Bu seçim çoktan yerel olmaktan çıktı

Haberin Devamı

NORMAL koşullarda belediye seçimlerinde yerel politikalar konuşulurdu.
Hatta Ankara’dan esen rüzgardansa o seçim bölgesindeki havaya dikkat edilirdi.
İzmir’in Karşıyaka’sında, Aydın’ın Söke’sinde, Muğla’nın Bodrum’unda Başbakan Erdoğan’ın, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin değil, o bölgelerde aday gösterilen isimlerin ne söylediğine bakılırdı.
Yerel seçimlerde sevilen, sayılan, takdir edilen, tanınan kişilerin aday gösterilme nedeni bundandır.
O yüzden de sürpriz sonuçlar sandıktan çıkar.
Bir parti Türkiye genelinde erirken, bakarsın doğru bir adayla o parti rakiplerini ezer geçer.
Dediğim gibi bunlar normal koşullarda olur.
Yani her şey yerli yerindeyken, kim ne yapacağını bilirken, devletin çarkları tıkır tıkır işlerken...
Ama bugün yaşananlar normal şatlar değil.
Türkiye olağanüstü günlerden geçiyor.
Kılıçlar çekilmiş, hesaplaşma nidaları atılıyor, “paralel devlet” iddiaları havada uçuşuyor, yolsuzluk dosyaları konuşuluyor.
Siyaset çözüm üretemez, adalet adalet dağıtamaz olmuş.
O yüzden kimse bu seçimlerde yerel siyaset beklemesin.
Elbette projeler konuşulacak, elbette hizmet ön plana çıkarılacak.
Ama bu toz dumanda kimsenin proje, yatırım filan dinleyeceği yok.
Sokaktaki vatandaşın merak ettiği sorular var çünkü...
Anlayamadığı bir dizi operasyon, her gün başka gündemle uyanan bir Türkiye...
Bu seçim çoktan yerel olmaktan çıktı.

Haberin Devamı

Şunu anlayamıyorum

ŞİMDİ değil; kamuda her zaman görevden almalar, görev değişiklikleri olur. Tabii bu kadar kısa sürede, bu kadar geniş çaplısını belki de ilk defa yaşıyoruz. Üstelik sadece emniyette değil; şimdi milli eğitimde de, maliyede de, çevrede de görevden almalar yaşanıyor. Hem de sadece büyük şehirlerde değil, Türkiye’nin her yerinde...
Merak ettiğim ayrıntı da şu...
Bu isimler alınıyor, bir başka kente ya da bir başka göreve kaydırılıyor. Sonuçta yine aynı bünyede çalışmaya devam ediyor.
Oradan al, buraya getir; ne fark ediyor?
Bugün değil, geçmişte de defalarca eleştirdim.
Bir taciz ya da tecavüz olayı oluyor diyelim.
Soruşturma başlatılıyor, anında görevden uzaklaştırma geliyor.
İyi de tacizciye cezasını veremiyorsun ki, sadece o görevden uzaklaştırıyorsun.
Sanki gittiği yerde bu suçu işlemezmiş gibi...
Neyse...
Devlet büyüklerimiz bizden daha iyi biliyordur.
Ama başımız döndü.
Nasıl hükümet son operasyonları “iktidara yapılmış darbe” girişimi olarak kabul ettiyse, fırtınaya dönen bu atamaları da anlatmak kolay olmayacaktır.

Haberin Devamı

MUSTAFA NECATİ İÇİN

TÜRKİYE’nin unutulmaz Mili Eğitim Bakanı ve Atatürk’ün en yakın arkadaşlarından Mustafa Necati ile ilgili iki yazı yazdım. Çok sayıda mesaj aldım. Anladım ki; İzmirliler, Cumhuriyet tarihinin en önemli siyasetçilerinden biri olan Mustafa Necati’yi tanımıyor. Köy Enstitüleri’nin kurulmasına ön ayak olan, milli eğitimdeki bütün yenilikleri getiren, öğretmenlik mesleğini yücelten, 1924 anayasasını yapan, Altay’ı kuran, Kurtuluş Savaşı’ndaki ilk halk ayaklanmalarını örgütleyen ve ne yazık ki 35 yaşında aramızdan ayrılan Mustafa Necati’ye hepimizin bir vefa borcu olduğunu düşünüyorum.
Dün Konak Belediye eski Başkanı Muzaffer Tunçağ aradı.
Kendisinin başkanlığı döneminde Mustafa Necati’nin son oturduğu Eşrefpaşa’daki evinin sokağına ismini verdiğini hatırlattı.
Ama şunu de ekledi:
“Mustafa Necati’yi tanımak, tanıtmak; anlamak, anlatmak gerekir. Ben Konak sınırları içinde bir sokağa ismini verdim. Ama bir caddeye isminin verilmesini çok isterim. İzmir’in simge projelerinden birine Mustafa Necati isminin de verilmesinin uygun olacağını düşünüyorum. Böyle kıymetler kolay yetişmiyor...”
Kendisine katılıyorum, böyle insanlar kolay çıkmıyor.
Çıkanları da unutmamak, değerini bilmek, sahip çıkmak, vefa göstermek bizlere düşüyor.

Haberin Devamı

İflah olmaz halim

BU kadar fırtına, bu kadar kaosa rağmen ben karamsarlığa kapılmıyorum.
Nedeni şu...
Demokrasiyi kolay bir mücadele görüyoruz.
Değildir; demokrasi dünyanın en zor sistemidir.
Birbirini anlayacaksın, tolerans göstereceksin, ilkeleri ortaya koyacaksın.
Yasalar, yönetmeliklerle bireysel hakları ve özgürlükleri güvence altına alacaksın.
Adaleti adaletli dağıtacaksın...
Çok iş var, söylenecek çok şey var.
Şunu bilin.
Bu ülkede herkes demokrasi tembelliği yaptı, işi başkasına havale etti.
Değil arkadaş, değil kardeşim...
Taşın altına elini sen koyacaksın, herkes koyacak.
İzlemeyeceksin, içinde olacaksın.
Demokrasi mücadelesini kendin yapacaksın.
Elbette meşru zeminlerde, elbette empati yaparak, elbette herkese saygı göstererek.
İkna edeceksin, edemiyorsan ikna olacaksın.
Ve bunu sürekli yapacaksın.
Mücadele etmeden olmaz.
İflah olmaz iyimser halim şundan...
Bu ülke ne sıkıntıları aştı bugüne kadar... Yine aşacak, göreceksiniz demokrasi kazanacak.
Demokrasiyi kendine göre tarif edenler bile “Yaşasın demokrasi” diyecek.
Zaten bir başka çare yok.
Demokrasi yoksa zaten biz de yokuz.

Yazarın Tüm Yazıları