Paylaş
.
Ama Bursa’daki çöp evde yaşananlar, olaylar zinciri inanın birkaç gündür hayatımı felç etti.
Ne yapsam, neyle oyalansam; bir süre sonra Cem Muhammet’in o fotoğrafları aklıma geliyor.
Gazetecilik hayatımda benzer çok olay yaşadım, haber yaptık, günlerce konuştuk.
Mesleğin getirdiği soğukkanlı kalma duruşumu her zaman sergilerim ama böyle durumlar olunca insan karmakarışık duygular içinde oluyor.
Talihsiz çocuğun annesinin, teyzesinin ifadelerini okuyunca insan daha çok üzülüyor.
Tabii devletin de geçen bu sürede çocuğun farkına varamamasını, takip edememesini anlayamıyor.
Oysa bizim devletimiz kayıtları takip eder, boşluklara izin vermezdi.
Ama nasıl olduysa Cem, hiç doğmamış gibi davranılmış.
Okula gitmemiş, çocukluğunu yaşayamamış, dört duvar arasında hapsolmuş.
Tek suçlu anne ve teyze mi?
Bu sorunun cevabını medya üç gündür arıyor.
Söyleyeyim.
Hepimizin kabahati var, hepimizin eksiklikleri var.
Bence hepimizin sorgulaması gereken bir olay bu...
Her konutun çatısı
enerji üssü olsun
RUS enerji devi Gazprom, Avrupa Birliği’ne gaz akışını önemli ölçüde kısacağını açıkladı. İlk başta kesintinin yüzde 20 oranında olacağı söyleniyor.
Avrupa ekonomisi Rusya’nın sahip olduğu doğal kaynaklara büyük ölçüde bağımlı durumda.
Bu da enerjide stratejik bir dönemin başladığını gösteriyor.
Dünyada üretilen enerjinin yüzde 22’si yenilenebilir. Türkiye’de bu oran 29’a ulaştı.
Türkiye yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımlarla Avrupa’da 5’inci ve dünyada 12’nci durumda.
Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin 2026 yılının sonuna kadar 26 gigavat artışla yüzde 53 büyümesi bekleniyor. Bu büyümenin yüzde 48’inin güneş, yüzde 30’unun ise rüzgar enerjisinden sağlanacağı öngörülüyor.
Yine de enerji sektöründe yeni yatırımlara ihtiyaç var.
Özellikle de rüzgar ve güneş konusunda Türkiye’nin gideceği daha çok yol var.
Örneğin Avrupa’da birçok konutun, iş yerlerinin üstünde güneş panelleri görüyoruz.
Bunu yaygınlaştırmalıyız.
Devlet uzun vadeli kredilerle bu yatırımları desteklemeli.
Yapılmıyor demiyorum ama daha fazlası olmalı.
Dünya yakın bir gelecekte enerjiyi daha çok konuşacak ve krizleri yönetmek zorunda kalacak.
Sadece Rusya Ukrayna savaşı değil; bundan böyle azalan kaynaklar tüketimi karşılamakta zorlanacak.
Ve işte o günlere hazırlıklı olmalıyız.
Türkiye’nin yenilenebilir enerji konusunda son yıllarda yaptıkları ortada, dünyadaki konumu da belli.
Ama bu yatırımlar bile bir enerji açığı meselesini gündemimize taşıyacak gibi gözüküyor.
Açık, eksik varsa
siyaset kapatmalı
DUR bakalım…
Sen kime el kaldırıyorsun.
Durak haricinde yolcu almadığı için belediye otobüs şoförünü yumruklamaya kalkıyorsun.
Üstelik bir kadın şoför...
Görüntüleri izledim.
Şoförümüz gayet kibar konuşuyor, durumu izah ediyor.
Arkadaş o kadar insanın içinde durmuyor, şiddet uyguluyor.
Ne ceza alır bilmiyorum.
Ama şunu biliyorum.
Toplumdaki şiddet eğilimi giderek artıyor.
Öfkesine söz geçiremeyenlerin sayısı da artıyor.
Peki ne yapacağız, seyirci mi kalacağız?
Elbette hayır...
Ama iş önce siyasete, siyasetçiye sonra yargıya düşüyor.
Toplumun beklentilerine uygun yasalar şart...
Eğer yasalarda eksik görülmüyorsa uygulamada o zaman denetim şart...
İnsanlar bir şey yaptıklarında nasıl bir yaptırımla karşı karşıya kalacağını bilmeliler.
Cezaların caydırıcı olması gerekir.
Maalesef bu konuda eksiklerimiz olduğunu görüyorum.
Siyaset bu açıkları kapatmalı.
Hatırlatma dozunu
ihmal etmeyin
BİR kere herkesin dikkat etmesi gereken bir dönem...
Yaz aylarında kovid artmıyor aksine azalıyordu.
Şimdi ise rekorlar kırılıyor.
Dikkat ediyorum ama nereye kadar...
Maske kalktığından bu yana ben de kullanmıyorum.
Kalabalıkların içinde olmamaya çalışıyorum ama o da olmuyor.
Hatırlatma dozunu yakında olacağım.
Aklımda yaz sonu olmak vardı, hatta kışa girişte ama öyle gözüküyor ki bunu erkene çekeceğim.
O yüzden herkesi yine aşı olmaya davet ediyorum.
Çok yazdım, aşı karşıtlarından çok da ağır eleştiriler aldım.
Ben bilime inanıyorum.
Aşılara inanıyorum.
Benim gibi düşünenler hatırlatma dozlarını ihmal etmesinler.
Paylaş