılmayacağına göre gereği de yapılmalıdır.
Beklemeye gerek de yoktur.
Nerede o eski yıldızlar
nerede o eski şarkılar
Bir yıldız daha sonsuzluğa gitti.
Türk sinemasının önemli oyuncularından Fikret Hakan aramızdan ayrıldı.
Tarık Akan, Zeki Alasya, Levent Kırca, Hakan Balamir son zamanlarda kaybettiğimiz değerlerimizdendi.
Siz de benim gibi mi düşünüyorsunuz?
Bu isimler Türk sinemasına imzasını atan, hafızalarımıza kazınan, çok önemli karakterlerdi.
Bugün de yeni sanatçılarımız yetişiyor.
Televizyonlar ve diziler sayesinde, oyunculuk da çok popüler oldu.
Bu sayede çok sayıda yeni ekran yüzü çıkıyor.
Ama birkaç kişi dışında Türk sinemasına damgasını vuran isim ne yazık ki yok.
O çok eleştirdiğimiz Yeşilçam sineması bile çok daha fazla karakteri bizimle tanıştırmıştı.
Sabun köpüğü dizilerle, komedi tarzı filmlerle de bu isimleri çıkarmak çok kolay değil.
Aynı şeyi Türk Sanat Müziği için de düşünüyorum.
Hala o eski şarkıları söylemiyor muyuz, hala o eski şarkılarla efkarlanıp, o şarkılarla neşelenmiyor muyuz?
Elbette bir genelleme yapmak istemiyorum.
Çok iyi bestekarlarımız, şarkılarımız var; ama yine de eskiler benim ruhuma çok daha iyi geliyor.
Fikret Hakan da nurlar içinde yatsın.
Şevki Figen’in iki uyarısı
İş dünyasının yakından tanıdığı Şevki Figen dertli...
İki konuyu yazmamı istedi.
Birincisi siyasi parti mitinglerinin Kordon’da yapılmasının doğru olmadığını söylüyor.
İstanbul’da olduğu gibi Yenikapı ya da Maltepe örneği İzmir’de de büyük bir meydana ihtiyaç olduğunu anlatıyor.
Kordon İzmir’in tam göbeğinde olan bir yer; parti mitinglerinin ya da sivil toplumun buluştuğu zamanlarda kent içi trafik allak bullak oluyor.
Neresi olur bilemem ama Şevki Figen’in bu önerisini dikkate almak gerekiyor.
İkinci uyarısı Gündoğdu Meydanı’ndaki Zübeyde Hanım heykeliyle ilgili...
Küçük ama İzmir’in en önemli merkezinde bulunan küçük bir heykel bu...
Şevki Figen diyor ki...
“Zübeyda Hanım İzmir’e emanet, Gündoğdu da İzmir’in gözbebeği bir yer. Heykelin bulunduğu yere onlarca motorlu gelip önünde park ediyor, köpeklerini gezdiren birçok kişi burada dolaşıyor. Ya bu heykel daha uygun bir yere taşınmalı ya da bakımı, temizliği daha titiz yapılmalı...”
Çok haklı...
Dikkate alınacağını düşünüyorum.
Japonlar gibi yapsak
Japonlar bir süredir yazları resmi toplantılar dahil ceket giymiyor. Tabii özel resepsiyonlar ve üst düzey devlet toplantıları hariç...
Ama günlük hayatın akışında ve o sıcak günlerde ceketleri gardroplara asıyorlar.
Şunu hesap etmişler.
İş yerlerinde daha fazla enerji tüketiliyor, klimaların dereceleri mecburen daha düşük çalıştırılıyor.
Giyilen eşyaların temizliği, ütüsü için daha fazla enerji harcanıyor.
Ve elbette renk uyumu, giysi seçimi daha kolay oluyor.
Yani hayatı kolaylaştırıyor.
Türkiye de sıcak bir iklime sahip ülke; özellikle bürokrasi şu ceketleri en azından yaz aylarında gardroba kaldırsa ne olur?
Ben şahsen kaldırdım.
Ve çok da rahat ettim.
Paylaş