Bu süreç iki tarafı da çok yordu

YÜKSEK enflasyon dönemleri maalesef birçok dengeyi bozuyor. Türkiye’nin enflasyonu en kısa sürede tek haneli rakamlara indirmesi gerekiyor.

Haberin Devamı

 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmazkonut kiralarında yüzde 25 zam sınırının, enflasyonist dönemde kiracıları korumak, gözetmek için alınan bir karar olduğunu söylüyor.

Doğrudur; ev fiyatları da, ev kiraları da çok arttı.

Yılmaz diyor ki; “Asıl olan tabii enflasyonu düşürmek ve bu ihtiyacı ortadan kaldırmak. Dolayısıyla enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürdüğünüz zaman buna ihtiyaç kalmayacak. Ama bu konudaki karar henüz alınmış değil. Bu yılın ortasına kadar geçerliliği var. Temmuza kadar süremiz var. Yaklaştığı zaman bir değerlendirme yapılacaktır. Artılarına, eksilerine bakılacaktır. Enflasyonun gidişine, kiralardaki gidişata, hepsine bakılarak bir karar verilecektir.”

Devlet böyle dönemlerde düzenlemeler yapabilir; haklıdır da...

Haberin Devamı

Daha doğrusu madalyonun diğer bir yüzü olduğunu da unutmamak lazım.

Bu dönemde mağdur olan sadece kiracılar değil.

Devletin bunu da görüp yasal düzenlemeleri buna göre yapması gerekir.

Çünkü ev sahibi kiracı ilişkileri de çok etkilendi.

Kiracıların bir bölümü de bu durumdan yararlandı ve mahkemeye taşınan dosyalar bir hayli arttı.

Öyle anlaşılıyor ki; enflasyon önümüzdeki aylarda düşecek.

Elbette devlet önlemler almayı sürdürecek ancak bu sefer mülk sahiplerini de unutmamalı.

İkincisi aylar, yıllar süren davaların erkene çekilmesi için de bazı düzenlemelere ihtiyaç olduğu bir kez daha görüldü.

Örneğin tahliye taahhütnamesi imzalayan kiracılar itiraz edip imzanın kendisine ait olmadığını söylüyorlar.

Bunu zaman kazanmak ve mahkeme sürecini uzatmak için kullanıyorlar.

Bilirkişiler atanıyor; sonuçta imza kendilerine ait çıktığında da hiçbir ceza almadan yollarına devam ediyorlar.

Oysa hem mahkemelerin iş yükü artıyor, hem de yalan beyanda bulunmuş oluyorlar.

Devletin vatandaşını affetme yetkisi var itirazım yok.

Ama vatandaşın da devletine karşı dürüst davranmak zorunluluğu da var.

Bana gelen çok sayıda mesajdan anlıyorum ki; bu süreçler iki tarafı da çok yormuş.

Düzenlemeler Türkiye’nin gerçeklerine uygun olmalı ve mahkemelerin yükünü azaltmalı.

 

 

Haberin Devamı

Sponsorlar niye gelsin ki…

 

BU sene Süper Lig müthiş bir rekabete sahne oluyor. Uzun yıllardır şampiyonluk özlemi çeken Fenerbahçe, ligde ezeli rakibi Galatasaray ile heyecan verici bir mücadelenin içinde...

Her maç ayrı bir final havasında geçiyor.

Tabii zirve kadar kümede kalma mücadelesi de yaşanıyor.

Her maç zor; her maçın üç skor tahmini var.

Son haftalar yaklaştıkça tansiyon da yükseliyor.

Yine de rekabetin de, mücadelenin de saha içinde olduğunu unutmamak gerekir.

Fenerbahçe- Pendikspor maçını izledim.

İlk yarıda Pendikspor sol kanadı etkili kullanınca Fenerbahçe karşısında gol ve pozisyonlar yakaladı. Oyunun Pendik için iyi tarafı buydu. Ama eleştirdiğim tarafı da oyunun sürekli durmasıydı. Faullerle tam 29 kez kesilince 14 dakikalık bir uzatma bölümü yaşandı. 59 dakika süren maçta topun oyunda kaldığı süre sadece 23 dakika olmuş.

Haberin Devamı

İkinci yarıyla birlikte toplam 46 tane faul olmuş.

Sporun her branşını, özellikle futbolu seviyorum. Sadece bizim maçları değil; vakit buldukça İngiltere, İspanya, Fransa liginden maçlar da izliyorum.

Ama hiçbir maçta bu kadar faul olduğunu, yere yatan futbolcuların dakikalarca kalkmadığını görmedim.

Böyle olunca maç izlenmiyor; bir sinir harbi yaşanıyor.

Oysa bu güzelim rekabetin çok daha iyi geçmesi gerekiyor.

Sonra “Süper Lig’in değerini neden böyle” diye kendi kendimize söyleniyoruz.

Sponsorlar niye gelsin ki...

 

 

Peki vatandaş ne istiyor?

 

BU seçimlerin de akılda kalan görüntüleri, fotoğrafları adayların vatandaş ziyaretleri olacak.

Adaylar kalabalık gruplar halinde sokaklarda esnafı ziyaret ediyorlar.

Haberin Devamı

Bu ziyaretler kısa sürüyor; birkaç saniyelik de diyebiliriz.

Bir el sıkma, hal hatır sorma ve devam edilen diğer ziyaretler...

Sonra da basına, sosyal medyaya servis edilen kareler, görüntüler...

Peki vatandaş ne istiyor?

Elbette adayların esnaf ziyareti yapmalarını, vatandaşın elini sıkmasını istiyor, bekliyor.

Ama konuşulan projelerle ilgili ikna edilmek de istiyor.

Hangi bütçelerle, hangi sıralamayla ve hangi kadrolarla bu işleri yapacaklarını merak ediyor.

Büyük projeleri duymak, öğrenmek elbette herkes istiyor. Ama hayatını kolaylaştıracak küçük rötuşları da öğrenmek istiyor.

Benden söylemesi...

 

 

Oscar yıldızlarından Gazze tepkisi

 

 

OSCAR törenlerinde sonuç herkesin beklediği gibi oldu.

Haberin Devamı

Oppenheimer gecenin galibiydi ve 7 dalda Oscar aldı.

Ama benim için törenin en önemli detayı Gazze’ydi.

Aylardır devam eden savaşta 30 binden fazla masum insan öldü. Çoğu da çocuk ve kadındı.

Oscar törenindeki konuşmalarda Gazze mesajları geceye damga vurdu.

ABD'nin Los Angeles kentinde bulunan Dolby Theatre önünde toplananlar Gazze'de acil ateşkes için gösteri yaptı.

Amerikan medyasının da yer verdiği Gazze'ye destek gösterisi nedeniyle ödül töreni bir süre geç başladı. Ünlü Hollywood oyuncuları da kırmızı halıda yakalarında ateşkesi sembolize eden broşlarla poz verdi.

Ünlü oyuncu Ramy Youssef ödül töreninde “Gazze'de acil ve kalıcı ateşkes çağrısında bulunuyoruz. Filistin halkı için barış ve kalıcı adalet için çağrıda bulunuyoruz. Bu aslında evrensel bir mesaj: Çocukları öldürmeyi bırakın” mesajını verdi.

Gazze tepkisi artık dünyada ve çok önemli toplantılarda verilmeye başlandı.

İsrail Gazze’den çekilmeli.

Gazzeliler ve Gazzeli çocuklar özgürce eskisi gibi oynayabilmeli.

Yazarın Tüm Yazıları