Paylaş
Türk sanayisinde hayranlıkla izlediğim çok sayıda işletme bulunuyor.
Dünyayla rekabet edebilen, kaliteleri tescillenmiş, her coğrafyaya ihracat yapan şirketler bunlar...
Ağırlıklı İstanbul ve çevresinde olsa da; Ege Bölgesi’nin de önemli bir ağırlığı bulunuyor.
Geçenlerde hem İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde bazı firmaları ziyaret ettim, hem de Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde...
Hepsiyle bir kez daha gurur duydum.
Harika tesislerde, harika işlere tanıklık ettim.
O yüzden Türk sanayisini ilgiyle izliyorum.
Bu dönemde sanayicilik yapmanın ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyorum.
Yine de üreten bir ülkenin geleceği her zaman garanti altındadır.
Uzun bir süredir yazdığım bir konu daha var.
O da Türkiye’nin dijital teknolojilerde bir atak yapması gerektiği...
Sanayi 4.0’ı konuşuyoruz yakında 5.0’ı tartışacağız.
Geçmişte yaptığımız bütün eksik işleri tamamlamak için önümüzde bir fırsat bulunuyor.
Ve İzmir...
Gelecekte çok daha büyük bir paya sahip olabilir.
İzmir yazılımda, oyunda, dijital platformlarda; özetle start up’lar sayesinde öne çıkabilir.
Aslında güzel örnekler de oluyor.
Her birini sanayi tesislerimizi izler gibi izliyorum.
Bu şirketlerin yöneticileriyle, sahipleriyle bir araya geliyor ve beyin fırtınası yapıyoruz.
İşte o şirketlerden birini bugün size anlatacağım.
Litum...
İzmirli üç ortağın kurduğu bir şirket harikalar yaratıyor.
İşte öyküleri...
İzmir’den Şili’ye
İzmir’den ABD’ye
ÖZGÜR Ülkü ve Kamil Sözen bilgisayar, Alp Ülkü ise makina mühendisi...
Üçü de önce başka şirketlerde, başka sektörlerde çalışmış insanlar...
Ve bir gün bir araya geliyorlar.
Zaten Alp ve Özgür kardeş, Kamil de yakın arkadaşları...
Litum; bir yazılım şirketi ve çalıştıkları şirketlere çözüm ortaklığı yapıyorlar.
İlk tekliflerini Schneider Electric ve Tetra Pak’a veriyorlar.
Aslında yeni kurulan bir şirkete, ilk iş deneyimlerine güvenen bu iki uluslararası şirkete de bir alkış gerekir.
Sonuçlar iyi gelince her iki şirketin de global müşterileri haline geliyorlar.
Bu referans elbette yeni kapıları açıyor.
Litum; İzmir’de kurulmuş ve bütün dünyaya çok ilginç işler yapan bir şirket haline geldi.
Evet; İzmir’den ABD’nin birçok şirketiyle oturup konuşuyorlar, Avrupalı birçok kuruluşa danışmanlık yapıyorlar.
Kuveyt Savunma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Parlamentosu, Hırvatistan Savunma Bakanlığı, Fiat, Whirlpool, Dubai Ports World, Dubai Belediyesi, Abu Dhabi Belediyesi, Şili Sağlık Bakanlığı farklı çözümler getirdikleri yerlerden...
Teknoloji böyle işte...
İzmir’den Şili’ye, İzmir’den dünyanın herhangi bir yerine...
Böyle bir şansımız var, İzmir teknoloji şirketleriyle en iyi adres olabilir.
Paris metrosunda
imzaları var
LİTUM çok sayıda iş yapıyor ama ilginç bulduğum bazı projeleri aktarmak isterim.
Örneğin Büyük Paris metrosundalar...
Paris metrosu Avrupa’da yapılan en büyük inşaat projeleri arasında gösteriliyor. Toplam bütçe 35 milyar Euro’luk bir yatırım. Projeyi 12 ayrı büyük inşaat firması yapıyor.
Litum bu inşaatlarda kullanılan işçilerin güvenlik, gerçek zamanlı lokasyon takibi ve kaza önleme sistemlerini sağlıyor.
Kazılan tünellerde Litum’un geliştirdiği hassas konum tespit etme kabiliyetine sahip sensörler sayesinde; tüm işçilerin lokasyonları hassasiyetle gerçek zamanlı haritalarda takip ediliyor.
İşçilerin kasklarında Litum’un geliştirdiği elektronik cihazlar bulunuyor ve bunlar üzerinden takip sağlanıyor.
Çalışan işçi herhangi bir kaza geçirirse kaskında bulunan cihaz üzerindeki düğmeye basarak bulunduğu noktaya yardım çağırabiliyor. Acil durumlarda tüm koordinasyon Litum’un sisteminde lokasyon temelli yapılabiliyor. Hangi işçi nerede, en son nerede görüldü, hareket ediyor mu, dikey veya yatay pozisyonda mı gibi soruların cevaplarını anında verebiliyorsunuz.
Kazı aşamasında çalışan trenler ve kazma aletleri işçilere güvenli alan dışına çıkınca sistem acil durum sinyalleri oluşturuyor.
Bu yüzlerce projeden sadece biri...
Yeni doğan bebeğe takip sistemi
İLGİNÇ bulduğum projelerden biri de yenidoğan takip sistemi
Dünyanın birçok yerinde uygulamışlar. Bebek doğar doğmaz ayak bileğine saat formatında bir bileklik takılıyor. Benzer bileklik annenin el bileğine takılıyor. Bebek ve anne elektronik olarak eşleştiriliyor. Doğru anne doğru bebekle eşleştiğinde bileklikler üzerinde yeşil ışık yanıyor, aksi olursa kırmız ışık, hemşire masalarında alarmlar çalışıyor. Bebek aile izni dışında hastane çıkış kapısına doğru giderse otomatik olarak kapıları kilitleyip asansörler kapatılıyor.
ABD’de yaşlı bakım evindeler
BAŞKA...
ABD California’da San Diego’daki bir başka proje... Burası büyük bir yaşlı bakım evi... Hem normal yaşlı bakım hizmetleri var, hem de azheimer hasta bakım kısmı... Burada yaşayan insanlara gerçek zamanlı konum takibi yapıyorlar. Kişiler yeteri kadar sosyalleşiyor mu? Günde kaç defa kafeye, restorana gidiyor? Hasta aniden düşerse otomatik alarmlar çalışıyor, hemşire veya bakıcı odasına gittiğinde hastaya verdiği hizmetleri mobil cihaz üzerinden girebiliyor.
Elbette sanayi çözümleri de var.
Bu çözümler de verimliliği artırıyor, maliyetleri düşürüyor.
Paylaş