Paylaş
Sadece biz mi; bütün dünya aslında...
Avrupa’nın birçok yerinde seçim yapılırken; dünya medyası Türkiye’yi analiz etme telaşına düştü.
İçinde yaşarken; belki sorunlar, sıkıntılar daha çok konuşuluyor.
Ama dışarı çıkınca. Biraz uzaklaşınca Türkiye’nin önemini, büyüklüğünü daha iyi anlıyoruz.
Gerçekten de Türkiye dünyanın ilgiyle izlediği bir ülke ve böyle de olmaya devam edecek.
Her fırsatta yazıyorum.
Demokrasimizde eleştirilecek çok şey var.
Bazen çarklar dönmüyor; bazen kararlar, süreçler canımızı sıkıyor, canımızı acıtıyor.
Bazen de daha fazla bir demokrasi ihtiyacı hissediyoruz.
Hepsinde haklısınız, haklıyız.
İşte bu eksikleri, yanlışları düzeltecek olan yine bizleriz.
Yeter ki; demokratik süreçleri işletelim, sivil toplumu güçlendirelim, siyaseti günlük hayatımızdan biraz olsun çıkaralım.
Bütün bunları birlikte yapacağız.
Elbette siyasetin gücünü, önemini, değerini hissederek.
Bakın eleştirdiğimiz bu demokraside seçimlere çok büyük bir katılım oldu.
14 Mayıs’ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde 55 milyona yakın seçmen oy kullandı. Toplam kayıtlı seçmen sayısı 64 milyon 190 bindi.
Yani yüzde 85.6’lık bir oran demek...
Belki de dünyada en yüksek katılımlı seçimlerden biridir.
Bunu önemsiyorum.
Seçmenin oyuna sahip çıkmasını anlamlı buluyorum.
Sonucun elbette önemi var.
Ama daha önemli olan bu katılımdır, demokrasiye olan bağlılıktır.
Elbette oy atarak demokrasi vazifesi tamamlanmıyor.
Ama bu irade çok şey anlamına geliyor.
Türkiye’ye inanın...
Siyasette matematik
çoğu zaman tutmuyor
KAZANANIN da, kaybedenin de olduğu bir seçim...
Tabii nereden baktığınız önemli...
Ama notlar halinde şunları yazmak lazım.
21 yıldır iktidarda olan Cumhur İttifakı’nın büyük partisi AK Parti bütün eleştirilere rağmen ipi göğüsledi.
AK Parti’nin oylarında düşüş olsa da hala birinci parti ve oyun kurucu olduğu gerçeği masada.
Bütün anket şirketleri MHP’nin alacağı oy konusunda yanıldılar.
Aslında bu ilk de değil, daha önceki seçimlerde de MHP’nin oyları baraj altında gösterilmişti. Bu seçimin sürprizini yapan iki partiden biri MHP’dir.
Diğeri de Yeniden Refah Partisi’dir.
Yüzde 3’e yakın oyla anket firmalarını ters köşe yaptı.
Bu sonuçları Millet İttifakı çok iyi analiz etmeli.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalmış gözüküyor.
15 günde ne değişir; ne değiştirilir bilemiyorum.
Ama seçmen Millet İttifakı’na önemli bir mesaj veriyor.
İYİ Parti’nin masadan kalkıp masaya dönmesi süreci de sonuçlara yansımış gözüküyor.
Anketlerde 16, 17’lere kadar çıkan İYİ Parti’nin aldığı oy da parti tabanı tarafından iyi değerlendirilmeli.
Ve elbette HDP...
Yüzde 13’lere kadar çıkan HDP oylarının 10’ların altında 8’lerde olması bir şeyi çok net anlatıyor.
Hiçbir oy garanti değil.
Siyasette matematik çoğu zaman tutmuyor.
Bu kavramlar öne çıktı
TÜRKİYE dünyadan başka bir yerde değil.
Dünya siyasetinde esen rüzgarların Anadolu’ya gelmemesi de mümkün değil.
Bütün dünyada milliyetçilik yükseliyor. Buna paralel muhafazakar seçmen tabanını genişletiyor.
Bir de Türkiye’de buna terör eklenince seçmen bu hassasiyetleri öne çıkarıyor.
Vatan, toprak, bayrak siyaseten karşılığı olan önemli kavramlar...
Bu seçimlerde de bu kavramları çok konuştuk.
Ve sandık sonuçlarında gördük ki; önümüzdeki beş yıllık süreçte bunları daha çok konuşacağız.
Listeler eleştirildi
ve herkes haklıydı
SİYASETÇİ dostlarımız kabul etmiyorlar ama ben her fırsatta yazıyor ve söylüyorum.
Türk siyaseti kendini yenilemeli ve listelere koyacağı yeni yüzlerle çıtayı her seferinde yükseltmeli.
Neden böyle düşünüyorum?
Çünkü siyaset sokakta, halkın içinde yapılıyor.
Vatandaş da kendinden isimler görmek istiyor.
Parti genel merkezleri elbette kendi içinde bir kurgu içinde listeleri hazırlıyor.
Ama bunun karşılığı olup olmadığını dikkate almıyorlar.
Örneğin İzmir’de millet ittifakına bakalım.
Kaç İzmirli vardı?
İzmirli olmayanlar kentin sorunlarının ne kadarına hakimdiler?
Aslında her parti için bu eleştirileri yapıyorum.
İnanın listeleri taşıyacak, sürükleyecek isimler olduğunda sonuçlar çok farklı oluyor.
Yaz sonrası yeniden seçim atmosferi
İKİNCİ tur 28 Mayıs’ta...
Yeni vekillerin yemin törenleri, yeni hükümet derken yaz tatili...
Temmuz, ağustos, eylül hepimizin siyasetten uzaklaştığı aylar olur.
Ekimde Meclis’in açılmasıyla kulisler hareketlenir; kasımda yerel seçimlere hazırlık başlar.
Aralıkta, ocakta adaylar belli olur.
Türkiye yeniden seçim atmosferine girer.
Ve bu seçimler yerel kampanyanın çok ötesinde yönetilir.
O yüzden yazı iyi geçirin, iyi dinlenin.
Türkiye siyasetin çok konuşulduğu aylara girecek.
Paylaş